14 Ağustos 2015 Cuma

ÇEKECEĞİ VARMIŞ ANKARA KALESİ’NİN



11.08.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Bir yaz mevsiminin sonuna yaklaşırken Ankara’nın kısacık turistik mevsimini de geride bırakacağız. Temmuz başına kadar süren yağışlar, 1 ay daha kısalttı zaten 3 ay olan turistik mevsimi. Ve beşinci yazını da altyapı çalışmaları, kazılıp bırakılan yollar, toz ve patlayan su borularıyla geçirdi Ankara Kalesi. Bitmedi çilesi.




‘Kale’nin Halleri’

Geçtiğimiz Pazar günü Milliyet Ankara’da, ‘Kale’nin Halleri’ diye bir haber. Zaten Cumartesi ve Pazar kalabalık oluyor, asıl işi o gün yapıyor esnaf. Günün ortasında sen kalk, İçkale Kapısı’nın girişine betonu dök, ziyaretçiler kapının önüne kadar gelip, oradan geri dönsün.

Kale girişine beton döküldükten sonra tellerle giriş kapatıldı


Çalışma aşkı” desek, “Yapsak suç, yapmasak suç” deseler... 5 yıldır neredeydi bu aşk, ne kazısı ne tozu ne çamuru bitemedi. Esnaf canından bezdi, 5 yıldır Kale’ye giden bir daha gitmek istemiyor. Başka şehirlerden gezdirmek için götürdüğümüz pek çok misafirimiz, “Kalen de senin olsun” deyip, çok kaktı kafamıza. “Ya her zaman böyle değil, sadece 5 yıldır” diyor, sonra uzun uzun bakışıyoruz; ne kadarı şaka ne kadarı ciddi anlamaya çalışıyorlar. Fıkra kahramanından farkımız kalmadı, anlatıp gülüyorlardır aralarında.



Bursa’yı kutlarız!

Tabii beton terapisinden önce Kale Kapısı’nda, başka bir sürpriz karşılıyor ziyaretçileri. Vatandaş, tam kapının üzerinden, duvarı kaplayan koca bir bayrağı sallandırmış aşağı, Bursaspor'a Süper Lig'de başarılar diliyor. Tarihi eser değil, Ankara’nın en turistik yerinin girişi değil, işhanı balkonu sanki. Ankara Kalesi’nin girişinde, Bursa kutlaması... Biz de bilinçli vatandaşımızı kutlamaktan kendimizi alamıyor, vesilesiyle Bursaspor’a, Süper Lig’de başarılar diliyoruz!

Kapıyı kapatan Bursaspor bayrağı


Bitmedi. Kale Kapısı önündeki meydanın ortasına, yer yokmuş gibi bir mobese direği dikilmişti. Birkaç gün sonra yakınından su sızmaya başlamış. Demek direk, itinayla su borusunun üzerine dikilmiş. Aynı gün Kale’ye gelenlerin manzarası, bir akarsuyla tamamlanmış oldu.



Sabır taşı

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne doğru yolun kazılıp, kapatıldığı gibi bırakılmasına ya da sökülen yol taşlarını yerine koyma gereği duyulmamasına ya da İçkale Kapısı önünde milletin takılıp, kafasını kolunu kırdığı tellerin kaldırılmamasına, yanmayan sokak lambalarının hala yanmamasına, daha önce defalarca değindiğimiz için tekrar girmeye gerek yok. Daha ne oldu ki şurada, 15 gün 1 ay en fazla. 5 yıl olmuş çalışmalar sürüyor, sözünü etmeye değmez.


Bazen düşünüyor insan; hani Kale, kütlesel bir kaya üzerinde ya. O kaya, sabır taşı mı acaba?

Hiç yorum yok: