16 Aralık 2015 Çarşamba

ESNAF SANATKAR NE DEDİ



15.12.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Bilişim ve nano teknolojilerdeki sersemletici gelişme, aşırı hızı nedeniyle bazen midesini de kaldırabiliyor insanın. 2015 yılında, 2016’nın kapısındayız. Artık insanoğlu, 2 bin 15 yıllık bilgi kadar bilgiyi, 17 ayda üretebiliyormuş. Süper zeka olmayan normal akılların kavramasına fırsat vermeyen bir hıza erişti bilgi üretimi. Dünya da uyumu zor, baş döndürücü bir değişim geçiriyor. Kaldı ki biz, ülke olarak, bu gelişmelerin başrol oyuncularından değiliz. Olmak zorundayız ama...

Hala ağırdan alıyoruz

Son 3 yıl içinde ülkenin başkenti Ankara’nın 25 ilçesini dolaştık, organize sanayi bölgeleri ve teknokentlerini inceledik, en son 31 hafta süren ve 62 meslek odamızın sorun ve taleplerini ele aldığımız ‘Söz Esnafın’ yazı dizimizi gerçekleştirdik. Ülkenin başkentinin, yüksek teknolojili sanayi yapılanması burada olduğu halde, dünyadaki gelişmelere ayak uydurmada çok ağırdan aldığını, bu kentte olmayanların, tüm ülkeyi etkileyebildiğini gördük.

Üstelik en nitelikli insan gücüne sahip olduğu, dünyadaki yarışa katılmada çok istekli yatırımcıları, tüccarları olduğu halde.


“İş yaparsan başın ağrır”

Dünyanın dönüşüm hızını algılayamayan yönetici ve bürokrasisi, bacağımıza bağlanmış, çekiştirmekten bir türlü koşamadığımız güllelerin ta kendisiydiler. Bu ağırdan almaya, üniversiteleri de eklemek gerekiyor. Kamu kurumlarının ruhuna sinmiş ‘İş yaparsan başın ağrır, yapmazsan ağrımaz’ anlayışı, yarım yüzyıldan fazladır bir kentin, ülkenin başını ağrıtmayı tercih etti. Dünya, bilişim ve nano teknolojisiyle bambaşka bir çağa giriyor, biz, yolumuzu açacakları, yolumuzdan çekmekle uğraşıyoruz.

Sanayicilerle, teknokentlerle ilçelerde belediyeler, meslek odaları, birlikler, derneklerle görüştüğümüzde, hala kimi zaman 60 yıl, kimi zaman 150 yıl geride kaldığımız konularla karşılaştık. Küçük bir kitle lokomotife binmiş, vagonları almayı unutmuş, tren gidiyor zannediyor. Hükümetlere, ısrar eden başbakanlar, bakanlara rağmen, ayak direyenleri, iş yapıp başını ağrıtmak istemeyenleri aşamıyoruz.

Oto sanatkarları: "Sigorta şirketlerinin uygulamaları nedeniyle ustalık yokolma tehlikesiyle karşı karşıya"

2015 yılında neyle uğraşıyorlar

Söz Esnafın’ dizimizde de esnaf ve sanatkarın ağızlarından dökülenler, sanayiciden, koşmak isteyenlerden farklı değildi. Bazısı ısrarla ihmal edilmiş, bazısı küçük rötuşlarla çözülebilecek, bazısı yasal düzenleme yapıldığı halde yıllarca bekletilen sorunlarla baş başa bırakılmışlar. Bazı meslek alanlarında neredeyse sahipsiz, başsız, varlık savaşı veriyorlar. Bakın 2 bin 15 yıllık bilgiyi 17 ayda üretebilen dünyada, esnaf ve sanatkarımız neyle uğraşıyor:

- Bir kere başta, artık yama tutmayan ‘Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun derhal değiştirilmesi, hatta esnaf tanımının yenilenmesi gerekiyor. Ticaretin çok gerisinde kalmış bir yasa. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğü, bu konuda çalışma başlatmış.



“Büyüyemiyoruz”

- Denetimsizlik kayıtdışını azdırmış, bazı mesleklerde 2 bin kayıtlı esnafa karşın sıfır vergiyle 8 bin kayıtdışı çalışan var. Ama devlet, o 2 bin kişiyi kaz bellemiş, onları yolmakla meşgul. Kayıtlı esnaf-sanatkar, “Onların yüzünden sermaye biriktiremiyor, büyüyemiyoruz” diyor. Bu yana dönerseniz bu sefer de ülke çapında vergi mükellefi olduğu halde odalarda kaydı olmayan 500 bin kişiyle karşılaşıyorsunuz. Kamu kurumlarıysa yeterli denetim memuru olmamasını bahane gösteriyor.

Çırak yok, yabancı usta yolda

- Çırak yok. Sanayiden ticarete, bildiğiniz tüm mesleklere, hatta bazılarına hiç çırak ve ara eleman yetişmiyor. 4+4+4 eğitim sistemi, bitirmiş çıraklığı. Örneğin 10 yıl sonra ev tesisatınızı, bir yabancı ustaya döşetebilirsiniz, hiç usta yetişmiyor çünkü. Sanayici de esnaf-sanatkar da birbirinden transfer ediyor, birbirinin işine köstek oluyorlar. Lokomotifte gidenler, arkasından gelmeyen vagonların farkında değil, yer gök işsiz gençle dolu.


- Sigorta şirketleri, sorun çözeceğine sorun kaynağı olmuş. Tutturabildiğine yüksek primler, bazı mesleklere sigorta yapmamak gibi sorunlar yanında özellikle kazalı araçlarda öne sürülen koşullar, oto tamirciliğini, ustalığı bitirme yolunda azimle ilerliyor.

- Çok şaşırmıştık ilk duyduğumuzda; emekli esnaftan yapılan Sosyal Güvenlik Destekleme Primi kesintisi, ustalığı bıraktıran, dükkan kapattıran bir sorunmuş. O 100-150 liralar, baştan sona tüm esnafın temel dertlerinden biriydi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hükümetin 2016 Eylem Planı’nı açıklarken bu kesintinin kalkacağı müjdesini verdi.

Yetkili etkisiz

- Esnaf ve sanatkar odaları, dişi kırılmış kaplan gibi; yetkili ama etkisizler. Odaya üye kaydı yapıyor, esnafı kayıt ve mesleki olarak kontrol altına alıyorlar ama yasal olarak hiçbir yaptırım güçleri yok. Denetimsizlikle birleşince kabak onların başına patlıyor, “Siz ne işe yararsınız?” diye fırçayı yiyorlar. Böyle olunca yasa ya da bir düzenleme yapılırken bürokrasi de kendilerine danışma, işbirliği yapma gereği duymuyor, aksak eksik bir sürü yasa ve yönetmelikle cebelleşiyor esnaf-sanatkar camiası.

Bu 6 başlık, tüm esnaf ve sanatkarın sadece Ankara değil tüm ülke çapında da ortak sorunlarıymış. Bir de her mesleğin kendi alanına yönelik sorunları ve talepleri var ki 31 haftaya zor sığdırdık buraya hiç sığmayacağını takdir edersiniz.

Polatlı esnaf-sanatkarı da 'Söz Esnafın' da dertlerini seslendirdi

4 açılıyor 3 kapanıyor

Son 10 yıllık verilere göre Türkiye’de esnaf ve sanatkar işletmelerinde, 4 işletme açılıyorsa 3’ü kapanıyor. Bu oran aynen başkent için de geçerli. Ankara’da 40’ı geçtiler, her büyük alıveriş merkezinin açılması, bin 600’ün üzerinde küçük esnaf ve sanatkar işletmesinin kapanmasına neden oluyor. 10 yıllık süreçte Ankara’da, 60 bin işletme kapıya kilidi vurmuş. Aileleriyle beraber yaklaşık 200-250 bin kişinin etkilendiği hesaplanıyor. Boşa giden sermaye ve emek de cabası.

Oysa ekonominin omurgasını oluştururlar. Bir ülke ekonomisinin sağlık durumu, sanayide küçük ve orta ölçekli işletmelerin, ticarette, küçük esnafın çokluğu ve memnuniyetiyle ölçülür. Onlar ne kadar güçlüyse ekonomi ve toplumsal yapı da o kadar güçlü olur. Orta direktir, gemi onlar sayesinde yürür.


Ana fikir
31 hafta boyunca esnaf ve sanatkardan dinlediklerimizi şu ana fikirde özetleyebiliriz: Dünyadaki dönüşümle beraber pek çok alanda olduğu gibi esnaf ve sanatkara da artık gömleği dar geliyor, yeni yasa, düzenlemeler ve uygulamalarla sistemin yenilenmesi, tazelenmesi gerekiyor.

Hiç yorum yok: