Seçim ertesi, bu slogana benzer bir davetim olmuştu Cemil ağabeye. Ankara vekillerinin en tecrübelisi, ağabeyidir. Birçok kez bakanlık yapmış, ülkenin değişik hallerine şahitlik etmiş bir siyasetçi. Şimdi de Meclis Başkanımız’dır. Cemil ağabey yani Cemil Çiçek. Unutulmasın diye, bir sloganla güçlendirerek geri döndüm. Gaza gelmiş parti taraftarı ya da durup dururken aniden ünleyen meczup coşkusuna benzetilmez inşallah sloganlı çağrımız!
Tek ses için
“Cemil ağabey sahaya yumruk havaya” diyoruz çünkü Ankara’nın, sorunlarına ve yatırımlarına öncülük edebilecek kişidir. Ankara vekillerimizi bir araya toplayıp, sorunları ve yatırımları bir öncelik sırasına koyup, ilgili kurumlarla uygulanabilmesi için önayak olabilecek kişidir. Bazı sorunlar siyaset konusudur ama bazıları da siyasetler üstüdür. Bu konularda, partilerden tek ses çıkar. Ankara vekilleri, o konular için, mutlaka bir araya gelmelidir. Çünkü…
Siyasi baskı ve lobi gücü
Ankara için hem siyasi baskı gücüne hem de Ankara lobisine ihtiyacımız var. Herkesin kendine göre tarif ettiği kalkınma önerileri, gelişigüzel bir seyir izliyor. Aynı hedefe değil, herkes kendi hedefine kilitlenmiş durumda. Bir gelişme göstergesi sayılacak bazı proje ve yatırımlar, gelecekte bir Gordion Düğümü’ne dönüşebilir. Başlamışken hayırla getirelim sonunu diye.
Niye Cemil ağabey?
“Cemil ağabey sahaya yumruk havaya” diyoruz çünkü kendi siyasi görüşü yanında ortak kanaatlere seslenen ifadeleri var. Bir tanesi Nisan başında, Ankara Ticaret Odası’ndaki konuşması; “Kişiye göre işleyişler yapıyoruz, ilerisini hesaplayın, bir ülkenin ne imkanı ne zamanı bu kadar kolay heba edilecek bir şey değil” demişti. Tek ve fazlasıyla yeterli bir cümleydi ama anlamazdan gelenler, yine bildiğini okudu. Cemil ağabey, “Ankara’yla övünüyoruz ama planlamalar, buna göre yapılmadığı takdirde sıkıntılar yaşıyoruz” dediği halde. “Ankara'daki gelişmeler, biraz tesadüfi gibi geliyor bana” dediği halde!
Seçimden sonra Cemil ağabeyi, Ankara’yla ilgili toplantılar, açılışlar ve şenliklerde, eskisine göre sık görür oldum. Bazılarında, katılmaktan fazlasını yapıyordu. En son geçtiğimiz Perşembe, 7’inci Uluslararası Çubuk Turşu ve Kültür Şenlikleri’ndeydi. Ağabeyliğini yaptı: Yöresel şenlikte, yöresel olmayan yabancı unsurlara dikkat çekiyor; “Yabancı unsurları şenliğimizde barındırırsak bu kültür şenliği olmaz, kendi elimizle yozlaşmanın kapısını açmış oluruz. Büyük ve eski bir milletiz, derin kültürümüz, medeniyetimiz var. Çoğumuz, kendi tarihi ve kültüründen habersiz ” diyordu. Yöreyi ve ürünlerini tanıtacağına, dikkat çekmek için yapılan ama yöreyle alakasız etkinlikler için uyarıyordu. Katılıyorum; geliştirmekle yozlaştırmayı karıştırmamak lazım. Başlı başına ayrı bir yazı konusu.
Ders çıkarsak artık
İşte bu ortak kanaatin ifadesi sözler, yeri gelince siyasetin orta yerinde durabilme becerisi yüzünden Cemil ağabeyi, siyasi baskı ya da Ankara lobisinin oluşturulması için fırsat olarak görüyorum. Hatta diğer partiler zorlamalı. Ankara’yı düşünen herkes te desteklemeli. Siyasi baskı kurabilen, yeri gelince etkin tepki verebilen lobimiz olmalı. En az İstanbul’un ki kadar. Bankaların ve Bilişim Vadisi’nin, gidişinden ders çıkarmalıyız. Tıpış tıpış gittiler, bir de el salladık arkalarından.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder