13.12.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Ülke çapında, tarihi
bir ‘kentsel dönüşüm’ dönemi yaşıyoruz. Bazı yerlerde aceleye geliyor,
dönüştüğüne dönüşeceğine pişman ediyor başına
geleni. Sadece inşaat işi değildir kentsel dönüşüm, toplumsal dokuyu yakından
ilgilendiren hassas bir konudur. Doğru yapılmazsa ‘kentten gidişim’e dönüşür.
Türkiye, gecekondu
ayıbından kurtulmak, kentin ortasında kalan gecekondu bölgelerini, kente uyumlu
hale getirmek zorundaydı. Dönüşüm başladı ama bazıları, binayı yapınca işin
bittiğini sanıyor hala.
Azap konutları
Bu dönüşümlerden biri, geçtiğimiz Çarşamba “Azap Konutları” diye Milliyet Ankara
Gazetesi’nin manşetindeydi. Kentsel dönüşüm, Mamak’ın Kusunlar Mahallesi'nde, dar gelirli aileler için
yapılan TOKİ Konutları’nı, ‘Azap
Konutları’na çevirmişti.
Kusunlar’daki, yanlış dönüşüme iyi bir örnekti.
Bir keresinde Nata Vega Alışveriş
Merkezi’ne gittiğimde görmüştüm; orada, ekilmiş tarlaların ötesinde, bir site
vardı uzakta. Yol gidecek, elektrik, su, doğalgaz gidecek, otobüs, minibüs
gidecek… “Mamak’ın bazı mahallelerine
getiremiyorlar oraya, uzağa niye yapılmıştı bu site?” diye konuşmuştuk
aramızda. Hala bilmiyoruz nedenini.
Kusunlar’da
kötü örnek
Ankara’ya 3 santim kar yağdı, Kusunlar
Mahallesi’ndeki TOKİ Konutları, köyden beter oldu.
O kadarcık kar yağınca sitenin içinde
yürüyemediğiniz gibi dışarıdan gelen, siteye giremedi bile.
Çocuklar okula, boş bir araziden, kar ve
çalılar içinden gidiyor.
İmza toplamışlar saatte bir otobüs
gelmeye başlamış. Isınamıyorlar. Doğalgaz bağlanmamış, doğalgaz kazanı deniyor
ama kömür yakılıyor. Büyükşehir
Belediyesi’nden kömür istemeye gidiyorlar, “Sizin konutlarınız, projede doğalgazlı görünüyor” deniyor, yardım
edilmiyor.
Hasta çocuklar, buzdan yürüyemeyen
yaşlılar sitesi olmuş Kusunlar TOKİ Konutları.
Dar gelirli sitesindeki evlere, ısınmak
için yaktıkları için ödeyemeyecekleri 200 liralık elektrik faturaları geliyor.
Mahalle'nin sağlık ocağı, açılmayı
bekliyor, ambulans yok.
Uzakta, gözden ırak,
sesi duyulmaz bir kalabalık.
Nasıl dönüşüm bu?
Bunun neresi
gecekondudan daha iyi bir ortam? Neresi dönüşmüş bu kentin? Böyle bir yerde
yaşamak ister mi, mahallesine, kentine sahip çıkar mı insan?
İşte buna ‘kentsel
dönüşüm’ değil, ‘kentten gidişim’ denir.
Ya da saldım çayıra
mevlam kayıra idaresi.
Korktuğumuz
Birincisi; hep
altını çizmeye çalıştığımız gibi, kent, sakinleriyle dönüşmelidir, sadece beton
bina dikerek değil.
İkincisi; mahalle ve
komşuluk dokusunu koruyarak planlanmalıdır bu dönüşüm projeleri.
Üçüncüsü; katiyen
kendi ortamından uzaklaştırıldığı gibi sahipsiz de bırakılmamalıdır mahalle
sakinleri. O zaman yeni mahallelerini ve komşuluk ilişkilerini, yeniden ve
hızla oluşturabilirler çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder