23 Mayıs 2015 Cumartesi

1 NUMARAMIZ: ANITKABİR




22.05.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi, Akdeniz Caddesi, Gençlik Caddesi, Mebusevleri ve caddelere bağlı sokaklarda park edecek delik yok. Metrodan, gür bir dere gibi insan akıyor, Tandoğan kapısında sel oluyor içeri. Kundaklık bebekten bastonlarıyla ağır ağır ilerleyen dedelere, ninelere kadar her yaştan insan seli. Anıtkabir’e akıyorlar.



Kendiliğinden sel

Tandoğan kapısından girerken gün düşmüştü, Aslanlı Yol’a varmadan karardı hava. Ellerinde bayraklar, ay yıldızlı şapkalar, başa dolanan kurdeleler, bandanalar, üstte tişörtleriyle kalabalık, dalgaların vurduğu kum taneleri gibi kıpır kıpır karanlıkta. Aslanlı yola çıkıldığında vuran sapsarı ışıkla bu kez, altın bir kolyenin zincir halkaları gibi kıpırdanıyor. İnsanın içi çekiliyor, kendiliğinden oluşan bu akıntının içinde.

Anıtkabir 19 Mayıs Konseri


Avluyu görmek için kalabalığı yararak ilerlemek gerekiyor. Asıl kum burada kaynıyormuş; kabirin merdivenlerine kadar görünen her yer insan, bir süre sonra hiç boşluk kalmıyor. Alana giremeyen ya da girmeyi göze alamayanlar, Aslanlı Yol’un iki yanındaki alçak duvarlara, çimlere sıralanmış. 19 Mayıs Bayramı için Anıtkabir’de düzenlenen konsere, rağbet büyük.



Kabir çevresindeki her nöbetçi askere, en eski sivil toplum örgütümüz Ankara Kulübü’nün birer bacıereni ve seymeni eşlik ediyor. Vakur duruşlarıyla en görsel ögelerinden birini oluşturuyorlar Anıtkabir’in. Fotoğraf makinelerinin flaşları, bir kalabalığı bir de onları görüntülemek için patlıyor ardı ardına. Arkada, gökyüzüne salınan fenerler süzülüyor. Eskiden çocuklar ortada koştururdu, şimdi koşturmacalı, bir de her şeyin fotoğrafını çekiyorlar cep telefonlarıyla.



Aslanlı Yol’dan ve Anıttepe girişinden akmaya devam ediyor insan seli.



Konser caiz midir?

Kabirin önünde, meydana bakan merdivenlerin başlangıcına, orkestra yerleşmiş. Merdivenlere, 28 amatör koronun 750 üyesiyle Harp Okulu’nun öğrencileri dizilmiş marşları söylemek için. En üst merdivene çıkınca büyüleniyor, gözünüzü bir daha alamıyorsunuz kum tanelerinin ve altın halkalarının, Ankaralı’nın tabiriyle ıpıl ıpıl kımıldaşmasından. 2 Anıtkabir daha olsa dolduracak bir kalabalık.



Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Soru Cevaplandırma Platformu’na sormuşlar “Anıtkabir avlusunda konser vermek dinimizce caiz midir?” diye, “Değildir” biçiminde bir ön bilgilendirmeden sonra “Dünyada bazı mezar, anıt veya türbeler, özel statüye sahip olduğu için programları da farklılıklar arz etmektedir. Sorunuzda yer alan mekan, bu bağlamda değerlendirilebilir” diye sulhle bağlamışlar konuyu.



Belki de...

Belki de önemine yakışır şekilde kutlansa bayram, o kapıya gitmek zorunda kalınmayacaktı. Demek ki herkesi biraraya toplayacak bir kutlama yapma arzusu taşıyan kalabalıklar varmış. Kabir ziyaretine değil, Mustafa Kemal’le beraber, yeni devletimizin, Cumhuriyet’in doğuşunu kutlamaya gelmişlerdi beraber.


Tartışmasız bütün tarihi birikimine karşın turizmi olmayan Ankara’nın, 1 numaralı ziyaret yeri Anıtkabir. Başı müsait gezmeye, sıkışan dertleşmeye geliyor. Her görüşten, her  sınıftan avluyu dolduranlar için bir kabirden öte, ortak payda ve devletin, en önemli simgelerinden aynı zamanda. Herkesi kucaklayan devletin, kucaklandığı yer olmuş.

Hiç yorum yok: