23 Nisan 2014 Çarşamba

KALE’YE TECAVÜZ



22.04.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi

Üzerine titriyorduk. Toz kondurulmayı, kara çalınmayı hiç mi hiç hak etmiyordu. İçinde oturuyormuş da mahallemizmiş gibi hakkında çıkarılan dedikodulara karşı çıktık. “İlgilenin” diye çırpındık. Ancak en çok korktuğumuz, sonunda başımıza geldi; Ankara Kalesi, bir tecavüze tanıklık etti.



Üzerinden neredeyse bir ay geçmiş, yeni haberimiz oldu. Tinerci olduğu söylenen 2 kişi, adres soran bir Japon turiste tecavüz etmiş, parasını çalmış. Kale içinde bir dükkana girip, “Ben de iz var mı sende iz var mı?” diye aralarında konuşurken dükkan sahibi kuşkulanmış. Polis 3 saat içinde saldırganları yakalamış ama işte bu işler böyle; leke kolay yapışır da  çıkarması çok zor olur.



Göz göre göre

Japon turiste değil, Ankara Kalesi’ne, komşuluk olan bir mahalleye tecavüz edilmiştir. Bu leke, bile bile, göz göre göre gelip yapışmıştır Kale’nin alnına.



Biz, 4 yıldır ilgilenilmesi için çırpınırken Ankara Valisi Alaaddin Yüksel de bize katılmıştı. Valiliği sırasında Antalya Kalesi’nin turizme kazandırılması tecrübesi vardı, hemen kolları sıvadı.



Ankara’nın ileri gelen odalarını, derneklerini, bürokratlarını topladı, 2’si geniş kapsamlı, 4 Kale toplantısı yaptı. Bu toplantılar sonrası kağıda dökülmüş, kitapçığı yayınlanmış bir ‘Kale Eylem Planı’ oluşturuldu. Altyapısından, aydınlatmasından, güvenlik kameralarına kadar bütün ayrıntılar konuşuldu o toplantılarda. 4’üncü yılına girdi, bu planın çoğu gerçekleşmedi.



Eylem planı delik deşik

3 mü oldu 4 mü, kazıldı kapatıldı, kazıldı kapatıldı. Esnaf iş yapamıyor, yıldı artık. “Böyle yapılacaksa yapmayın” dedirttiler sonunda, dükkan kapatıyorlar.

Hala, bazen 10 gün içinde iki kez, su boruları patlıyor. Elektrik kablolarının bir kısmı yer altına alınamadı, aydınlatma hala çok yetersiz.

Kale kapısının girişine 1 tane kamera kondu, sonradan anladık ki içinde kamerası yok, kılıfıymış.

Akkale tarafında tuvalet yoktu, turistik Kale leş gibi kokuyordu. Uzay üssünden bozma turizm danışma bürosuyla beraber birkaç hafta oldu açılalı. Meydandaki tuvaletin kapısındaki kilidiyse hala görüyorum zaman zaman.

Yol yapıldı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarafından Bentderesi’ne doğru, hoplaya zıplaya gidilen bu yol tarzını, bizim gibi herkes ilk kez görmüş.

Çok ayrıntısı var, Eylem Planı’nda hepsi yer aldı. Turizm yapılacaksa ayrıntılar önemli, turizm, ayrıntı işi çünkü.



Kızılay’dan daha güvenliydi

Yani “İlgilenilsin” dedikçe daha kötüye gitti her şey. Kale içinde aileler oturuyor, çolukları çocukları var. O kadar izbe yer dururken tinerciler, niye Kale’ye gelmiş acaba? Manzarayı mı beğenmişler? Kendilerini, birine tecavüz edip, elini kolunu sallayarak dolaşacak kadar rahat hissettikleri için mi gelmişler yoksa? Kim ailesinin dibinde böyle bir tehditle yaşamak ister? İlgilenilmeyince olmayan şey oldu işte.



Dedikoduların aksine Kale’nin asayiş durumunu, Emniyet Müdürlüğü’nün suç oranları da doğruluyordu. Örneğin önceki Emniyet Müdürümüz Zeki Çatalkaya’nın ağzından duyduğumuzda; 2010 yılında 34 olay kaydedilmişti. Cana ya da mala yönelik ciddi olaylar ya da suçlar değildi bunlar. “Kale, Kızılay’dan daha güvenli” demişti.



3 yaz geçti 4 olacak

Peki nasıl ve niye bu hale geldi kentin rahmi Ankara Kalesi? 3 yazdır tozdan topraktan turizm yapılamıyor, 4’üncüsüne girdik. Kimlerin ihmali, ilgisizliği ve beceriksizliği bu hale getirdi Kale’yi? Her yanında katrilyonluk yatırımlar yapılan Ankara’nın, günahı ne ki Kalesi bu hale getirildi?

Sorumluları, çok gizli değil, onlarla bir konuşup, nedenini öğrenmek lazım.



Çocuklar Anıtkabir’e
23 Nisan yazısı olacaktı, tatsız bir konu önüne geçti maalesef. Bu yıl Anıtkabir, akşam saat 8’e kadar ziyaret edilebilecek. Bir de çocukları hediyeler, sürprizler bekliyor. Bütün çocukların ve benim gibi 23 Nisan heyecanını kaybetmeyenlerin, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı içtenlikle kutluyorum.

Hiç yorum yok: