04.09.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Bir
taş plaktan Koyunpazarı Sokak’a, kan dolaşımını düzenleyen dinginlik ve bağırmayan
tonda “Sen hep beni, mazideki halimle
tanırsın” şarkısı yayılıyor. Gramofonları hala çalışıyor bu sokakların. Kale’yi
turlamış ziyaretçiler, antikacılara, hediyeliklere baka baka iniyor yavaş yavaş
sokaktan. Yorgunlar, kafelere soluklanmaya, yorgunluk çayı içmeye, gördüklerini
duyduklarını konuşmaya oturmuş. İnce bir esintinin başlama, akşamın ferahlık
yayma saatleri.
Ankara’nın en özü
Aslında
tam da güneşin en kızıl, en güzel battığı ufuklardan birini gören Kale’nin
içinde, hatta tepesinde olma zamanı. Aksine, gitme değil Ankara Kalesi’ne gelme
saati bu saatler. İster Bentderesi’ne bakan burçlarda ister bir lokanta
balkonunda ya da bir kafenin terasında, doğanın en güzel törenlerinden birine
şahitlik etme zamanı. Bina yığınlarını uzakta, trafik kargaşasını aşağıda,
sorunları içinde bıraktığımız kentin, en özündesiniz.
Yine de büyülü
Beşinci
yazını da bir yandan kavga gürültü bir yandan keyfinden kendimizi alamayarak
geçiriyoruz. Kavga gürültü de açılıp kapanmayan, sakinlerini toz toprak içinde
bırakan kazılar, yanmayan sokak lambaları, patlayan su boruları, kesilen
elektrikler, eksik otoparklar, yetersiz tuvaletler, akşam yollara yayılan
çöpler, tarihi dokusu korunamayan mekanlar gibi bir türlü tamamlanamayan
altyapı sorunlarından hep. Yine de yeryüzünün en büyük anıtı gibi kentin
ortasında yükselen Ankara Kalesi, gözle görülmeyen ruhuyla da büyüsünü koruyor
hep.
Hakkı bu değil
Ve
dünyanın neresinde olsa içinden insan sellerinin akacağı bu devasa anıtı,
neredeyse hiç değerlendiremiyor Ankara. Etkinliklerinin parçası, kentin
gözbebeği haline getiremiyor. İşte 29 Ağustos’ta başlayıp 13 Eylül’de bitecek
olan Ankara Alışveriş Şenliği’nde, yine üvey evlat muamelesi görmekten
kurtulamadı. Programda her gün bir etkinlik var görünüyor ama Kale’nin şanına
da kudretine de karşılık olamayacak etkinlikler bunlar. Biliyoruz “Buna da
şükür” diyenler çok ama Ankara Kalesi, başkentte yapılacak her büyük
organizasyonun özel başlığı olmalıdır. Hakkı budur çünkü.
Taleplerimiz baki
Neyse ağzımızın tadını bozmayalım,
taleplerimiz her daim baki, becerebildiğimiz kadar bu etkinliklerin ve
gramofonları çalışırken Kalemiz’in keyfini sürelim biz. Birbirinden özgün
sanatkar ve zanaatkarın toplandığı dükkanlarını sahipsiz, en güzel batan
güneşini yalnız bırakmayalım. Her mevsimi kendine has ayrı manzaralı
Kalemiz’de, yaz güzelliklerinin son demleri geçmeden, payımıza düşenin tadını
çıkaralım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder