06.01.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
2 yıldır gözlerimiz
yolda kaldı, özledik kendisini. Ankara da özledi; kendisine en çok yakışan
kıyafetini giyemiyor çünkü 2 yıldır. Bugün ulaşımı etkileyecek kadar yağacakmış
kar. Yağar da dediği çıkarsa meteorolojiden bileceğiz, yağmazsa da. İçimiz hem
“Yağsa keşke” diyor hem tedirgin. Ankara’ya
dantel dantel işlenmiş gelinlik gibi süsleyen kar yağdığında bir haller oluyor
bize; eteklerine dolanmaktan keyfine varamıyoruz nimetin. İnsanoğlu, doğanın
bereketi, bir şenliği olarak kar yağacağını biliyor ama biz Ankaralılar, sonra
başımıza ne geleceğini bilemiyoruz.
Kabak lastik çetesi
Bildiğiniz gibi,
Ankara’ya kar yağınca ne kadar kabak lastikli araba varsa hemen yola dökülüyor.
Bu olağandışı eylem, sadece Ankara’da oluyor, başka şehirlerde olmuyor. Kabak
lastikliler, çete midir nedirler, demek hava durumunu da iyi takip ediyorlar,
kar yere inmeden sokaklara, caddelere, tıkama amaçlı yayılıyor. Nitekim her
defasında başarılı da oluyorlar. Bütün şehir, onların yüzünden trafikte esir
kalıyor. Kentin göbeğinde donma tehlikesi geçiren mi, Etimesgut’a, Ümitköy’e,
Oran’a yürüyerek gitmek zorunda kalanlar mı istersiniz.
Büyükşehir Belediye
Başkanımız Melih Gökçek, bu çeteyi ismen olmasa da niyet itibariyle faş
etmişti. “Trafik, tuzlanmadığı için
değil, kabak lastikliler yüzünden tıkanıyor” demişti. Hükümet de geçen
yıldan itibaren bu çeteyi etkisiz hale getirecek önlemi almış, kış lastiği
kullanma zorunluluğu getirmişti. Cümleten bir “Ohh” çektik ancak 2 yıldır doğru dürüst kar yağmayınca önlemin
etkisini de gözlerimizle göremedik.
Tehlike geçmemiş
Meğer tehlike
geçmemiş. 2 Ocak gazetelerinde Melih bey, yeni bir uyarıyla çıkıyordu karşımıza;
özel araçlarda da kış lastiği zorunluluğu için Vali’yle görüşecekti. Demek
Melih bey de hava durumunu iyi takip ediyor, meydanı kabak lastik çetesine
bırakmaya hiç niyetli görünmüyordu. Nedir bu çektiğimiz, bitsindi bu kabak
lastikçi zulmü!
Bugün, eğer tahmin
edildiği gibi yağarsa kış lastiklerinin faydasını inceleme fırsatı bulacağız.
Tuzlanmış yolda kalmayı beceren inatçı kabak lastik çetesi, daha aşikar olacak.
Takke düşecek kel görünecek. Tabii tuzlama ve kar küreme araçlarının işine
engel olmazlarsa eğer!
Unutulmaz 2 gün
8 Mart 2011 günü
aklımızdan çıkmıyor. Batıkent’te, tipi altında, sessiz karaltılar halinde her
bir durakta yüzlerce insanın zombi gibi bekleyişi aklımızdan çıkmıyor. Ne
acayip çaresizlikti. Daha beteri; 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan, savcılığa
ifade vermek üzere çağrılınca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmeye Başbakanlık
Konutu’na çıkacaktı, yol kapalı olduğu için çıkamamıştı.
Yani savaş hali olsa
devlet ricali, İran Caddesi ya da Cinnah Caddesi’nde patinaj yapıyor olacaktı.
Kabak lastiğin kaderini değiştirdiği ilk savaşa, büyük ihtimal ilk kez başkent Ankara
şahitlik edecekti. O günleri de atlattık çok şükür.
Yağmurda kar küreme nöbeti
Kar uyarısı olmadığı
halde 8-10 derece hava sıcaklığında, yağmur altında, Ankara’nın merkezlerine
kar küreme araçları çıkıyor bir süredir. Çalışır halde bekliyorlar, nedenini bilemiyoruz.
Geçmiş tecrübelerin korkusundan alınan bir önlem ya da kabak lastikçiler işi
ilerletti, yağmurda da eyleme çıkıyor. Bu Ankara bir alem, bir değişik. O’nu
anlamaya çalışacağız diye ya saçımıza karlar yağıyor, ya lastikleri gibi
başımız da kabaklaşıyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder