19.09.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi
Sonbahara
yaz gibi girdik ama başkentin gündemi uzun zamandır bıçak gibi ayaz. Seçimlere
kadar mı sürer, sonra da devam mı eder bilemiyoruz. Bilemiyoruz çünkü bu şehir,
şehir olma koşullarının çok dışına çıktı. Şehrin gerekleri, rant fırtınasının
tozu dumanından görünmez halde. Şehir planlaması falan sıfırın epey altına
indi, şehrin planını, rantçılar yapıyor alenen.
‘Önce
yapıp sonra planlama’ diye bir kavram hangi mimarlık ve şehir planlama okulunda
okutuluyor, biz daha duymadık. Yapılmış doğru projeleri de ezip geçen bu
fırtınanın dinme ihtimali pek görünmüyor, aksine, Amerika’nın İrma Kasırgası’na
dönüşüyor yeni gelen günlerle. Bir ülkenin başkentini yutan bir girdabın
içindeyiz sanki, kontrolsüzce savruluyoruz sonunu kesiteremediğimiz bir kargaşaya
doğru. Karabasanı andıran bir kargaşaya ama.
Oldu-bitti kolay da
En
son ODTÜ Ormanı içinden geçirilen yolun pek de öyle masumane bir yol ihtiyacı
olmadığını, Hürriyet Ankara Gazetesi’nden Eray Görgülü arkadaşımız yazdı. Şehir
Hastaneleri çevresinde oluşan kütlesel ve rantı yüksek yapılaşma alanları, bir
yük olarak şehrin sırtına yüklenmeye hazırlanıyor. Varolan şehirleşme ve
yapılaşma tarzından çok şikayetçiyken seri olarak yenileri ekleniyor yüklerin.
ODTÜ Ormanı'ndan geçen yolun, hastaneden önce bağlandığı inşaat |
Altyapı
ve toplu taşıma sorunları çözülmemiş şehir, kontrolsüz yapılaşmayla bırakın
trafiği, betonlaşmayı, asfaltlaşmayı, toplumum kalıtımsal yapısıyla oynuyor
artık. Bu süreç, toplum dokusunu bozuyor, adalet duygusunu sarsıyor, yanlışı
mübah hale getiriyor. Oldu-bitti kolay da bize de kalmayacak, bedelini bizim
çocuklarımız ödeyecek sağlıksız kentin sağlıksız çocukları olarak.
Bitiyormuş sonbaharı
Kentsel
dönüşüm, çığrından çıkmış bir yöntemle uygulanıyor. Kötü yapılaşma ve
şehirleşmeyi önlemek üzere başlatılan kentsel dönüşüm projesi, yaşanılabilir
alanlardan çok beton yığınları arasına asfalt boşluklar yaratılmasıyla
sonuçlandı. El atılan yerde mahalle-semt dokusu, imha ediliyor adeta.
Gösterişten küçük bir yeşil alan ki bazısında o da yok, bolca ticarethane,
komşuluk bağlarını kesip atan bıçak gibi dikine kutu kutu evler.
Bu
şehirde, 500 bine yakın konut fazlası var ama girdabında telef olacağımız rant
canavarının yarattığı fırtınayı durduramıyuoruz. Olan planları delik deşik
eden, aslında şehir planı olmayan bir başkentte yaşıyoruz kanırta kanırta.
Duyduklarımız doğru çıkarsa -zaten çok eksikmiş gibi- tartışmasız günü geçmeyen
günler bekliyor Ankara’yı. Şehir, sonbaharını yaşamıyor, bitirmek üzereymiş
meğer.
En son İsmetpaşa Mahallesi'ni yok ettik |
Gerçek Ankara ayazı
Şöyle içimizi yumuşatan
romantik bir Eylül yazısı olsa daha iyiydi ama maalesef gerçek, keskin Ankara
ayazı kadar acıtıcı. Dileyelim de öyle olmasın, frene basan bir ayak çıksın, virajda
savrulmadan, içinden çıkılamaz yeni sorunlara garkolmadan geçiştirsin bu
fırtınayı. Ne devletin kurulduğu Ankara ne ona kucak açan millet ne de ülkenin
başkenti hak ediyor böyle insafsızca hırpalanmayı.
1 yorum:
Çok güzel Tesbitler ✔
Yorum Gönder