Siyasetçilerinden, vekillerinden alacaklı Ankara. 60-70 yıldır alacaklı. Ankaralı’nın oylarıyla Meclis’e giren vekillerimiz, memleketi, dünya alemi avucunun içi gibi bilirken 200 metre aşağıdaki Kızılay Meydanı’nda, yağmur altında sırılsıklam otobüs bekleyen Ankaralılar’dan haberleri olmaz. Kızılay’dan, klimalı arabalarıyla havaalanına giderken geçerler. İçerisi serin olduğu için, sıcağın alnında kavrulanların halinden haberleri olmaz. Olmadan da biter çoğunun vekilliği.
Misafir vekiller
Hadi duraktan habersizsiniz, trilyonluk yatırım ihtiyacı ve projelerden de mi haberiniz olmuyor? Ankara gazeteleri, hergün birini manşetine koyuyor. Herkesin kendi işine geldiği yana çekmek istediği projeler, sadece manşet olduğuyla kalıyor. Büyük proje çok, kendisi ortada yok. Kentin kaderini değiştirecek büyük projelerin, içinde ya da kenarında, bizi temsil etmesi ve desteklemesi gereken vekillerimizi göremiyoruz. Devlet Ankara’da, sanki Ankara’nın en uzağında. 5-10 vekili, devlet büyüğü, o projelere önderlik edip, gerçekleşmesi için niye bir çaba göstermiyor, henüz aklım yetmedi anlamaya. Hep bir misafirlik hali var.
Ankaralı ümidi kesmiş
Vekil adaylarımız listelendi. Bilmem kaçıncı bölgeden bilmem kaçıncı sıradaki vekil adaylarımızın, Ankara için çabalarını, etkisini kıyaslamak isterdik. Yarım yüzyıldan fazla tecrübesi ve ümitsizliğiyle bir kez daha ruhum daraldı. Ankaralı, vekillerinden ve devlet büyüklerinden resmen ümidi kesmiş. Kimle konuşsam geleceğe yönelik iyi niyetimi, enayiliğe dönüştüren ortak bir yanıt alıyorum: “Ankara vekilliğinin adı var, Meclis’e girince ‘vekil’ kısmı kalır .”
Tıkalı kanal
Başka bir zamandayız ama artık. “Böyle, değişmez” deyip, kabullenme zamanına devam edemeyiz. Ankara, Mars’ta bir başkent olmadığı için dünyadaki ya da ülkemizdeki ekonomik, toplumsal değişimlerin dışında değil. Tortu birikmiş, kanal kapanmış. Bir basınç lazım açmak için. Valimizin, işadamlarımızın, belediyelerimizin çabaları, açsa bile kısmen açacak kanalı. Siyasetin ve devletin, güçlü eline ihtiyacımız var. Daralan ekonomisi ve bozulan toplumsal dokusu, tıkadıkça tıkıyor kanalı.
Siyasetin borcu
Misafir vekilliğe tahammülü yok Ankara’nın. Önderlere, projelerin gerçekleşmesi için çabaya ihtiyacı var. Türkiye, dünya masasında oturan 10 ülke içine girmeye çalışırken tıkalı Ankara kanalı patlarsa komik olur; “Başkentine sahip çıkamıyor, ‘dengim’ diye oturmuş karşımıza” dedirtir elaleme! Ankara değil, 550 vekilimizi uyarıyorum.
70 yıllık kaybı, 20 yıllık yoğun ilgiyle kapatılabilir Ankara’nın. O miladın, bu seçimlerle başlamasını umuyoruz. Bir çivisine çekiç vurmadan Ankara’da siyaset yapma zamanı bitti, bitsin. Siyaset, az az da olsa borcunu ödesin Ankara’ya. Bu kayıtsızlığı, Türkiye’de kaldıramaz artık. 10’uncu ülke olarak masaya oturuyorum derken afedersiniz “cırrttt” diye pantolon ağı sökülen mahçup durumuna düşmeyelim. Yeni masa kurulur, eskisinden kalkamayız maazallah!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder