2 Nisan 2014 Çarşamba

HANGİ İRADE?



01.04.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi

Türkiye, tarihinin en ilginç seçimlerinden birini yaşadı. Yerel seçimin içine genel seçim kaçmış gibi ilginç bir seçim. Olması gerektiği gibi, yüksek katılımlı, genel seçimleri özendirecek bir seçim oldu.



Ülkenin gidişatına yön veren, derin sağduyusu olduğunu düşünürüm vatandaşın. Bazen devletin ya da hükümetlerin durmak istediği yeri, keskin oy sapmalarıyla yönlendirir. Kendisinden beklenmeyen bir zamanda ve beklenmedik biçimde sizi, bir yerlere çekiştirir, “Bu tarafa git” der.



Arkasından gider gibi yapar

Türkiye genelinde, genel konular açısından, bu sağduyu ya da iradenin işlediğini söyleyebiliriz. Dediğim gibi; istemeseniz de çekiştirir sizi. Hatta bazen devlet ya da hükümetler başka yerlere çekiştirse bile, arkasından gider gibi yapar, kendi politikasında çürütür onları.



Bütün muhafazakâr görünümüne karşın yeniliğe açıktır, yeniliklere beklenenden çok daha hızlı uyum sağlar. 15-20 yıl içinde bütün kurumlarıyla yeni devleti, Cumhuriyet’i böyle kurmuş, hasta adam, dünya masasına yeniden böyle oturabilmiştir. Bizim milletin derinliğini ve zekâsını, asla küçümsememek lazım.



Halkın istemediği bir değişimse seçimde dersinizi veriyor. Israr ederseniz arkanızdan geliyormuş gibi yapıp, ortada bırakıyor sizi. İstediği bir değişimse kendi istediği yere kadar sizi takip ediyor. Burada, bizim millete has olan; arkanızdan geliyormuş gibi yapmasıdır.



Ankara’nın demek istediği

Bu genel seçim şerbetli yerel seçim sonuçları, Ankara açısından ne demek istiyor acaba?



25 ilçenin 21’ini Ak Parti aldı. CHP ve MHP, ikişer ilçede kazandı. Önceki seçimde CHP 4, MHP 7 belediyeyi almıştı. Beypazarı ve Bala, daha sonra MHP’den Ak Partiye geçmişti. Durağan değil yani siyaset, seçimden sonra bile birinden diğerine geçecek hareketliliği devam ediyor. Beklentisi ve arayışı sürüyor yani.



Geçtiğimiz yıl içinde Ankara’nın bütün ilçelerini dolaşmış, bir yazı dizisiyle Milliyet Ankara Gazetesi’nin sayfalarından size aktarmıştık. Gördüğümüz resimde, daha çok genel seçimleri etkileyecek konular işleniyordu. Bütün çiftçiler, mazot ve gübreden, bütün besiciler yem ve toptan etin ucuzluğundan şikâyetçiydi. Yerel yönetimlere duyulan sevgi ya da tepki aşağı yukarı Türkiye’nin her yanındaki ilçelerden, beldelerden farklı değildi. Hatta Evren, Kalecik gibi iktidar partisiyle mesafeli birkaç ilçe dışında, yerel gelişmeler açısından genel bir memnuniyet vardı diyebiliriz.



Çelişki yok

Yalnız CHP’li Yenimahalle ve MHP’li Kızılcahamam gibi sürekli projeler geliştiren ilçeleri de katarak konuşmak lazım. Yenimahalle kaldı, Kızılcahamam gitti. Çünkü Kızılcahamam’da, bundan sonra yapılabilecek işlerin çoğu, ancak hükümet desteğiyle yapılabilecek büyük yatırım gerektiren işlerdi.



Ya da Beypazarı’na bakalım: Büyükşehirde yüksek oy oranıyla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ortak olan Mansur Yavaş’ın memleketi Beypazarı, kendi ilçesinde, yüzde 51 gibi bir oranla Ak Parti’ye vermişti oylarını. Bir turizm merkezine dönüşen Beypazarı, yeni atılımlar gerçekleşmeyince tıkandı, bu seçimde çelişkili gibi görünebilen bir parti tercihi yapabildi. Oysa dediğimiz gibi, çelişki yok. Halk, yerel seçimlerde takım tutar gibi partilere oy vermiyor artık.



Hangi iradenin koltuğu

Gelelim irade konusuna: Seçimlerde, sandığa müdahale etmek bir adaya seçim kazandırabiliyor. Bütün seçim tarihimizde, bunun örneklerinden geçilmez diyebiliriz. İstanbul, Ankara gibi nüfusun yoğun yığıldığı yerlerde, rekabet daha da artıyor. İşte sandığa müdahalenin başladığı yerde iradenin ya da halkın sağduyusunun yönü saptırılmış oluyor. İstemediği bir değişime zorlanıyor.


Bizim milletin sessizce arkadan çeklime özelliği burada devreye giriyor. Ya kendi siyasetinizin ya da arkanızda olmayan milletin, bir şeyler çatlayıp, patlamadan kurbanı oluyorsunuz. Milli irade, her zaman şahsi iradenin üstesinden geliyor. O yüzden pişman olmamak için sandıklarla oynamak yerine, oturacağınız koltuğun, hangi iradeye dayandığını doğru teşhis etmek zorundasınız.

Hiç yorum yok: