7 Eylül 2013 Cumartesi

BU YATIRIMLARDAN İSTERİZ


03.09.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi

O kadar ihmal edilmiş o kadar yatırıma aç bir şehir ki Ankara,  her çakılan çivi görünüyor neredeyse. 70 yıllık bir açlık. Bakmayın siz kalabalığına, dikim dikim dikili binalarına. Büyüklüğü ve nüfusuna orantılı yatırım almıyor başkent. Açlığı da tüketime değil, üretime yönelik yatırımlara daha çok. Tarımda, hayvancılıkta, sanayide, hiç kalıbının şehri değil. İlk 10 üniversite içine en az 4-5 üniversitesini sokuyor ama üniversitelerinden yararlanamıyor. İlçeleriyle uyumlu bir işbirliğini gerçekleştiremediği için keçisinden domatesine, balından kavununa değerlendiremiyor. Bir ‘memur kenti’ yaftasını asmışlar boynuna, başka bir işe yaramaz sanılıyor. Son yıllarda yapılan yatırımlar ya da yıllardır yatırımların önündeki engeller bir bir kaldırılınca anlamaya başladık Ankara’nın kabiliyetini. Pekala bozkırdan ibaret değilmiş başkent, bozkırlaşan kafalarmış.

Arazi uygun koşullar zayıf
1 milyon 200 bin hektar tarıma uygun, kullanılabilir arazimiz var, 98 bin hektarı sulanabiliyor. Çaylar, derelerle çoğu. Çoğu da kirli akan çaylar, dereler. Sulama göletleri ve kanalları olmadığı için arazisinin 12’de 1’ini bile zar zor kullanabiliyor Ankara. Çubuk, Haymana, Bala, Evren başta olmak üzere neredeyse bütün ilçeleri hayvancılık için çok uygun ama geçen yıl saman ithal etmiştik hatırlarsanız. Canlı et ucuz, yem pahalı, büyük mera ıslahı ve yatırım yok. Dededen kalma yöntemle bu kadar oluyor, nüfus artıyor ama aksine geriliyor hayvancılık. Çubuk’ta yapımına başlanan Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi büyük bir açılım ve örnek bir yatırım olacaktı, o da bitemedi bir türlü. Hayvancılık için de değerlendirememiş olduk araziyi.

Bakanlar, müjdeyi verdi
Sanayi yatırımlarındaki aksaklıklara sık sık değiniyoruz. Meslek okulları ve üniversitelerle olan gecikmiş ilişkilerinin önemine de. Bu konuyu kısa geçeceğiz çünkü haberi gelen yeni yatırımlar, daha çok tarıma ve dolayısıyla hayvancılığa katkısı olacak yatırımlar. 29 Ağustos’ta, Ihlamur Vadisi, Ankara Çayı 3. ve 4. Kısımların Islahı ile Çubuk Çayı Islahı Projeleri’nin temel atma töreninde geldi müjde. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu beraber açıkladılar; 219 milyon(trilyon) lira harcayıp, 33 baraj, gölet ve sulama tesisi yapılacak. Bunların içine de 122 milyon daha harcayıp, 16 tesis yapılacak. Tam istediğimiz gibi! Temel filizlerinde kalmadığı sürece tabii.

En acil ihtiyaçtı
Bütün çevre ilçeleri dolaşırken tarım ve hayvancılık açısından duyduğumuz en acil ihtiyaç, baraj, gölet ve sulama kanallarıydı. Hatta Gölbaşı, Çubuk, Akyurt, Kazan gibi merkez sayılacak ilçeler bile uzak ilçelerden farksızdı sulama denince. Üstelik 2 yıldır seracılığı keşfetmeye başladı Ankara ilçeleri; daha da ileriyi planlamak lazım belki. Topu topu 3-4 çiftçinin ektiği, tarladan doğruca İstanbul’a giden özgün Ayaş domatesini, hepimiz bolca yiyebilir, kaybolmaya yüz tutmuş yuva kavununu, yeniden tezgahlarda görebiliriz böylece. Dışarıdan tahıl, bakliyat, sebze almamıza gerek kalmaz. Mazot ve ilaç fiyatları da makul bir seviyeye çekilirse beklemekten bereketlenmiş toprakları, doyasıya işleyebiliriz. Aşık Veysel söylemiş;

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi,
Yemek verdi ekmek verdi et verdi,
Kazma ile dövmeyince kıt verdi,
Benim sadık yarim kara topraktır.

Yarmayınca, işlemeyince toprak ne yapsın?

Bu yatırımlardan istiyoruz işte biz. Sanayide de yol, elektrik ve su yatırımları istiyoruz. 10 adımda bir büyük alışveriş merkezi, devasa lüks konutlar kadar üretime de yatırım istiyoruz. ‘Memur kenti’ yaftasını boynumuzdan çıkarmak, her şeyiyle bir kent ve başkent olmak, ülkeye yakışmak istiyoruz.

Hiç yorum yok: