13 Kasım 2011 Pazar

BU YIL DA BÖYLE ATAM


11.11.2011 Milliyet-Ankara Gazetesi

Bu yılki rapor Atam. Geçen yıl safiyane beklentilermiş gibi görünen bazı şeyler, gerçekleşme yolunda ilerliyor ya da gerçekleşiyor. Bazı şeyler iyiye gitmiyor, arada yüreğimize indiren haberlerle irkiliyoruz.


Atam,

En sevindiğimle başlayayım: Ankara Kale’sine, kapsamlı altyapı düzenlemeleri için kazmalar vuruldu. Konya Sokak’tan, Kale içine kadar geldi çalışmalar. Valilik kaynak sağladı, Büyükşehir Belediyesi başta, ilgili herkes harıl harıl çalışıyor. Hamamönü ve Hacı Bayram’la birleşince misafirlerimizle keyif çayımızı, eski Ankara’nın yenisinde yudumlayacağız.


Atam,

Sanayicilerimiz, büyük bir atılım aşamasındalar. Organize sanayi bölgeleriyle hazırlanıyorlar. Bir kısmı bitti, hazır. Atıksız, her şeyi değerlendiren, elma, badem bahçeli, yeşil sanayi bölgelerimiz var artık. Üniversitelerle, teknokentlerle işbirlikleri artıyor. Meslek okullarını bile planlıyorlar. Kazan Savunma Sanayii Kümelenmesi, tüm Ankara sanayisi için bir çığır olacak. Bu kümelenme olmasa da yenilenme, kendi marka ve icatlarını üretme, kendini aşma konusunda bir eğilimi var sanayicilerimizin.


Atam,

Polatlı buğdayı marka oldu ülke çapında. Teselli etmiyor.  Üzümü, armudu, domatesi, elması, vişnesi, kavunu gibi unutulmuş markaları, hala anımsanmayı bekliyor. Çeşitlendirilmiş tarımla toprakları yeniden canlandırma planları var. Seracılıkla uç vermeye başladı. Ekmediği toprağa para alan çiftçilerimizin, uyanmasını bekliyoruz.


Atam,

İlk ‘Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi’nin temelleri  Çubuk’ta atıldı, neredeyse 1 yıla bitecek. Valimiz Alaaddin Yüksel, “İçinde ilk ‘Hayvancılık Meslek Lisesi’ olacak” deyince gözlerim yerinden fırladı. Ankara’ya, ‘Hayvancılık Borsası’ kurma planlarını anlatınca, bayılmışım!


Atam,

Bilişim Vadisi hakkımız, verilmezse başımızın çaresine bakarız kıvamındayız. Hem kayadan temelleri hem ciddi ihtiyacımız var  ama siyasete kurban olmak üzereyiz. Tüm altyapı birikimiyle birinci sıradaki kent, siyasetin sihirbaz çubuğuyla görünmez oldu. Bilişim Vadisi’ni, Ankara’yı görebilenler, kendi kuracak herhalde.


Atam,

Eskişehir’le Konya’ya, 1 buçuk saatte gidiyoruz artık. Şimdi İstanbul, İzmir Yüksek Hızlı Trenleri’ni gözlüyoruz. Sincan, Etimesgut, Keçiören, Ümitköy-Çayyolu, metroyu gözlüyor.


Atam,

Tatsız konulara gelince… İlk sırada emanetin var; iki eliyle bir türlü Atatürk Orman Çiftliği’ne, sahip çıkamıyor bu kent. Yollarla parselleniyor, Kanun Hükmümde Kararnameler’le SİT değeri düşürülüyor, hizmet bahanesiyle betonlaşmanın yolu açılıyor. Emanet yerine, kullanmayı akıl edememiş safların, yüksek getirili arazisi olarak görülüyor. Sana rağmen kararlı olanlar var. Çiftliğin, emanetten öte, Ankara için önemine değindiğimiz satırlar var. Ancak inatla Ankara’yı, deliksiz beton başkenti İstanbullaştırma yolunda ilerliyoruz!



Atam,

Bu yıl saptadığım 61 başlıktan ancak bir kısmına değinebildim. İki tanesine daha değinmeden edemeyeceğim: Biri Ayaş’ın bir mahallesindeki kuduz karantinası, diğeri Gölbaşı’nın Tulumtaş Mahallesi’nde, Maden Tetkik Arama Müdürlüğü’nün raporuna rağmen turistik Damlataş Mağarası üzerine kurulan villalar. “Nasıl bir ilgisizlik, başkent’in dibinde bunlar olabiliyor?” dedirten cinsten iki durum. Aslında Ankara’ya ilgisizliğin, gazetelerdeki manşet hali.



Atam,

Son dakika gelişmesi, ‘Ankara Milletvekillerini Bilgilendirme Toplantısı’. Valiliğin düzenlediği toplantıda, birçok konuda ilk kez bilgilenen vekillerimiz olmuş. Sana havale ediyorum!


61 başlığın yarısından çoğu olumsuzdu. Yapmayanla yapılmayanla ilgilenmek zaman kaybı, yapanlar var, onları görmeni istedim. Bilmiyorum ne kadar rahat uyuyorsun ama Atam, ben iyi tarafından bakıyorum sen de bak, rahat uyu istedim.

Hiç yorum yok: