16.06.2018 Milliyet - Ankara Gazetesi
Şaşırmayan
bir nesil yetişiyor artık. Şaşırmayan ve içten coşku duyamayan bir nesil.
Günler, haftalar önce başlayan heyecanımızı, için için sevincimizi, bayram günü
coşkumuzu anlatamıyoruz, anlayamıyorlar o yüzden. Bizim bayramdan bayrama
yaşadıklarımızı, günlük hayat olarak yaşıyorlar çünkü.
Çoğu
doygun bayramların maddi nimetlerine. Bonkör harçlıklara biraz tepki
veriyorlar, onun da çabuk geçiyor etkisi. Maddiyatta kalıyor yani bayram
algısı, insani yanı eksik, zayıf kalıyor bizim bildiğimiz bayramlardan.
Tanıdık tanımadık toplu bayramlaşma, süren güzel geleneklerimizden |
Bir şeyleri bozmuşuz
Bizim
içimizdeki sevinci o insani yan tetikler, kaynaşacağımızı bilirdik. Maddi yan,
coşkuyu arttırırdı; kaynaşmanın ödülüydü bir nevi. Yakınlarla az
gördüklerimizle kavuşur, komşularla kaynaşır, arkadaşlar daha yakınlaşır,
küsler barışır, ihtiyacı olana yardım edilir, tazelenirdi ilişkiler. Mezarlıklar
bile şenlenirdi ziyaretlerle.
Mahallenin
delisi bilirdi bayramı. Hiçbir şey yapamasa ıslatır saçları tarar, üstü başı
düzeltirdi. Kimse de boş geçmezdi kendisini. İşte ona dahi yansıyan duyguları,
bugünkü nesle aktaramıyoruz artık. Bir şeyleri bozmuşuz demekki.
Bu
sevinç ve coşku farkı, asıl insani olanla ilgilidir çünkü. Bayram algısını
solduran, maddiyat ile bireyselliği körükleyen toplumsal ilişki biçiminin ta
kendisi. Sorgulamadan, pervasızca bu tarzı yaşamaya çalışmak insani olanla
bağımızı zayıflatıyor, maddi olanın geçiciliği, hep aç bırakıyor toplum içinde yaşayabilen
insan ruhunu.
En birleştirici etkinliktir
Bayram,
insanlık tarihi boyunca keşfedilmiş en birleştirici toplumsal etkinliklerden
biridir. Bunun da en iyi düzenleyici ve uygulayıcılarından biriydik biz. 30-40
yılda yüzlerce yıllık hafızamız bulanıklaştı, en temel insani meziyetlerimizi
unutmaya başladık. Ellerimizle hiç bilmeyen bir nesli yetiştiriyoruz, onlardan
önce kendimiz unutmaya başladık devretmemiz gerekeni.
Ümidimiz
taşrada; bayramların bayramlığı, taşrada hala yaşanıyor, yaşatılıyor. En
azından bazı usul ve gelenek, gençlere devrediliyor. Şehrin madden doygun,
manen boşaltılmış zihinlerindeki bayram algısı ise karşılık bulamıyor maalesef.
Dolgun
harçlığa indirgenen bayramın, birlik için birlikte olması gerektiğini, bayramın
bayramlığını, şehrin çocuklarına aktarabilmeliyiz. Bayramda birleşecekken
bayramlardan çözülüyoruz yoksa.
İnsanlığa da bir hizmet
Bir
nesil için en kötü bayramda bile hafızadaki çocukluk bayramları doyurur zihni.
Aktarılacak bilgiyi böylece yaşatırlar. İşte o nesli kaybetmeden davranmalı, o
insani damarı yeniden yakalamalıyız. Kendimiz kadar, insanlığa bir hizmettir
bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder