07.04.2018 Milliyet - Ankara Gazetesi
Mahallenin,
her karşılaştığınızda ilk defa anlatıyor gibi hastalıklarından baştan sona
aynen yeniden yakınan güngörmüşü gibiyiz. İlgilenilmeyeceğini bile bile şişe
dibi gözlüklerin ardından beleren gözlerimizle aynı şeyi yineliyor gibi. Tekrar
tekrar, tekrar ediyoruz şikayetleri. Dert çözülmüyor, derman bulunmuyor çünkü,
söyleyeyim de paylaşıp yükü hafifleteyim, içimi boşaltayım hali hep.
Bir bahar akşamı
Tarih
24 Mart 2018, ılık bir bahar Cumartesisi aşmak üzere Ankara’nın üzerinden. İşten
çıkıyor, Meclis Parkı içinde rengarenk çiçeklenmiş dalların, yağmurdan boyu
kadar yeşili de fışkıran çimlerin, çalıların arasından geçiyor, tomurcukları
belirmiş Bakanlıklar’ın ağaçları altından karınca yuvasının ağzı etrafındaki kalabalığa
benzer trafikli Kızılay’a iniyoruz. Hepsinin birleşiminden güzel bir bahar
sarhoşluğu, tatlı, hafif bir ruh hali oluşuyor.
‘Binelim
de Batıkent Metrosu’na evimize gidelim, bakalım oraya nasıl gelmiş bugün’
havailiği başımızda. Biniyoruz biniyoruz da Cumartesi’nin bu saatlerine göre
fazla bir kalabalık sanki, öyle denk mi geldi acaba? Sıhhiye’de, Ulus’ta,
Akköprü’yü görmeden tıka basa doluyor tren. Şehirde nasıl bir etkinlik vardı da
haberimiz olmamış, her durağı bir önceki kadar kalabalık.
Aklımızdan geçmeyen
Duraklarda
uzun uzun beklemeye başlıyor tren. Ara sıra oluyordu ama böyle uzun uzun
beklemelisine ilk kez denk geliyoruz. Bir açıklama yok, duyuru yok... Gerçi 2
haftadır gecikmelere ilişkin şikayetleri paylaşıyordu Ankaralılar ama demek
piyangonun bize de vuracağı varmış.
Vee
aklımızdan geçmeyen başımıza gelmek üzereydi. Bazısında az bazısında çok
duruyor, her durağı normalinden 2 katı uzun sürede geçiyorduk. Yani Batıkent’te
olacağımız sürede Yenimahalle’ye anca gelebilmiştik. Gündüz keyfini sürdüğümüz
Rize çayları, tahliye talebiyle tazyik-i mesane girişimi başlattı. Haydi
buradan yak!..
Köyden indim başşehire!
Bir
yandan daha önce tuvaletle ilgili yazdıklarımız geçiyor aklımızdan bir yandan
trende diğer sıkışanları tespit etmeye çalışıyorduk hal ve tavırlarından. “Sen!.. doğru söyle, sıkıştın değil mi..
evet sıkışmışsın, ‘Erik dalı gevrektir’ türküsü çalıyor sanki, kıpır kıpırsın,
sıkışmışsın işte.. söyle diyorummm!..” diye emekli başkomiser edasıyla
çıkışmak istiyorduk. Şu hanımefendi durgunlaştı, binerken pek şen şakraktı ama!
Evet beyefendi, çok açık, bizden saklayamazsınız, sabit bakışlarınız ve
hareketsiz yüz kaslarınız çok şey söylüyor!
Sanki
suç ortağı arıyorduk. İnseniz ne olacak, Kızılay dışında hiçbir durakta tuvalet
yokki. Köyden İndim Şehire filmi gibi oradan oraya koşturacak, tuvalet
arayacaksınız bir de. Sizin filmin adı da ‘Köyden
İndim Başşehire’ olur!
Kale'deki memur tuvalet; mesaili çalışıyor! |
Kırsalla şehir ayrımı
Bu
anılar, Büyükşehir Belediyesi’nin AŞTİ tuvaletlerini bedava yapma kararı
üzerine sökün etti zihnimizde. Bir ayrıntı değil, çok doğru, kamu yararına bir
karardır. Zaten bu karardan cesaretle anımsatmak istedik. Daha önce adeta
edebiyatını yapmak zorunda kaldığımız tuvalet konusu, yetkililerin hiç ilgisini
çekmemişti. Hatta Ankara Kalesi’ndeki tuvaletler, onlarca defa yazdığımız
bağımsız bir sorun konusuydu. Yani bu şehrin ciddi bir tuvalet ihtiyacı var ve
pek içaçıcı olmayan bu konuyu tekrarlayarak, kırsalla şehir ayrımını belirlemeye
de katkıda bulunmak istiyorduk.
İstirham
ediyoruz efendim;
Semt
merkezlerine ve kalabalık bölgelere,
Parklara,
Metro
ve bazı merkezi otobüs duraklarına,
En başta Kale olmak
üzere turistik merkezlere, tuvalet yapılsın. Kapısına kilit vurulup, mesaili
çalışan memur tipinden olmasın. Hastası, yaşlısı, turisti, bizim gibi çay
meraklısı, başkentin içinde medeniyet aramasın. Yapılsın da parasıyla girelim
dert değil.
1 yorum:
Sayın Ali İnandım
Radyo Trafik 'deki Programımızda da anlatmıştım.
Sayın Başkanın Bizzat Kendine ve Mavi Masa ya twitter den yazdım ..
Herhalde sosyal medyayı kendileri yönetmiyorki cevap bilgisi alamadım..
Son 15 yılda Ankara genelinde kaç WC YAPILDI ACABA diye..⁉
Yorum Gönder