29 Ekim 2016 Cumartesi

BU YÜRÜYÜŞ BERABER YAPILIR


28.10.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi


Yarın 29 Ekim... Dünyadaki, bölgemizdeki ve ülkedeki gelişmeleri doğru yorumlayabilenler için farklı, yeni bir 29 Ekim denebilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin, Sovyetler Birliği’nin dağılışından bu yana sürdürdüğü güncellenme süreci, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yepyeni bir aşamaya geldi. Bağımsızlığından sonra demokrasisine de sahip çıktı millet.
İleride dönüşümün miladı olarak bu Cumhuriyet Bayramı’nı, “Yeni Türkiye’nin ilk 29 Ekim’i” diye anacağız belki de.
15 Temmuz'u önleyen arkadaşlardan..

Toplumun talebi
Daha geriye götürebiliriz ancak yoğun olarak en az 30 yıldır milletin sessiz ve derinden talebi, 15 Temmuz’da attığı imzayla alenileşti; “Gelişmiş ülkeler seviyesidir yerimiz” diyordu. Topun, tüfeğin, bombanın önünde durarak, açıkça beyan etti bu kararını. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de aslında, biraz da toplumun gerisinde kalmış olarak, talep edilen güncellemelerin gereğini yerine getirmeye çalışıyordu.

Toplum dinamik, ülke gelişiyor ve daha da gelişme azminde, ne mintanına ne cepkenine sığıyor artık. Buraya kadar tutulabildi. Ok, fırladı yayından. 15 Temmuz’da, frenine basan ayaklardan birini tespit etti, şimdi onu kaldırmaya çalışıyor. O ayakların bacağı, o bacağın bir beyni var, onlarda sıra.

Bu dönüşüm, anayasasından siyasi düzenine, ekonomik yapısından toplumsal yaşama kadar pekçok alanda değişiklikler gerektiriyor ama rejim değişikliğini içermiyor. Bu rejimi hakkıyla değerlendiremedik daha. Değişiklikler, eksikleri tamamlayabilmek, aksayanı düzeltmek için lazım.

Dava, ortak çıkarımız
Keskinleşmiş toplumsal bölünmeleri yapıştırmak, milleti bu dava arkasında birleştirmek zorundayız. Dava; bütünlüğümüzü koruyarak gelişmiş ülkeler seviyesine çıkmaktır. Herkes, durduğu yerden, kaç adım gerekiyorsa diğerine yaklaşacak. Ortak çıkarlarımızdır söz konusu olan. Bu talebi yerine getirirken süreci kavrayamayanı, bu gelişmenin önünde duranı, eski fikir eski düzen devam etmek isteyenleri geride bırakacağız.

Cetveli tahtaya tıklatıp, hatırlatıyor, “İcracı ve yol açanlarla işimiz, bizi, hiç boşuna eğlemeye çalışmayın” demeye çalışıyoruz. Millet, ilerideyim sananların bile ilerisindedir şu anda.
Bizimkiler beraberliği olmasın
Yarın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Düzenlenecek tören ve yürüyüş haberlerinden, çok uzun zaman sonra özlediğimiz coşkuyla kutlanacağı izlenimi ediniyoruz. Yalnız ‘bizimkilerin, sizinkilerin’ diye bir kutlama hali de seziliyor bu etkinliklerde. 15 Temmuz’u, Yenikapı toplantısını, herkes kendine göre yorumlamış gibi. Malumun ilamı; beraber olmadığımız sürece, özlediğimiz coşku ve birlik duygusu da tam olmayacaktır.

Bu bayramlar beraber kutlanır, bu yürüyüşler beraber yapılır. Kendimizi hiç kandırmayalım; ‘bizimkiler’ beraberliği, millet beraberliğinden uzaklaşmaktır.

Yeni hedefimize doğru yeni ümitlerle nice 29 Ekim Cumhuriyet Bayramları olsun.

26 Ekim 2016 Çarşamba

YERLİ KOLONYANIN MUCİDİNİ KAYBETTİK



25.10.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi


Apartman Nuri Conker’in, Anafartalar Caddesi 50 numarada, 1923 yılında bir bonmarşe açılıyor. Caddenin toprak, tezgahtarların ‘Ankara’nın pudrası’ dediği tozdan yıldığı zamanlar. Eyüp Sabri Tuncer adıyla açılan bonmarşe, ilk Almanlar’ın üretip Fransızlar’ın geliştirdiği kolonyayı, Ankaralılar’a tanıtıyor. Yıl 1930... Kimsenin bilmediği kolonyayı, müşterilerine küçük şişeler içinde hediye ediyor Eyüp Sabri. Kısa sürede sevdiriyor, İstanbul’dan sonra ülkenin ikinci kolonyası, bu adreste satılmaya başlanıyor.

Balkanlar’dan Ankara’ya
Balkanlar’daki ayaklanmalar nedeniyle 1908 yılında Saraybosna- Banya Luka’dan göçmüş aile. Önce Bursa’ya yerleşmiş, kısa süre İnegöl’de kalmış, sonunda Ankara’ya gelmişler. Oğul Sabahattin Tuncer, 29 Ekim 1923’de İnegöl-Tuzla’da dünyaya geliyor. Bayrak yok, kadınlar bayrak dikiyor, oradan çıkarıyorlar asıl doğum tarihini. Nüfus kağıdı, 1924 tarihli.

Ankara’da ilk, Kayaş’ın Soltak (eski adı Surtak)köyü civarına yerleştiriliyorlar ama fazla kalmadan Cebeci’deki Boşnak Mahallesi’nde (Sakarya Mahallesi) Kestane Sokak’a taşınıyorlar. Sonra Ankara Hastanesi’nin önündeki Hususi Muhasebeciler Apartmanı’na, oradan Yahudi Mahallesi’ne.
Eyüp Sabri Tuncer

Babayla bozuşuyorlar
5 kardeşin ikincisi Sabahattin, ilkokulu Cebeci’deki İltekin İlkokulu’nda, orta ve liseyi, Ankara Ticaret Lisesi’nde okuyor. Söyleşimizde “İnatçıyımdır” diyen Sabahattin Tuncer, lise 2’de kendisine vuran hocasına kızıp, okulu bırakıyor. Uzun yıllar “Diplomalı adam istiyorum ben buraya” diyen baba Eyüp Sabri’yle araları, bozuk gidiyor bu yüzden.

İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) yıllarında ticaret bitiyor, kolonyanın pabucu dama atılıyor, karaborsa artıyor, hiç karaborsa alıp-vermeyen baba Eyüp Sabri, zora düşüyor. Sineğin bile faturalı girip çıktığı dükkanını, İzmir’den gelen ahbap Ahmet Hamdi beyin tavsiyesi kurtarıyor; dikimini öğrettiği Eyüp Sabri Tuncer gömleklerinde, 3 ay sıra oluyor yoğun talepten.
25 Haziran 2014'de Sabahattin Tuncer'le fabrikayı da gezmiştik
İkinci kolonya hamlesi
Kimyacılıkla hiç ilgisi yoktur ama Sabahattin’in aklı, kokudadır. 1950’den sonra bir ipucu bulma peşine düşüyor. İstanbul Bahçekapı’da, bir Ermeni’yi, Vahe Karayan’ı öneriyorlar. Karayan, üzerinde Fransızca ‘Le Livre Du Parfumeur-Parfümcünün El Kitabı’ yazan bir kitap gösteriyor kendisine. İçinde, tarihçesinden formüllere, hammadde satıcılarına kadar her şey var.

Kapıya çıkıyor, etrafa bakıyor, Haşet Kitabevi’ni görüyor yakında. Hemen sipariş veriyor, birkaç hafta sonra geliyor kitap. Geliyor ama Fransızca yok. Sonunda İstanbul’da bir Yahudi çeviriye yardım ediyor ve ‘bütün ufkunu açan kitap’ yolunu da açıyor.

Boş işlerle uğraşmıyormuş oğlan!
Çizimi iyidir, bir yandan Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Anatomi Bölümü’nde desinatörlük yapıyor, bir yandan iş çıkışı dükkana gidiyor, dükkanın alışverişini yapıyor, bir yandan da araştırmalara, deneylere devam ediyor.

Tam tarihi hatırlayamamış “1960 gibi” demişti, nihayet bir gün baba Tuncer’e yaptığı kolonya karışımını koklatıyor. “Güzel” diyor babası. “Bu kadar değil; 600 liralık maliyeti de 100 liraya düşürdüm” deyince kolonya üretimi yeniden gündeme geliyor. Bu arada babayla uzun yıllar süren bozukluk bitiyor, arayı düzeltiyorlar. Diploma yok ama boş işlerle de uğraşmıyormuş demek oğlan!
Sabahattin Tuncer

Üçüncü hamleyle marka oturuyor
1981’de baba Eyüp Sabri’yi kaybedince ipleri ele alıyor ve Ticaret Lisesi’ndeki yılların da katkısıyla Eyüp Sabri Tuncer Kolonyaları’nı yeniden canlandırıyor. Eski markayı yeni dünyaya uyarlıyor, ömrünü uzatıyor. Bu arada alanında adam yetiştirip, Türkiye’nin değişik yerlerinde kabuk yağı, çiçek yağı gibi esans hammaddesinin üretilmesi için üreticilere ön ayak oluyor.

25 Haziran 2014’de Samsun Yolu 25’inci kilometrede ağaçlar arasında kaybolan, botanik bahçesi gibi fabrikasında yaptığımız söyleşide oğul Sabahattin, fabrika arazisindeki evinde yaşadığını, gününü etraftaki kendine has bitkileri, böcekleri ve hayvanları inceleyerek geçirdiğini, sorarlarsa merkezi İstanbul’a taşınmış şirketiyle fikirlerini paylaştığını söylüyordu.
Eyüp Sabri Tuncer Kolonyaları'nın fabrikası, botanik bahçesi gibi
İşadamından fazlasıydı
Bir Ekim günü doğan Sabahattin Tuncer, yine bir Ekim günü, 23’ünde, 93 yaşında ayrıldı aramızdan. Vefat haberleri daha çok firma yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle verildiyse de babanın her yere giren kolonyasını, aslında oğul rafine etmişti. Sabahattin Tuncer, hala araştırmaya devam eden, adeta geleneksel parçamız haline gelen bugünkü kolonyanın mucidiydi. Bir şirket sahibinden daha fazlasını kaybettik yani.

İşinde örnek, günlük yaşamında örnek merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına, başsağlığı ve sabır diliyoruz.

22 Ekim 2016 Cumartesi

ELİ AÇIK ANKARA



21.10.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi


Göz yaşartır el açıklığımız. Kendi sokakları, caddeleri, mahalleleri, ilçelerini bekletiyor, Türkiye’nin dört bir yanına hizmet götürüyor Belediyemiz. Bizim adımıza iyilik yapıyor, e iyilik işte, “Niye yaptın?” denmez, tutulur dil organı. Bakın da ibret alın, işte Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı kararlar ve o iyiliklerden bazıları:

9 Temmuz 2015
- Bayburt ili Zahit Mahallesi Çilçil mevkisine 30 bin metrekare yeşil alan ve çevre düzenleme çalışması..
- Şanlıurfa Ceylanpınar ilçesine 20 bin metrekare park ve muhtelif mahallelere 3 taziye evi yapımı..

9 Kasım 2015
- Sivas ili Güneykaya ve Güldede beldelerine çocuk parkı ve oyun bahçesi yapımı..

15 Ocak 2016
- Bolu ili Göynük ilçesi Akşemseddin Türbesi’nin bakım ve onarımı ile çevre düzenleme çalışması..
- Muş ili Altınova Belediyesi makam aracının tamiratı..
- Kırıkkale Karakeçili Belediyesi’nin yağmur suyu bertarafı için 3 bin metre 800-1000 milimetre çaplı boru ihtiyacının giderilmesi..

11 Nisan 2016
- Urfa ili Ceylanpınar ilçesine yol ve kaldırım için 400 bin metrekare kilitli parke taşı, 27 bin metre su oluğu, 25 bin metre kaldırım bordürü, 75 bin metrekare kaldırım taşı..
Ayrıca ilçe girişinde vadinin park ve mesire yeri yapılması, Küçük Kepez’in seyir tepesi olarak düzenlenmesi, her bir yerleşim birimine çocuk parkı, yürüyüş yolu, spor alanı, yeşil alan yapımı..
Mevcut belediye binasının onarımı, büyütmek mümkün olmadığı için yenisinin yapımı..
1 aşevi, soğuk hava depoları, 2 küçük ölçekli mahalle gençlik merkezi yapımları ve yoksul halka ve sığınmacılara sürekli yardım..
4 büyük, 2 küçük damperli kamyon, 1 greyder, 1 vibrasyonlu silindir, 1 bom, 1 otobüs, 3 yarım otobüs..

- Doğu ve Güneydoğu’da, gıda maddesi, giyim, ev eşyası sağlanması, valilikler ile kaymakamlıkların ihtiyacı olan araç gereç ihtiyacının sağlanması gerekirse ASKİ ve EGO’dan tahsis edilesi, kiralanması ya da devredilmesi..

9 Mayıs 2016
- Düzce ili Akçakoca ilçesine çevre düzenlemesi ve saat kulesi, süs havuzu, çocuk oyun grubu, elektrik direği gibi kent mobilyaları sağlanması..

12 Mayıs 2016
- Bolu ili Göynük ilçesi Ömer Sıkkini ve Debbağ Dede Türbeleri’nin bağlantı yollarının asfaltlanması, ilçe girişlerine tak yapılması, park ve yeşil alanlara peyzaj ve bitkilendirme çalışması yapılması..

8 Haziran 2016
- Şanlıurfa ili Ceylanpınar ilçesine mülteciler, ihtiyaç sahibi vatandaşlar için gıda, giyim, temizlik, barınma, sağlık, ulaşım, araç-gereç, bakım onarım gibi ihtiyaçların giderilmesinde kullanılmak için 300 bin lira nakit aktarılması..

- Hakkari iline, gıda yardımı, bayramlık hediye ya da hediye çeki (asker-polis çocukları dahil), buzdolabı, mutfak araç gereçleri verilmesi..

10 Haziran 2016
- Hakkari ili Şemdinli Derecik Beldesi’nde terörden etkilenen vatandaşlara gıda yardımı, buzdolabı, mutfak araç gereç yardımı yapılması, asker polis çocukları dahil bayramlık hediyeler verilmesi..

11 Temmuz 2016
- Siirt ili Tillo Belediyesi için Kale yolu ve Hassa yolu ile taş duvarların yapımı, yolun asfaltlanması, Hassa Hatun Türbesi’nin bakım onarımı ve çevre düzenlemesinin yapılması..

11 Ekim 2016
- Muş ili Bulanık ilçesi, Van ili Özalp-Erciş-İpekyolu-Edremit ilçeleri, Ağrı ili Diyadin ilçesi ile Iğdır ili Hoşhaber ve Tuzluca ilçelerine yol, altyapı ve asfaltlama..
Park alanı, camilere tuvalet ve şadırvan, cami onarımı, cami halısı, taziye evi, su deposu, prefabrik yapı imalatı, taziye çadırı..
Greyder, ekskavatör, loder, kamyon, kar bıçaklı yol süpürge aracı, kazıcı, yükleyici, su tankeri, çöp kamyonu, itfaiye aracı, vidanjör, kanal açma aracı, çift kabinli arazi aracı, binek araç,
Çöp konteynırı, çöp kovası, oturma bankları, ahşap piknik masası, su ve kanal onarım malzemeleri, kar ve buzla mücadele için tuz, GPS cihazı, kilit taşı, bank (tekrar etmiş), tabut, kamelya, oyun grubu, tahteravalliler, zıp zıplar, basketbol potası..
Gıda, kırtasiye, çanta, temizlik malzemesi, kışlık bot, kaban, bilgisayar, yazıcı, tarayıcı, faks..
Taziye evleri için ses sistemleri, masa-sandalyeler.. Bu ve buna benzer iş ve işlemlerin Belediyemiz imkanları dahilinde karşılanması..

- 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde simge haline gelen Şehit Ömer Halisdemir’in memleketi Niğde’nin Bor ilçesinde alt-üst yapıların düzenlenmesi, meydan düzenlenmesi ve meydan saati, müze, mescit, taziye evi gibi ihtiyaçların, Ankara Büyükşehir Belediyesi imkanları doğrultusunda karşılanması..

Devlet nerede?
Bu tür kararların, yaklaşık bir yıllık dökümü işte böyle. Öncesi de var, bu kadarı fikir versin. Yasal dayanağı olan yardımlar bunlar. Yalnız çoğunun ucu açık, miktar ve maliyetleri belli değil. Doğu ve Güneydoğu’yla da ihtiyacı olanla da dayanışacağız tabii ki ama ne aldığımızı ne verdiğimizi de bilerek. Şöyle arka arkaya okuyunca dersiniz ki “Devlet nerede? Yok mu bakanlığı, valiliği, kaymakamlıkları, Ankara Büyükşehir Belediyesi hangi birine yetişsin?”

Ankara’nın da şehirde ve çevre ilçelerinde hala çok acil ihtiyaçları var, demek bu yüzden onlara yetişemiyor. Kendini unutmuş, Türkiye’yi kurtarmaya adamış kendini. Ankara Kalesi altyapısı 6 yıldır bitemezken, her yağmurda Kızılay’da bile karşıdan karşıya geçemez, alt geçitlere, çukur semtlere biriken yağmur suları bizi Türkiye’ye reklam ederken niye bütün işi Ankara Belediyesi’ne bırakıyorsun a devlet? Allah dedirtiyor; devlet gibi belediye vallahi!