19 Kasım 2011 Cumartesi

ONA DEĞİL BUNA BAKIYORUM


18.11.2011 Milliyet-Ankara Gazetesi

Önde Atılım Üniversitesi’nin, kızlı erkekli 23 öğrencisi, arkada ‘Anadolu Organize Sanayi Bölgesi’ tabelası. Aralarında Anadolu OSB Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay. “Arkadaş, Tunalı Kavşakları kapatılacak, sen nereye bakıyorsun öyle?” diyenler çıkabilir. Nesine bakayım efendim; yasal olmayan bir şey mi yapılmış başkentin ortasında? Yapılmışsa yargı neredeymiş? Yasal olmayan bir şey ise geç te olsa değerlendiren yargı kararını, “Aman uygulamayın” diyen meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini mi savunayım? Allahınızı severseniz, buna benzer bitmek tükenmek bilmeyen davalarıyla “Burası başkent” diyebilir misiniz? Devletin idare merkezinde bunlar olabiliyorsa nesine bakayım efendim?



Asıl sorun dururken

Akıl sağlığımı korumak için, Ankara’da yapılan bütün iyi şeylere bakmayı yeğliyorum. Atılım Üniversitesi’nin 23 öğrencisi, Malıköy’deki Anadolu Organize Sanayi Bölgesi’ni gezmiş. Ayakları, daha okuldayken mesleklerinin uygulama alanına değmiş. Bu buluşma, bugün ve yarın için daha anlamlı değil mi sizce de?



Her fırsatta bilginin uygulamayla buluşmasına, yaratacağı iş olanakları ve ülkeye yararına değiniyoruz. 2010 verilerine göre Türkiye’de, makine sektöründe, 100 dolarlık satışımızın, 75 dolarlık kısmını dışarıdan alıyoruz. Yani kendi katkımız 4’te 1. Övünülecek bir şey mi bu? Sorun diye bunları çözmemiz gerekirken açılmaması gereken kavşağın, açıldıktan sonra kapanmamasını savunmakla meşgul oluyoruz. Neyi savunduğumuz belli değil. Affedersiniz, cümleten saçmalıyoruz!



Organize sanayi birikimimiz

Anadolu Organize Sanayi Bölgesi’ne gitmiş te ne öğrenmiş gençlerimiz? Aylık 20 bin liralık bütçelerden, 235 milyon dolarlık bir üretim bölgesine dönüştüğünü öğrenmişler. Devletin, bir kuruş katkısı yok, sanayicilerin cebinden çıkmış masraflar. Görevi; gençlere iş alanları açmak, üretmek ve ürettiğini dışarıya satmak. Küçük işletmelerin, orta ölçekli işletmelere dönüşümünü sağlamak amaçlı bir bölge olduğunu öğrenmişler. Çağdaş bir sanayi bölgesinin, kendilerini ve bilgilerini beklediğini görmüşler. Ne tür katkıları olacak, karar verecekler artık.



Hop OSTİM’e sıçrayalım, aynı günlerde, Rusya’dan misafirleri var. Rusya Federasyonu Yaroslavl Bölgesi’nden gelmişler. Kurumsal yapısı ve yönetim şekli konusunda bilgi almak için. Kurmakta oldukları sanayi bölgesinde, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeleri geliştirmek için OSTİM’in, kendilerine iyi bir örnek olduğunu düşünmüşler. Organize sanayinin kitabını yazmış kent Ankara’nın, bir gücü var, biz nelerle uğraşıyoruz!



Önümüzdeki günlerde, üniversitelerimiz, teknokentlerimiz, daha sık buluşacak organize sanayi bölgelerimizle yerel yöneticilerimizle. Gençlerimizi, kaldırım arşınlamaktan kurtaracak bu buluşmalar. O yüzden ona değil buna bakıyorum; gelecek burada.



Gözyaşının rengi olsa

Tekrar Malıköy’e dönelim. Daha önce de yazmıştım ama eksikmiş. Anadolu Organize Sanayi Bölgesi, 1800 badem ağacı dikmiş, bu yıl 1 tona yakın verim almış, gelirini de meslek okulunu kurmak için kumbaraya atmıştı. Meğer 1800 ağaç, Kurtuluş Savaşımız’da, bölgenin verdiği 1800 şehidin anısına dikilmiş. İlkbahar’da, her ağaca, bir şehidimizin adını verecekler. Maddesi gibi maneviyatı da olan organize sanayi bölgesi görmüş müydünüz? Rengi olsa yazının bu satırlarını, gözyaşlarımla yazmak isterdim.


Ne dersiniz? Oraya değil de buraya bakmakta haksız mıymışım?

Hiç yorum yok: