25.08.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Geçtiğimiz
Cuma günü yağan şiddetli yağmur, geçmişi ve bütün Haziran boyunca
yaşadıklarımızı, bir günde hatırlatmak içindi sanki. Daha doğrusu doğa sık sık
uyarıyor ancak biz üstümüze alınmıyoruz hiç. Yarım saat içinde sosyal medyada,
Ankara’nın her yanından su baskını haberleri ve fotoğrafları yağdı bir yandan.
Birkaç cisim birkaç resim
Boğazına
kadar suda kalan araba tamircisi, çamurlu sular içinde sadece tepesi görünen,
altgeçitlerde su içinde sağa sola savrulmuş arabalar, beline kadar su içinde
arabasını ittirenler, 31 yıl sonra ilk kez konser salonu, dershaneleriyle sular
altında kalan Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, metronun
klasikleşmiş çağlayan akıntıları, alışık olmayan alışveriş merkezlerindeki
baskınlar, eski Cumhurbaşkanlığı, yeni Başbakanlık’ın altındaki Çankaya Caddesi
ile İran Caddesi’nin kesiştiği köşede izlediğimiz ızgaradan fışkıran sular,
aklımızda kalan birkaç resim.
Gök müfettişleri teftişte
Batıkent,
Keçiören, Mamak’ı yine fazlasıyla su bastı ama tam iş çıkışına denk geldi, bu
kez başkentin merkezindeydi gözler. Sokakları Ankara Çayı’ndan ayıramadık,
başkenti, tepeden tırnağa bir teftiş etti hiddetli gök müfettişleri.
“Bir insan, sağanak yağmuru duyunca
şemsiyesini almayı düşünüyorsa bir belediye de önlem olarak üzerine düşen
görevleri yapmayı düşünmeli. Bangır bangır ‘Küresel ısınma var, yağışlar daha
şiddetli olacak’ diyor uzmanlar, sadece vatandaş mı dinliyor bu uyarıları?”
demiştik 8 Temmuz 2014’de, yine bir sular seller sonrası. Her defasında daha
şiddetlisine maruz kaldığımıza göre hiç adım atılmadığına, hatta bu konuda adım
atmak gibi bir plan olmadığına hükmedebiliriz bu yıl yaşadıklarımızdan sonra.
Planı bile söylüyor
Ankara
Kalkınma Ajansı, 2014-2023 yılları arasını kapsayan bir ‘Ankara Bölge Planı’ hazırladı. Çok var ama Plan’dan sadece 2
maddeye değineceğiz bu konuyla ilgili:
-
Ankara’da Yaşamak başlığı altında, Ankara Merkez Bölgesi’nde, yerleşim
alanlarının kontrolsüz (yağ lekesi biçiminde) büyüdüğü ve
- Ankara’da
Çevre başlığı altında, Ankara’nın
iklim değişikliğinin muhtemel etkilerinden ciddi zarar görebilecek bölgeler
arasında bulunduğu belirtilmiş bu iki maddede.
Biz, planı görmeden, niye yağışlar konusunda uzmanları
dinlemediklerini sormuşuz. Aynı vurdumduymazlık, kentiçi ulaşım ve toplu taşıma
konusunda da devam ediyor. Ancak altyapısı ve yeterli ulaşım ağı olmayan başkentte,
kentsel dönüşüm ve alışveriş merkezi inşaatları ışık hızıyla devam ediyor. Altı
olmayan kente, üst yapıyoruz durmadan.
Ses
geçirmez odaları bilmiyor
Doğanın müfettişleri de her denetime geldiğinde, hani
haberli de geliyorlar ama, daha beter çuvallıyoruz karşılarında. Şimşekler,
gökgürültüleri eşliğinde kızgınlıklarını ifade ediyor, homur homur terk
ediyorlar bir sonraki teftişe kadar. Doğa ana teknolojiyi ne kadar takip ediyor
bilmiyoruz ama onun da yetkililerin ses geçirmez camlı odalarda oturduğunu
bilmediği besbelli. Bizim gibi duyulmadan kalıyor kızdıkları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder