7 Aralık 2013 Cumartesi

TURİZMLE SINAVIMIZ


06.12.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi



Üniversite sınavı gibi, kaderimizi değiştirecek bir sınav var önümüzde. Ankara’nın geleceğini biçimlendirecek bir sınav. Kendi geleceğine yön verecek bilince sahip başkent, bu sınavı da geçmek zorunda. Ancak akıllı ama tembel talebe örneği, başarının reçetesini biliyor, ders çalışmıyor bizimki.



Çokluk içinde yokluk
Çokluk içinde yokluk yaşıyoruz” demişti, ‘Roma Döneminde Ankyra’ kitabının yazarlarından arkeolog Prof.Dr. Kutalmış Görkay. Arkadaşımız Başak Ateş’in Ankara turizmini ele alan yazı dizisinde, “Ankara’nın merkezi turistlerin gezebileceği dev bir antik açık hava müzesi olurdu” diye de eklemişti. Biz, dev antik kentin üzerine hala büyük mağazalar, şarküteriler yapmakla meşgulüz, gezmek isteyen başka kente!



Ankara Turizmin Başkenti Olur Mu?’ başlıklı yazı dizisine konuşan turizmci, esnaf, akademisyen olsun, gördük ki Ankara’daki turizmin eksiklerini saptamakta bir sorun yok. Hastalığın teşhisi yapılmış. Yapılmış ama herkes tedavinin ayağına gelmesini bekliyor, onu da gördük. “En güzel tarif edilmiş şikayetler” de diyebiliriz bu teşhislere. Sorunu çözmeye yönelik tavır ya da atılmış adımlar çok cılız. Hem cılız hem gelişigüzel.


Sıralama şaşması
Perşembe günkü gazetemizin manşeti “10 Milyon Turist”di. Büyükşehir Belediyesi’nin Atatürk Orman Çiftliği arazisine yaptığı kendi tarifiyle Disneyland, Ankara’ya 10 milyon turist getirecekmiş. Büyük atılım. Yalnız turizmle ilgili hangi resmi kurum ya da sivil toplum örgütlerinin ortak kararı ve açıklamasıdır bu proje, bilmiyoruz. Ondan önce eski Ankara’ya, kongre ve fuar merkezine el atılmasını bekliyorduk oysa.



20-25 milyon(trilyon) lira, eski Ankara’nın ortaya çıkması için yetmişti. Disneyland’a ise harcananın dışında 700 milyon lira ek ödenek istendi. “Gelişigüzel” dediğim böyle bir şey işte; öncelikler sırası şaşabiliyor. Turizmcilerin bir çatı dernek ya da odaları olmasındaki ısrarım, doğru sıralamalar ile doğru yatırımların, doğru zamanda yapılması içindir. Bu tür şaşmalara karşın önlem olması için. Turizmi ve ihtiyaçlarını, onlardan daha iyi bilemeyeceğimize göre…



Kim ateşleyecek peki bu fişeği? Kim turizmcileri bir araya toparlayacak? Tekrar yazı dizimize dönelim.



Eşgüdüm yok
Dizi boyunca konuşan herkes, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel’in turizm tecrübesi ve Ankara için çabalarını anmadan geçememiş. Hamamönü, Hacı Bayram ve Kale’deki tadilat ve düzenleme çalışmaları, eski Ankara’nın ortaya çıkması için ödenekleri Valilik vermişti. Kongre ve fuar merkezi, yurtiçi ve yurt dışı merkezlere doğrudan uçuşlar için girişimlerde bulunmuştu. Ancak ne çalışmalar istenen hızda gidiyor-özellikle Kale’de- ne de turizmciler ve yerel yönetimler, Vali Yüksel’le bir düzen içinde eşgüdümlü çalışmalar yapıyor.



Kim ateşleyecek?
Örneğin; yazı dizimizin konuklarından İl Kültür ve Turizm Müdürü’nün ağzından bal damlamasını beklerken rakamlara boğulan söyleşisinde, onun da en az bizim kadar bazı gelişmelere seyirci kaldığını gördük. Varolan durumu saptama ve temennilerden fazlasını bekliyorduk çünkü. Herkes saptıyor nasılsa. Ankara turizmi ve turizmcilerini toparlayacak projeleri sıralamasını bekliyorduk.



Örneğin; Atatürk Kültür Merkezi yerine yapılması düşünülen Medeniyetler Müzesi’nin akıbetini, İl Kültür ve Turizm Müdürü Doğan Acar da bizim gibi, bilmiyordu. 3 buçuk yıldır konuşuyoruz, bir turizm çalıştayı yapılmadan sağlık turizmi çalıştayını müjdelemiş bize. “Hizmet olan yerde şikayet de vardır” demiş ama Ankara’da turizm yok, turist gelmiyor. Başkente gelenlerin, otellerde ortalama konaklama süresi 1 buçuk gün. Hatta 1.3 gün. O zaman hizmet varsa hizmeti beğenmediği için mi az kalıyor misafirlerimiz? Kim ateşleyecek  turizmcileri?


Ankara turizmini, soruları belli bir sınav bekliyor. Sadece kaderini değiştirmek için bu sınava katılması gerekiyor. Eli boş değil, çalışarak tabii.

Hiç yorum yok: