26 Ekim 2016 Çarşamba

YERLİ KOLONYANIN MUCİDİNİ KAYBETTİK



25.10.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi


Apartman Nuri Conker’in, Anafartalar Caddesi 50 numarada, 1923 yılında bir bonmarşe açılıyor. Caddenin toprak, tezgahtarların ‘Ankara’nın pudrası’ dediği tozdan yıldığı zamanlar. Eyüp Sabri Tuncer adıyla açılan bonmarşe, ilk Almanlar’ın üretip Fransızlar’ın geliştirdiği kolonyayı, Ankaralılar’a tanıtıyor. Yıl 1930... Kimsenin bilmediği kolonyayı, müşterilerine küçük şişeler içinde hediye ediyor Eyüp Sabri. Kısa sürede sevdiriyor, İstanbul’dan sonra ülkenin ikinci kolonyası, bu adreste satılmaya başlanıyor.

Balkanlar’dan Ankara’ya
Balkanlar’daki ayaklanmalar nedeniyle 1908 yılında Saraybosna- Banya Luka’dan göçmüş aile. Önce Bursa’ya yerleşmiş, kısa süre İnegöl’de kalmış, sonunda Ankara’ya gelmişler. Oğul Sabahattin Tuncer, 29 Ekim 1923’de İnegöl-Tuzla’da dünyaya geliyor. Bayrak yok, kadınlar bayrak dikiyor, oradan çıkarıyorlar asıl doğum tarihini. Nüfus kağıdı, 1924 tarihli.

Ankara’da ilk, Kayaş’ın Soltak (eski adı Surtak)köyü civarına yerleştiriliyorlar ama fazla kalmadan Cebeci’deki Boşnak Mahallesi’nde (Sakarya Mahallesi) Kestane Sokak’a taşınıyorlar. Sonra Ankara Hastanesi’nin önündeki Hususi Muhasebeciler Apartmanı’na, oradan Yahudi Mahallesi’ne.
Eyüp Sabri Tuncer

Babayla bozuşuyorlar
5 kardeşin ikincisi Sabahattin, ilkokulu Cebeci’deki İltekin İlkokulu’nda, orta ve liseyi, Ankara Ticaret Lisesi’nde okuyor. Söyleşimizde “İnatçıyımdır” diyen Sabahattin Tuncer, lise 2’de kendisine vuran hocasına kızıp, okulu bırakıyor. Uzun yıllar “Diplomalı adam istiyorum ben buraya” diyen baba Eyüp Sabri’yle araları, bozuk gidiyor bu yüzden.

İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) yıllarında ticaret bitiyor, kolonyanın pabucu dama atılıyor, karaborsa artıyor, hiç karaborsa alıp-vermeyen baba Eyüp Sabri, zora düşüyor. Sineğin bile faturalı girip çıktığı dükkanını, İzmir’den gelen ahbap Ahmet Hamdi beyin tavsiyesi kurtarıyor; dikimini öğrettiği Eyüp Sabri Tuncer gömleklerinde, 3 ay sıra oluyor yoğun talepten.
25 Haziran 2014'de Sabahattin Tuncer'le fabrikayı da gezmiştik
İkinci kolonya hamlesi
Kimyacılıkla hiç ilgisi yoktur ama Sabahattin’in aklı, kokudadır. 1950’den sonra bir ipucu bulma peşine düşüyor. İstanbul Bahçekapı’da, bir Ermeni’yi, Vahe Karayan’ı öneriyorlar. Karayan, üzerinde Fransızca ‘Le Livre Du Parfumeur-Parfümcünün El Kitabı’ yazan bir kitap gösteriyor kendisine. İçinde, tarihçesinden formüllere, hammadde satıcılarına kadar her şey var.

Kapıya çıkıyor, etrafa bakıyor, Haşet Kitabevi’ni görüyor yakında. Hemen sipariş veriyor, birkaç hafta sonra geliyor kitap. Geliyor ama Fransızca yok. Sonunda İstanbul’da bir Yahudi çeviriye yardım ediyor ve ‘bütün ufkunu açan kitap’ yolunu da açıyor.

Boş işlerle uğraşmıyormuş oğlan!
Çizimi iyidir, bir yandan Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Anatomi Bölümü’nde desinatörlük yapıyor, bir yandan iş çıkışı dükkana gidiyor, dükkanın alışverişini yapıyor, bir yandan da araştırmalara, deneylere devam ediyor.

Tam tarihi hatırlayamamış “1960 gibi” demişti, nihayet bir gün baba Tuncer’e yaptığı kolonya karışımını koklatıyor. “Güzel” diyor babası. “Bu kadar değil; 600 liralık maliyeti de 100 liraya düşürdüm” deyince kolonya üretimi yeniden gündeme geliyor. Bu arada babayla uzun yıllar süren bozukluk bitiyor, arayı düzeltiyorlar. Diploma yok ama boş işlerle de uğraşmıyormuş demek oğlan!
Sabahattin Tuncer

Üçüncü hamleyle marka oturuyor
1981’de baba Eyüp Sabri’yi kaybedince ipleri ele alıyor ve Ticaret Lisesi’ndeki yılların da katkısıyla Eyüp Sabri Tuncer Kolonyaları’nı yeniden canlandırıyor. Eski markayı yeni dünyaya uyarlıyor, ömrünü uzatıyor. Bu arada alanında adam yetiştirip, Türkiye’nin değişik yerlerinde kabuk yağı, çiçek yağı gibi esans hammaddesinin üretilmesi için üreticilere ön ayak oluyor.

25 Haziran 2014’de Samsun Yolu 25’inci kilometrede ağaçlar arasında kaybolan, botanik bahçesi gibi fabrikasında yaptığımız söyleşide oğul Sabahattin, fabrika arazisindeki evinde yaşadığını, gününü etraftaki kendine has bitkileri, böcekleri ve hayvanları inceleyerek geçirdiğini, sorarlarsa merkezi İstanbul’a taşınmış şirketiyle fikirlerini paylaştığını söylüyordu.
Eyüp Sabri Tuncer Kolonyaları'nın fabrikası, botanik bahçesi gibi
İşadamından fazlasıydı
Bir Ekim günü doğan Sabahattin Tuncer, yine bir Ekim günü, 23’ünde, 93 yaşında ayrıldı aramızdan. Vefat haberleri daha çok firma yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle verildiyse de babanın her yere giren kolonyasını, aslında oğul rafine etmişti. Sabahattin Tuncer, hala araştırmaya devam eden, adeta geleneksel parçamız haline gelen bugünkü kolonyanın mucidiydi. Bir şirket sahibinden daha fazlasını kaybettik yani.

İşinde örnek, günlük yaşamında örnek merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına, başsağlığı ve sabır diliyoruz.

1 yorum:

Berrin dedi ki...

Eyüp Sabri ile aynı ilk okuldan mezun olduğumuzu bilmiyordum. Çok ilginç bir hikaye. Teşekkürler.