27.05.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi
Çok
kullandığımız laf: “Mutfakta yangın var!”
Kişi başına düşen milli geliri yüksek gelişmiş ülkelerde, çok daha zengin
oldukları halde yoktur nedense bu yangın. Etinde yoktur, sütünde yoktur,
ekmeğinde yoktur... Ülkede yetişmeyen sebzede meyvede yüksek fiyatlar olur, o
da iklimin dayatmasıdır, bazı şeyler bazı iklimlerde yetişmeye uygun değildir,
farkını verirsiniz başka ülkelerden gelince.
Et
fiyatlarındaki uçurumu da açıklayamadığımız gibi son zamanlarda sebzede,
meyvede, bakliyatta tarlayla hal arasında, halle pazar arasında acayip fiyat
farkları oluştu bir mantıklı açıklaması olmadan. Açıklaması var da sonucu
değiştiremiyor kimse, bu bilinenin içindeki sır nedir, onu çözemiyoruz millet
olarak. Bir karanlık koridor var o arada, ne oluyorsa orada oluyor.
Satarken alıcı olduk
Dört
mevsimi bir arada yaşayan, ülke büyüklüğünde tarım ve hayvancılığa uygun
arazileri bulunan, güneşi, yağmuru, karı eksik olmayan bir ülkeyken düne kadar
dışarıya sattığını dışarıdan almaya başlayan bir ülkeye dönüştük bu arada dünya
ters yüz olmadığı halde.
10
bin kilometre öteden Kanada’dan mercimek, Amerika’dan bezelye, Meksika’dan
nohut, Çin’den
sarımsak, kuru fasulye, Japonya’dan ayçiçeği, geliyor. Küçücük Lüksemburg
buğday satıyor bize, Fransa arpa, İran, nar, kavun, karpuz.
‘Tanzim Satış’ hakkımızdır
İçeride
yetişen sebze, meyve, tahıl ya da bakliyat, tarladan pazara 10 katından aşağı
ulaşmıyor. Nasıl oluyor böyle akla, hesaba, kitaba uymayan bir fark? Üretim
sürecinden pazara kadar ne olup bittiğinin cevabı da açıklaması da var. Var ama
sonuç değişmiyor işte, sorun burada; koca bir milletin beslenme dengesi ve
düzeniyle oynanıyor, kendi ülkesinde yetişeni yiyemiyor içemiyor yurttaşları.
26
Nisan’dı, Belediye Başkanımız Melih Gökçek, “Bir hafta müsaade ediyoruz. Fiyatlar düşmezse, ’Ankara Tanzim Satış’
hayırlı olsun" demişti bu yüksek fiyatlara tepki olarak. Uygun fiyata
satacak mağazalar açılacaktı yani fiyatlar böyle devam ederse. Bugün 27 Mayıs,
bir hafta denmişti ama aradan bir ay geçti, fiyatlar Melih beye kafa tutmaya
devam ediyor. Hatta değişik semtlerde kaçak haller olduğu ortaya çıktı bu
arada. Nitekim ’Ankara Tanzim Satış’, artık
hakkımızdır.
Denetimsizlik demek değil
Ramazan
geldi, pide fiyatları oturdu gündeme. Ankara Halk Ekmek 250 gram pideyi 70
kuruştan satacağım diyor, fırıncılar, 300 gramı 2 liradan. Kaldı ki bu fiyat
farklarını, Ramazansız ekmek fiyatlarından da biliyoruz zaten.
Geçen
yıl 30 hafta boyunca 62 meslek odamızın sorun ve taleplerini ele aldığımız ‘Söz Esnafın’ yazı dizimizde, ilk sırayı
‘denetim eksikliği’ almıştı söyleşiler boyunca. Sonra da aslında yeterli olan
yasaların uygulama zaafları alıyordu sırayı. Meydanın boş bırakıldığı hissi kalmıştı
söyleşilerden geriye.
’Ankara Tanzim Satış’ı zaten isteriz de bu hale
gelmeden önce yasalara uygun ticaret yapıldığının denetleniyor olması lazım
değil mi? Serbest piyasa, kontrolsüzlük demek değildirki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder