Geçen hafta Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Toplantısı'nda, bir hedef koydu; “2023 Ankarası’nı tasarlayın” dedi. “Günübirlik, 3-4 yıllık tasarımları, planlamaları bırakın, ilerisini hesaplayın, bir ülkenin ne imkanı ne zamanı bu kadar kolay heba edilecek bir şey değil” diye de uyardı. “Ankara için bal damladı Cemil Çiçek’in ağzından” desem yeridir. Ortada uçuşan ama gerçekleşmeyen, konuşmaktan öteye geçmediği için ciddiyetine şüpheyle bakılan projeleri, bir zemine oturtma zamanını işaret ediyordu.
Tesadüfi gelişiyor
''Ankara'daki gelişmeler biraz tesadüfi gibi geliyor bana” diyordu. “Önce bir memur şehri, sonra öğrenci şehri, en sonunda sanayi şehri de olan Ankara’yla övünüyoruz ama planlamalar buna göre yapılmadığı takdirde sıkıntılar yaşıyoruz” diye ekliyordu. Bu karmaşık yapının, tesadüfi ya da günübirlik kararlarla değil, planlanarak çözülebileceğinin altını çiziyordu.
Planlamayan Ankara
1932’de yürürlüğe giren Prof.Dr. Herman Jansen’in imar planı, 50 yıl sonra yani 1980’lerde, kent nüfusunu 300 bin olarak hesaplıyordu. Oysa daha 1950’lerin başında bu nüfusa ulaşmıştı Ankara. Yeni bir plan ihtiyacı doğmuştu. 1955 yılından sonra Yüksek Mimar Nihat Yücel ve Raşit Uybadin’in, Ankara Nazım İmar Planı devreye girdi. Yetişemiyordu planlar Ankara’ya; uzun vadeli diye yapılan planlar, 4-5 yılda işlevini yitiriyordu. 1973 yılında Ankara Metropoliten Alan Nazım Plan Bürosu, göç ve gecekondulaşma etkisi altında büyüyen kenti, kontrol altına almak ve yönlendirmek için Ankara Nazım Planı hazırladı. 2011 yılında hala gecekondulaşma hakimiyetini kırma, ‘Kentsel Dönüşüm’ adı altında, düzenli kentleşme çabaları devam ediyordu.
Kişiye göre işleyişler
Ankara üzerine ciddi araştırmalar yapan Güven Dinçer, kendisiyle yaptığımız söyleşide, Türkiye’nin, kent planlama terbiyesinin olmamasına bağlamıştı konuyu. Cemil Çiçek, daha da özetlemiş; “Biz, Türkiye'de, kişiye göre işleyişler yapıyoruz” diyordu. Jansen ve Uybadin-Yücel Planları da dahil, özünü, bir cümleye sığdırıyordu. Can çıkıyor, huy çıkmıyordu!
Çiçek’in konuşmasına ek
Ayrıca Cemil Çiçek, Ankara için, “Bilim ve teknoloji şehri olması lazım, fuarlar şehri olması lazım. Bakın, son 4 senedir her yerde fuar yeri arayıp duruyoruz” diyordu. Aklın yolu bir, aynen katılıyorduk. Üstüne bir ek yapmak suretiyle:
Tarihi kent dokusu için koruma amaçlı imar planı, belediyelere verildiğinden, 1986 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ulus bölgesini koruma planı oluşturmak istedi. ‘Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah İmar Planı’ adındaki bu plan, türünün en gelişmiş örneklerinden biriydi. İlgisizlik, planı, kursağında bıraktı Ankara’nın. Hani benim “Kaleee!” diye diye dilimde tüy bitiren proje, hazırdı zaten. Kale ve çevresiyle ilgili talebi, Cemil Çiçek’in konuşmasına iliştiriyorum!
Türkiye uçar Ankara bakar
Cemil Çiçek’in ATO’daki konuşması, kısa, öz ama Ankara’yla birazcık ilgilenen biri için yeterince dolu bir konuşmadır. Somuttur, 2023 tarihi, ciddi bir uyarıdır. 2023 yılında, Türkiye'nin ekonomisi itibarıyla dünyadaki ilk 10 ülke arasında olacağını, ticaret hacminin trilyon dolarları, ihracatının 500 milyon doları bulmasından bahsediyor Çiçek. “Ankara’yı kapsayan proje ve planlarınız varsa arkanızda duralım ama ‘kişiye göre işleyişler’ için kapımızı çalmayın” diyor. Daha nasıl söylesin? Sade cümlesini biraz daha sadeleştiriyorum; “Anlayamıyorsanız Türkiye uçar, Ankara, bakar” diyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder