Erzak yardımı
İki kamyon, Ankaragücü’nün Beştepe tesislerine dayanmış. İçi erzak dolu; pirinç torbaları, patates çuvalları, portakal sandıkları, pazar torbaları içinde soğanlar, su kolileri. Taraftarların topladığı yardımlar bu iki kamyon erzak. Antrenmandan sonra da baklava ikram etmişler takıma. Kötü olduğunu biliyorduk ama bu kadarını, Türk futbol tarihi de ilk kez görüyordu herhalde. Özellikle çok büyük paraların döndüğü bir dönemde, mahalle takımında olmayacak sefillik resmiydi.
Soğukta ıslak forma
Pazar günkü Gençlerbirliği maçında, yine sahneye çıktı Ankaragüçlü taraftarlar. Sıfırın altında seyreden hava sıcaklığına karşın, üstlerini çıkardılar. Sivasspor maçında, Sivas soğuğunda, ikinci yarıya ıslak formalarıyla çıkan Ankaragücü’ne, bir de böyle destek veriyorlardı. Oynatacak futbolcu bulamadığı günlerde futbolcu verdiği Gençlerbirliği, 1-0 yendi Ankaragücü’nü.
30 yıldır düşmedi
3 Haziran 1981’de Türkiye Kupası’nı, 4 gün sonra Devlet Başkanlığı Kupası’nı kazandı Ankaragücü. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin lideri Kenan Evren, Birinci Lig’e çıkmasını çok istiyordu. Galibiyetleri fırsat bilip, kanun düzenlendi ve Birinci Lig’e çıkarıldı takım. ‘Paşalar Takımı’ diye çıktı adı. Oysa Sakaryaspor’un ardından ikinci olarak zaten çıkıyordu o sezon. Eski İmalat-I Harbiye, daha sonra Makine Kimya Endüstrisi olan adıyla hep bir işçi takımıydı halbuki. Bugün de olduğu gibi. “Bunlar yine didişir, Birinci Lig’e çıkacakken de çıkamaz” diye mi düşündü acaba Evren?
O günden bu yana, 30 yıldır Birinci Lig’de Ankaralı sarı-lacivert. 3 yıldır süren iktidar kavgası, işçi çocuklarının harçlıklarına, suya, soğana, patatese muhtaç hale getirdi takımı. 31’inci yılına, acizlikler içinde tepetakla, bir alt ligde açacak galiba gözünü.
Eski alışkanlık nüksediyor
Sahada beceremeyip, yenilmek, küme düşmek anlaşılabilir bir şey. Ne var ki takımını, sahaya çıkmadan kulüp koridorlarında telef edecek yönetim biçimini, dönüp dönüp yeniden kurmayı anlamak zor. Bunca yıldır yol alamamış sanki, İmalat-ı Harbiye günlerinden beter kulüp. Eski alışkanlığı nüksediyor. Ne dersalmazlık ne rahatlık!
Gazetemiz spor yazarlarından Ayşe Yeşin, “Cenazeyi mi bekliyorsunuz?” diye sormuştu. Öyle bir rahatlık ki cenazesi çıksa musalla taşında terk edip, bırakılacağından korkuyor insan!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder