8 Ekim 2016 Cumartesi

DUATEPE OLUYOR BETONTEPE



07.10.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi

Sakarya Meydan Savaşı’nın dönüm noktası, Osmanlı’nın 250 yıllık gerileyişinin durdurulduğu tepe. Zirvesine muzaffer komutanlarının heykelleriyle 79 yıl sonra 2000 yılında bir anıt dikilmişti. Sakarya Savaşı’nın Adapazarı’nda yapıldığını sanan bir nesil yetişirken sevinmiştik, çok ihmal edilmiş tarihimize yeniden sahip çıkmaya başlanıyor diye. Polatlı Şehitlik Anıtı biliniyor, ilçeye 5-6 kilometre ötedeki diğer tarihi tepeler bilinmiyordu.

Polatlı Haymana arası yaklaşık 100 kilometrelik bir cephede verilmişti savaş. Aslında Haymana’daki çetin direniş olmasa Polatlı ovasına inmeyecekti Yunan Ordusu. İnmek zorunda bırakıldı. Yeni bir devletin kuruluş adımlarıydı bundan sonrakiler.
Polatlı-Duatepe
Milli park oluşuna sevinmiştik
İşte bu cephe, 94 yıl sonra, 8 Şubat 2015’de milli park ilan edildi. Duatepe Anıtı’ndan Ankara-Eskişehir yolunun öbür yanına bakınca yolun hemen kenarında Kartaltepe görünür; 87 yıl sonra 2008’de, ‘Dur Yolcu Mehmetçik Anıtı’ dikilmişti oraya da. Milli park kararına kadar o anıtın çevresi bir türlü bitirilemedi. Dert oluyor insanın içine tabii; kendi tarihinin ve şehitlerinin kıymetini bilmeyen bir toplum, nasıl millet olsun. Kaldı ki orada atılan temelin üzerinde yükselen bir devletin nimetlerinden yararlanırken.

Sakarya Meydan Savaşı Milli Parkı’na çok sevindik, ödeneklerin hızla çıkarılmasına çok sevindik, kayıp şehit mezarları ve mevzilerin teknolojik yöntemlerle bir an önce tespitine, çalışmaların tahminlerimizden hızlı başlamasına, yol alınmasına, belediyelerin de gayretiyle bölgede ziyaretçi sayısının artışına hep çok sevindik. Sevindik de...

Tribünden anıt görünmüyor
Ankara’nın altını üstüne getirerek dolaşan, gördüklerini, bildiklerini herkesle paylaşan Ahmet Soyak’la karşılaştık. “Çalışmalar başlamadan önce, Sakarya Savaşı’nın yapıldığı bölgeyi fotoğraflıyoruz” dedi. Duatepe’nin fotoğraflarını görmeyeydik, beynimizden vurulmuşa döndük. Aslında anıt dikilirken bile biraz fazla düzenlenmiş, yaklaşık 15 metre tıraşlanmış tepeye, beton yapılar, tabiri caizse anıtı gölgede bırakan tribünler inşa ediliyordu. Ağızdan söz çıkamıyor, çıksa da tarif edecek söz bulmak zor, bakakaldık.
Tribünler, anıtın görkemini neredeyse yok etmiş
Zaten o bölge çok dar, kalabalık törenler için uygun değildi, bir de tribün, beton beton bir şeyler derken hiçbir özgünlüğü bırakılmıyor. Tören az aşağıda yapılsa, anıt sonra ziyaret edilse, protokol hazretleri de biraz oturmayıverse ayakta dursa, bu tarihi dokuya daha yakışmaz mıydı?

Anıt tribünlerden görünmez olmuş, beton bir şey yapmak için tepe kazılmış. Aşağıda yer çok, ola ki bir daha savaşırsak alınamasın diye tepeyi mi düzlemeye çalışıyorlar acaba?
Özgünlüğü bozulacaksa..
Seviniyorduk da gerisi böyle gelirse sevincimiz kursağımıza dizilir. O topraklar, en az yapılaşmayla özgün halini korurken daha iyi anlaşılabilir, hipodrom tören alanı ya da rahat etme yeri değil ki oralar. Bir de plastik sandalyeli reklam şemsiyeli büfe koyarsak tam olacak. Dedelerinin patlamış botlarıyla tırmandığı yerleri, ayağına çamur değmeden, otura otura gezecek nazik torunları.

Milli Park alanı içindeki diğer çalışmalar, aman sakın ha böyle değildir inşallah. Kaldı ki Duatepe’de bu projeyi kim yapmışsa bir daha elini değmesin başka yere. Dedelerimizin ninelerimizin yaşadığı zorluğu anlamaya, vefa borcumuzu paylaşmaya gidiyoruz oralara biz, turistik geziye değil. 

Çok üzücü bir manzara... Duatepe’nin betontepeyle çeliktepeye dönüşmesi, çok üzücü! 

Fotoğraflar: Ahmet Soyak

Hiç yorum yok: