15.04.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Her
bölgesinin kendine has iklimi var. Aynı anda bazen 4 mevsimin yaşandığı, iklim
içinde iklimler olan bir ülke Türkiye. Toprağının, tarım ve orman için çok az bir
kısmı kullanılıyor. Toprak var, su var, güneş var ama kullanmaya niyetimiz yok.
Orman tarımını yaygınlaştıramadığımız gibi fidancılığımız da süs ağaçları,
çalılar, çiçekler yetiştirmekten öteye geçemiyor.
Fidancılık niye gelişemiyor?
Geçemiyor
çünkü talep az. Orman Genel Müdürlüğü bedava fidan dağıtırsa dikiyoruz. Talep
olmayınca fidanlıklar da her türden fidana ve yetişmiş ağaca yatırım yapmıyor.
Oysa yüzlerce çeşit ağacın yetişebildiği bir ülkenin, bırakın kendi ülkesini,
yurt dışına satarak gelir elde etmeyi düşünmesi gerekir.
Yerli
fidancılığa en büyük darbe de önce belediyelerimizden geliyor. Arap çölünde
yaşıyoruz sanki, tohum kalmamış, ağaç bitmiş gibi yurt dışından yüksek fiyattan
fidan, boylu ağaç satın alıyorlar. Hatta Mayıs ayında tam 1 yıl olacak,
Büyükşehir Belediye Başkanımız Melih Gökçek, bürokratlarıyla inceleme ve
araştırma yapmak üzere İtalya'ya gitmişti. Twitter’dan fotoğraflı mesaj atmış “Bu ağacın adı Katalpa. Ankara'ya gelmek
istiyor. Bu bitkiler, artık Ankara'nın olmalı” dedikten sonra eklemişti “Birileri
hırsından çatlasa da, bu ve benzerleri bu yıl gelecek inşallah” demişti.
Bakan’ın isyanı!
Geçtiğimiz Pazar günü Milliyet Gazetesi’nde Önder
Yılmaz’ın haberinin başlığıydı: “İhtal fidana savaş
açtı!”
Haberde Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, başta Ankara, İstanbul, İzmir gibi
büyükşehir belediyelerinin, yurtdışından yüzbinlerce avro vererek fidan ithal
etmeleri konusunda şikayet ediyor, yasal düzenleme hazırladıklarını söylüyordu.
Eroğlu, belediyelere bir yazı göndererek yurtdışından ithal fidan yerine,
Bakanlığı’ndan ücretsiz fidan sağlamaları konusunda uyaracaklarını belirtiyor
ve ekliyordu; “Arkadaşlar, kusura
bakmasınlar, onlar fidan değil kütük getiriyorlar. Hastalıklı bir takım
böcekler geliyor. Onlarla mücadele etmemiz gerekiyor. Çam kese böceği gelmişti,
çok uğraştık, mücadele ettik. Denetime almak istiyoruz. İthal ağaçlar
karantinaya alınıyor. Belediyelere de ayrıca tekrar duyuru yapacağız 'bila
bedel (ücretsiz) veriyoruz, almak istiyorsanız bizden alın' diye. İthal doğru
değil, o kadar boylu fidan almaya gerek yok. Belediyeleri, ikaz etmek lazım.
Bunu önlemeyi düşünüyoruz"
Ankara
‘kütük’ cenneti
‘Kütük’
alıyoruz çünkü ağaçlar, hastalıktan, böceklerden olduğu kadar iklime de uyum
sağlayamıyor ve kuruyor. Ankara’nın neresinde, hangi ithal ağaçların kurduğunu
merak ediyorsanız Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’ne
sorun. İşte birkaç rakam: Turan Güneş Bulvarı’ndaki meşelerin yüzde 60’ı, Gazi Mustafa
Kemal Bulvarı’ndaki servilerin yüzde 35’i, Atatürk Bulvarı’ndaki ıhlamurların
yüzde 50’si, Ahlatlıbel’deki çınarların yüzde 80’i kurumuş. “Boylu ağaçların
Ankara’da tutması çok zordur, tutmaz” demişlerdi, özellikle dışarıdan
getirilen saplı meşelerin, Ankara’yı hiç sevmediğini, Anıtkabir’in Anıttepe’ye
bakan kapısına ekilen 53 saplı meşeden 2-3 tane kaldığını öğrenmiştik.
Her türlü
pahalıya maloluyor
Bakan Eroğlu, ithal ağaçlar için az bile
söylemiş. Çevreye verdiği zarar, fiyatlarından ettiğimiz zararın çok üstünde. Yani
her türlü çok pahalıya mal oluyor bize. Kendi doğal ortamı ve iklimi dururken
niye yurt dışından ‘kütük’ alıyoruz,
biz de soruyorduk 2 yıldır. Kendi özgün ağaçlarımızı yetiştirmeyi, yerli
fidancılığı geliştirmeyi niye düşünemiyorduk?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder