12 Ekim 2011 Çarşamba

İŞSİZLİĞİN REÇETESİNİ BİLENLER


11.10.2011 Milliyet-Ankara Gazetesi

Biz giderken bazıları, dönüyor olur. “Nal toplamak” diyoruz ya, onların nalını toplarız biz arkadan gidenler. Önceki ‘Badem Lezzetinde Haberler’ yazımızdaki haberlerin güzelliğinden, önümüzdeki nalları fark edememişiz. Sonrasında gelen bilgilerle nal toplayan durumuna düşmekten duyduğum memnuniyeti anlatamam!

Geçen yazımızda, Temelli’deki Anadolu Organize Sanayi Bölgesi’ne dikilen badem ağaçlarının, eğitime katkısına değinmiştik. Badem ağaçlarından elde edilen gelirle meslek okulu açılacaktı. Darısı Ankara Sanayi Odası (ASO) 1’inci Organize Sanayi Bölgesi’nin başına demiştik. Onların da 2 bin 200 elma ağacı vardı. O gün yanıt geldi. Tabiri caizse anında nalı, elime tutuşturdular!

Okul hazırlıkları başlamış bile
ASO’nun, 1’inci ve 2’inci Organize Sanayi Bölgeleri, çoktan bir meslek lisesi için çalışmalara başlamış bile. Hatta lisenin yeri de belirlenmiş. Öncelikle bir eğitim vakfı kurmaları gerekiyor. Önümüzdeki ay, vakfın kurulma aşaması tamamlanacak. İlkbahar gibi de okulun inşaatına başlanacak. Kendi alanında, Türkiye çapında bir örnek olacak.

Ayrıca öğrencileri, parasız eğitmeyi düşünüyorlar. Öğrenci  başına maliyeti, yıllık 10 bin lira olarak hesaplamışlar. Bunun için de kaynak yaratmaya çalışıyorlar. Şaka yollu “Elma satışından gelir sağlama önerinizi düşüneceğiz” diyorlar. Bunun dışında 50’ye yakın alanda mesleki eğitim veriyor ASO. Çoğunda iş garantili meslek sahibi yapıyorlar çocuklarımızı, işsizlerimizi; Ankara sanayisinin ağabeyine yakışacağı gibi.

Sistem doğru yönlendirmiyor
Çocuklarını, dershanelerde ve yapmayacakları meslekler için üniversitelerde tüketme lüksü yok Türkiye’nin. Eğitim sistemimiz, ihtiyaca göre yönlendirmiyor çocuklarımızı. Yüksek işsizliğin nedenlerinden biri de bu yönlendirme eksikliğidir. Üretimden kopuk bir eğitim sistemimiz olduğu için olan binlerce işe, çalışacak adam bulunamıyor. Bir gariplik olduğunu “gör” demeye gerek var mı?

Okullar derhal güncellenmeli
Organize sanayi bölgelerinin ya da Ankara Sanayi Odası gibi kurumların görevi değil okul açmak. Değil ama devlet, meslek okullarına sırtını döndüğü için kendi söküğünü dikmek zorunda kalıyorlar. Önümüzdeki döneme ilişkin ekonomik beklentiler doğruysa önemli hem de çok önemli olacak meslek okulları. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı meslek okulları, derhal elden geçirilip, hem müfredatı hem de teknik donanımı güncellenmelidir. Bu okulların önemini vurgulayan bir gelişme daha var.

Kentsel dönüşümle ilişkisi
Gecikmiş bir ‘kentsel dönüşüm’ furyası esiyor ülke çapında. Ankara, bu furyanın en hızlı ve keskin geçişlerine şahitlik eden kentlerden biri. Bir semti, 6 ayda, eskisiyle ilgisi olmayan bambaşka bir yere dönüştürebiliyoruz. Briketi betona dönüştürüp, medeni kent dokusuna uyduruyoruz ama içindeki insanların dönüşme ihtiyacını, ihmal ediyoruz. Onların da nitelikli işgücüne dönüşmesi gerekiyor. Nitelikli işgücüne dönüşecek ki kentin üreten bir parçası ve sahibi olmaya devam edebilsinler. İşte meslek okulları, bu dönüşümü, en hızlı uyarlayacak yapılardan biri. Bu ciddi işlevini de aklımızda tutalım.

Reçeteyi devlet bilmiyor mu?
İşsizliğin reçetesi belli. Bu reçeteyi bilenler, gereğini yapıyor. Biz giderken onlar dönüyor. Nallarını topluyoruz arkadan. İyi de reçete bu kadar açıkken aynı nalları, devletin de bizimle beraber toplamasına akıl erdiremiyoruz bir türlü.

Hiç yorum yok: