12.08.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Cumhurbaşkanlığı
seçimi de bitti çok şükür. Yukarıdan bakıyorduk, artık ayağımız yere değip
sokaklarla ilgilenebiliriz herhalde. Bazı belediyeler ikisini bir arada
yürütmeyi çok iyi beceriyor ama bazıları, seçimlere fazla kaptırıyor kendini,
sokakları unutuyor. Bir an önce bitsin diye seçim gününü iple çekiyoruz o
sokakları arşınlayan Ankaralılar olarak. Büyük yatırımlar, bazen küçük
ayrıntıların gölgesinden kalıyor istemesen de.
Bu
arada seçim olmasa da sokakla bağını koparmış yöneticilerimizi unutmuyoruz
tabii, onların kalbimizdeki yeri ayrı! Görmedikleri için bilmiyor, bilmedikleri
bir şeyi, azimle yönetmeye devam ediyorlar masanın arkasından. Onların
bilmedikleri, bize, katlanmış cefa olarak dönüyor.
İllallah merdiveni
Yüzbinlerce
insanın kullandığı bir şey ayrıntı sayılmaz aslında ama işte masanın üzerinden
bakılınca öyle gibi görünüyor demek. 4 yıldır yazmaya doyamadığımız bizim
meşhur ‘yürümeyen yürüyen merdivenler’,
‘bekleten merdiven’ sonra da ‘yürütülemeyen merdiven’ olmuştu
hatırlarsanız. ‘İllallah merdiveni’
olmaya adaylığını açıklamak üzereydik ki 1 buçuk aydır yaşadıklarımızdan sonra
nezaket dahilinde o kadar demekle kalıyor, nihayet hakkını teslim ediyoruz. Yürümüyorlar
da yürümüyorlar arkadaş! Yürütmeye niyeti olan da yok.
Bir
de yepis yeni merdivenler, kim karar veriyorsa artık, durduruluyor. Özellikle
de işe gidiş ya da çıkış saatinde. O kararı veren adamı çok merak ediyoruz;
bilelim de saatini denk getirelim diye.
Gökdelen biter asansör bitmiyor
Merdiven
yürümediği gibi metroya yapılan yeni asansörler de asli görevi iniş çıkış
işlemi yerine durma, hatta bir türlü inşaatı bitememe halini koruyor. Batıkent
metrosundaki 2 asansörün inşaat süresinde gökdelen dikiliyor yeni teknolojiyle.
Bu ne titizlik, ne ilgi, gözleri nemlendiriyor.
Sulak Ankara
Yağmurla
akmasına alıştığımız metro duraklarına, su baskınlarına girsek mi acaba? Girmek
kolay, çıkamamak var. Kimse tınmıyor gibi aynı yerlerden sular akmaya, aynı
yerleri su basmaya devam ediyor. Kendi kendini mi onaracak acaba duraklar ya da
zamanla kendiliğinden suyun yatağı mı değişecek de bir süre sonra basmayacak
yolları, evleri, kestiremiyoruz beklentiyi. Artık kuraklıkta bile sulak bir
memleket Ankara.
Selanik’e ne düştü?
Bu
arada yüzbinlerce insanın kullandığı bir başka ayrıntı, Sakarya Caddesi’ni
kesen Selanik Caddesi’nde gizli. Darmadağın cadde. Halep sokakları geldi
gözümüzün önüne. Hadi Halep’i bombalar dağıttı, Selanik Caddesi’ne ne düştü de bu
hale geldi, gizemli olay açıklanamıyor! Esnaf, dükkanın önündeki taşları kendi
dizmek zorunda kalmış, gerisi Allah’a emanet.
Sokağa inmek lazım
Çöp
ve moloz yatağına dönen İmrahor Deresi, gözden ırak olduğu için görülmemesi
mümkün. “Niye görmüyorsun?” diye
suçlamayız masadaki yetkiliyi. Orası da güzel bir mesire hattı olmayıversin
canım!
Kale’deki
yol çalışması ve düzenlemelerin bitmediğini söylemiş miydik? Notlarımıza
bakılırsa bin kere söylemişiz, tekrar etmeye gerek yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder