29 Eylül 2013 Pazar

AHİ AHLAKI


27.09.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi



Sadece bizim değil, bütün dünyanın ihtiyacı olan bir ahlaktır. Esnaf ahlakı, düzenin ya da yozlaşmanın ateşleyicisidir. Varsa toplumda düzen olur, yoksa vicdanı emanete bırakır herkes; altta kalanın canı çıkar. Oysa Ahilikte ve geleneğimizde, önce vicdanı kendisine gözcü koyar esnaf. Düşünce bizim, birlik bizim. Bu ahlaka sahip çıkmak da yine memleket olarak bize, hem düşüncenin en iyi uygulandığı yer hem ülkenin başkenti olarak da Ankara’ya düşer.



Ahilik mırıldanması

Oysa Ahilik Haftası kutlanıyor ama Ankara, bu konuda da en sessizlerinden bir çıktı ülkenin. Yozlaşmanın dibe vurduğu İstanbul’da bile gazetelere, televizyonlara haber olacak kutlamalar, yürüyüşler yapıldı, bir Ahi Cumhuriyeti kurmuş geçmişiyle Ankara, yine mırıldanıyor kendi kendine. Mezarlıkları, türbeleri, adı ‘Ahi’ ile başlayan yüzlerce ileri geleniyle dolu kentin. Eski Ankara’nın birçok cami ve mescidinin adı ‘Ahi’ ile başlıyor. Hala eşraftan esnafın çoğu, sessizce bu ahlakın terbiyesine uygun ticaret ve komşuluk yapıyor. Bayrağı alıp, öne çıkacağına Ankara, mırıldanıyor.



30 yıl öncesine gelebildi

Ahilik, 1200’lerden 1900’lere kadar yaklaşık 700 yıl sürmüş, esnaf ve sanatkar birliklerinin örgütlenme ve iş yapma biçimidir. İmparatorluk topraklarında, köylere kadar yayılacak bir örgütlenmeyi başarmıştır. Ülkenin bir köyünde bile kazık atsanız, kalanında da bitermiş ticaret hayatınız. Uyanık yabancı tüccarlardan, geldiği gibi gidenler çok olmuş. 700 yıl dedik ama aslında şu Ankara Kalesi’nde, Atpazarı’nda, Samanpazarı’nda, daha 30 yıl öncesine kadar, adına “Ahilik” demeden sürüyormuş gelenek; “Ben siftahımı yaptım, buyurun komşum da aynısını satıyor, o siftah etsin” diyormuş esnaf. Arada derede birkaç tane kalmış bu kumaştan esnaf, bazen denk geliyorum şansına. Alışveriş yapmasam “Merhaba” demeye, hal hatır sormaya uğruyorum.



Önce usta olacaksınız

Ahilikte esnaf olmak için önce usta olacaksınız. Usta olmak için önce yamak, sonra çırak ondan sonra da kalfa olacaksınız. Ustanız, kendi ayakları üzerinde durana hatta kendi dükkanınızı açana kadar desteğiniz, koruyucunuz olur. Ustalığı, ustaların sınavından geçerek, o işin bütün ustalarının huzurunda alacaksınız. Dayanışma ve yardımlaşma zincirinde, bir halka olmuşsunuzdur artık; ne sizin ne ailenizin ne de toplumun sırtı yere gelir bundan sonra.



Ülkedeki tek örnek Ankara

Selçuklu İmparatorluğu’nun yıkılışı ile hemen kurulamamıştır Osmanlı İmparatorluğu. 40-50 yıl bir sendeleme yaşamış, ülke yönetiminde boşluklar olmuştur. İşte kimine göre 40-50, kimine göre 10 yıl süren Ahi Cumhuriyeti, bu dönemde kurulmuştur Ankara’da. Bu dayanışma ve yardımlaşma ayakta tutmuş, kendi kendini yönetmiştir Ankara. Aslında iş ve çalışma ahlakını düzenlemek üzere kurulmuş ama toplumu ayakta tutacak bir yapıya dönüşmüştür Ahilik. Yani ahlaklı esnaf, dürüstlüğü, cömertliği, görgüsü, cesareti ve konukseverliğiyle Ankara’yı korumuş, halkı bir arada tutmuştur. Birlik, aynı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda olduğu gibi, kurtlar sofrasında parçalanmaktan korumuştur milleti.


Esnaf dediğiniz, ekonomi demektir. Ahlaklısı, bir devleti, son hücresinden bile yeniden ayağa kaldırabiliyormuş. Kutlamakla kalmamalı, önce usta çırak ilişkisini yeniden kurmalı, geleneği ve terbiyesiyle esnaf ahlakını yeniden geri kazanmaya çalışmalıyız. Paranın damladığı yerde, vicdan kör olmamalı.

Hiç yorum yok: