11 Mart 2015 Çarşamba

KALE VE TURİZM



10.03.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


İnşaatçı gibi mevsimimiz geldi. Baharın başlangıcıyla belediyeler, müteahhitler altyapı, inşaat çalışmalarına başlıyor ya, biz de proje müdürü gibi Kale’nin defterini açıyoruz her yıl. Bitmeyen altyapı çalışmaları 5’inci yılına girdi, üstündeki eksikler, onlarca yıldır eksikliğinden fazla bir şey kaybetmedi. Çünkü idarecileri ve ileri gelenleri, geçmişi olmadan geleceği yakalamaya çalışıyor başkentte.



Artvin 4 katımız

Yamalı bohça gibi şehir, kişiliği tarif edilemiyor. Herkes, filin kendi tuttuğu tarafıyla tanımlamaya devam ediyor kenti ve sorunlarını. Bütünlük yok. Ne şehirciliğinde ne ekonomisinde ne de tarihinde. Önceki Ankara Valisi Alaaddin Yüksel çok uğraştı ama olmayan turizmi hala yok Ankara’nın. Antalya’dan edindiği tecrübeye dayanarak konuyu gündeme taşıdı, ilgili kurumlar ve kişilerle toplantılar yaptı ancak  keyfini bozan olmadı. Yerlisiyle yabancısıyla 500 binin az üstü az altı turisti aşamıyor Ankara.



Geçtiğimiz yıl Türkiye’ye,36 milyon 900 bin civarında turist gelmiş. İstanbul’a 11 milyon 900 bin, Antalya’ya 11 buçuk milyon turist gelirken sıkı durun, Artvin, 1 milyon 900 bin civarında turist ağırlamış geçtiğimiz yıl. Aynı dönemde Paris’i 48 milyon, Londra’yı 39 milyon, New York’u, 44 milyonu yerli 12 milyonu yabancı olmak üzere 56 milyon turist ziyaret etmiş.



Ankara’nın yıllık 550-650 bin civarında ziyaretçisi görünüyor ama bunun ne kadarı başkentten aktarma yapan yolcular onu bilemiyoruz. Önemli bir rakam olduğu söyleniyor. Öyleyken bile Artvin’in 4’te 1’ini geçemiyoruz.



Pazarlayamadığımız hazineler

Devasa bir kaya kütlesi üzerine oturan en az 2 bin 500 yaşındaki Kalesi ve içindeki yaşamına, eteklerinde Hamamönü ve Hacı Bayram’a, Polatlı’da Midas’ın Gordion’una, Kızılcahamam’daki milyonlarca yıllık fosil ormanları ve jeoparka, Kalecik’e, Sakarya ve Kurtuluş Savaşı’nın cephelerine, Anıtkabir’ine, başta Anadolu Medeniyetleri Müzesi olmak üzere 47 civarındaki müzesine ziyaretçi çekemiyoruz. Paris’te sadece Luvr(Louvre) Müzesi’ni 7 milyon turistin ziyaret ettiğini öğrenince bir kez daha kurulmasından vazgeçilen Medeniyetler Müzesi’ne yanıyoruz. Beypazarı kendi başının çaresine bakıyordu ancak o da doygunluk noktasına geldi, yeni açılımlara ihtiyaç duyuyor.



Kongre ve sağlık turizmi

Şimdi de sanki her şeyimiz tamam, dar bir pencereden baktığımız kongre ve sağlık turizmine bel bağladık. Aç tavuk kendini darı ambarında sanır, hayal kuruyoruz. Kongre turizmi olsun, sağlık turizmi olsun o kadar, gerisi yok. Gelen insanlar nasıl zaman geçirecek, nereyi gezecek, nerede ne yiyecek kısmıyla ilgili hiçbir hazırlık yok. Ankara Kalesi’niyse özellikle turizmcilerin hiç kaale alası yok. Oysa dünyanın neresinde olsa her yabancının ilk ziyaret etmek isteyeceği yer, en eski kısmıdır şehrin.



Ne planlanıyor ne oluyor Kale’de

Ne idarecisi ne turizmcisi ilgilenmediği için onlarca yıldır tek bir ulaşım aracı yoktur Kale’ye çıkan. 5’inci yıla giren altyapı çalışmaları, ilgisizliğin en temel göstergesidir. İç Kale Kapısı’na kadar geldi, durdu çalışma. Elektrik kesintileri ve su boruları patlamaya devam ediyor. “Aydınlatma” diyorduk, yananlar da söndü, zifiri karanlık sokaklarına, kendi sakinleri bile girmeye korkar oldu tarihi bölgenin. Yerel yemeklerin yapıldığı tek bir lokanta yok. Park yeri de yok. Hafta sonu daha beter oluyor, turist otobüslerinin saatlerce giremediği günler oluyor meydana. Can Sokak ve meydana park etmek derhal yasaklanmalı. Bir de son zamanlarda, hemen Kale Kapısı’ndan girince oradaki avluya park edilmeye başlandı. Biz ne diyoruz, neler oluyor Kale’de.



Yani 4 yıl önce hazırlanan Kale Eylem Planı’nda her şey tespit edilmişti, uygulayacaktık sadece. Hiç biri uygulanamayacak şeyler değildiki, sanki kayasıyla kaldırıp, Hıdırlıktepe’ye koyun diyor plan. Basit rötuşlar ve uygulamalar istiyordu Kale.


Yani efendim, kısmi bakış açılarıyla daha işin ‘a’sını yapmadan turizm rüyaları görüyoruz Ankara’da. Kale’dir turizmin ibresi, orada ne oluyorsa Ankara turizminin geleceğini de oradan kestirebiliriz ancak. Manzarada, hayal kuranları ve rahatını bozmayanları görüyoruz şimdilik.

Hiç yorum yok: