“Ankarasız Ankaralılar” yazımız, hem gecikmiş teşekkürlerimize hem de biraz sohbete fırsat olsun. Olsun çünkü ardından aldığımız mektup ve elektronik postalarınız, sadece isteğimizi artırmakla kalmayıp, sessiz cevherleri tanımamıza da yardımcı oldu.
Önce Valimiz, Alaaddin Yüksel beyefendiyle başlamak istiyorum çünkü herkesten önce davrandılar. Ertesi sabah bizzat telefonla arayıp, yüklediğimiz sorumluluktan memnuniyetlerini, gereğini zevkle yerine getirmeye çalışacaklarını ifade ettiler. Ankaralılık ve ruhu üzerine konuştuk ama anlatmayacağım. Uzun bir sohbet için sözleştik, sizlerle de paylaşacağımız o sohbetin gazını kaçırmak istemiyorum. Böylece sayın valimizi de sıkıştırıp, mecbur bırakıyorum. Ne yapıyorsak Ankara için vallahi! Sayın valimize teşekkürü borç biliyorum.
Ciddi Öneriler, Hayalet Girişimler
Daha önce de yazıyordum ama bu kez daha bir ilginizi çekmiş nedense. Ankara için, küçüklü büyüklü öneri ve projelerini paylaşan okuyucularımız oldu. Üstelik üzerinde çalışılmış, yabana atılamayacak ilgi çekici önerilerdi. Sesi duyulmayan bu Ankaraseverleri ve projelerini, zamanı gelince okuyucularımız ve yetkililerle paylaşacağız. Saatlerimizi ayarladık, gününü bekliyoruz Milliyet Ankara Gazetesi olarak!
Bir de tabii iğneyle titreyip ama tepkisini içinde tutabilen okuyucularımız var. Örneğin ‘Ankara Duyarlılık Girişimi’ gibi. “Bu uygun ortamda niye yeniden girişmiyorsunuz?” biçiminde özetlenebilecek yazımız, Çince yazılmış ta anlaşılamamış gibi yanıtsız kaldı. Şu an ‘Ankara Duyarlılık Girişimi’, neden duyarsız ben bilmiyorum. Tek bir açıklama gelmedi. Adım, ‘hayaletlerle yazışan yazar’a çıkacak. Bilsinler; çuvaldız, diğer avucumuzda!
Sizin Yükünüzü Taşıyor Bu Gemi
Değerli okurlar, biliyorsunuz, “Sorun Hattı” ve “Söz Vatandaşın” köşelerimiz var ekimizde. “Sorun Hattı”ndan ulaştırdığınızı, 2 gün sonra “Söz Vatandaşın” köşesinde bulabiliyorsunuz. Ya da ilettiğiniz sorunu, haber olarak işliyoruz. İyi haberleriniz, ekimizi renklendiriyor. Milliyet Ankara Gazetesi’nin odasını görseniz, bir geminin kazan dairesi gibi çalışıyor. Kılavye sesleri, piston sesi gibi. Çalan telefonlar, fakslar, biriken basıncı atarken öten buhar düdüğü gibi. Yazıcılardan bastığımız yazılar, dönen dişlilerin arasından çıkıyor sanki. Bu gemi, sizin yükünüzü taşımakla görevli, lütfen eleştiri ve sorunlarınızı iletmekten çekinmeyiniz.
Ankara Türküleri
Valimizle başlamıştım, valiliğin çok hayırlı bir işini duyurmakla bitirmek istiyorum: ‘Ankara Türküleri’nin toplandığı çok güzel bir müzik albümü çıkarılmış. Kanınızı kaynatan, bazen de tokat gibi çarpan türküler var albümde. Başarılı bir yapım ve üstüne eski kayıtlardan bir arşiv bulacaksınız içinde. İnanmayan Valiliğin internet sayfasından dinleyebilir. Yazımı yazarken ‘Atım Arap’ türküsünü dinliyorum. İyiye gitsin, güzel şeyler olsun Ankara’da. Atalım ataletimizi, vurdumduyar olalım biraz da.
“Atım karaaaa, ben kara amman ammaaann
Aman vilayeeetiiimm Annnkara vay vayyy
…..”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder