21 Eylül 2016 Çarşamba

EĞİTİMDE DE YENİ TÜRKİYE



20.09.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi

Türkiye, gelişmesinin önündeki en büyük engel terör belasından kurtulmakla içeride ve sınır ötesinde de kaynağını kurutmakla meşgul. Şiddet düzeyinde artık sınır tanımayan, kendi amacıyla bile çelişen eylemlere girişen örgütleri, tamamen dışladı halk. Şiddet ibresi yükseldikçe önce gerçek niyetlerini, sonra iplerini tutan elleri açık ettiler.

1950’lerden sonra çeşitli biçimlerde milleti birbirine kırdıran ve zincirleyen o uzun kollar, kavrayamıyor, tutamıyorlar artık. Kabına sığamaz olmuş bir ülkeyi ve milleti, 50-60 yıldır alıştıkları gibi deli gömleğine tıkamıyorlar. Nihayet zincirini de kırıyor, deli gömleğini de yırtıyor Türkiye.

El freniyle gitmişiz
Daha çok PKK’yı, DHKP-C’yi görüyorduk ama 15-16 Temmuz’da, assolist olarak bu örgütlerin en tehlikelisi çıktı sahneye; Fetullahçı Terör Örgütü kısaca FETÖ. Öyle böyle bir sinsi örgütlenme değil, dünyadaki her türlü örgütü inceleyen bir akademisyen, “Dünyada ilk kez böyle bir örgütlenme biçimiyle karşılaşıyorum, benzeri yok” demişti. Biz de her gün ama her gün şaşılacak bir yanı ve yöntemiyle tanışıyoruz ağzımız açık.

Bu sinsi örgüt, neyin içindeyse o işin frenine basıyormuş. Hiçbir şeyden de eksik kalmamışlar maşallah. Türkiye, en azından son 25-30 yılında ki bunun son 10 yılında iyice asıldılar pedala, el freni çekik araba gibiymiş; gaza basıyor, araba gidiyor ama hiç hızlanamıyor. Biz de “Gittiği kadar” deyip yolumuzda kararla devam ediyorduk. Nerelere gelebilecekken nerelerde tutmuşlar bizi.

Sistemsizlik, bilmezlikten değilmiş
Bu sinsi sansarlar örgütü, en çok nerede kadrolaşmış? Milli Eğitim Bakanlığı’nda... Aklı olan da öyle yapar zaten. Ağaç yaşken eğilir, ne kadar çocukların, gençlerin aklını karıştırırsanız o ülkenin geleceğini de o kadar kontrol altına alırsınız. Hatta kendi dilini, tarihini bile unutturur, rüzgara göre savrulan bir yaprak gibi istediğiniz yere sürüklersiniz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın özellikle son 10 yıldır sistem tutmaz politikaları, pek de bilmezlikten değilmiş hani.

- Her yıl sistem mi değişirmiş bir ülkenin Milli Eğitimi’nde? 
- Her yıl sınav sistemi mi değişir, kitabı mı değişir, yönetmeliği mi değişirmiş?
- Özel okullar dışındaki devlet okulları ve meslek okulları iyice niteliksizleştirilir, kaderine ya da dershane kucağına mı terk edilirmiş milyonlarca genci bir ülkenin. “Okul niye var o zaman” diye çok sormadık mı?

Gözlerinin feri soluyor
- Üniversite sınavı bir kıyma makinesine dönüştü, dershaneler de makineye girmeden önce kuşbaşı parçalara ayırıyor çocuklarımızı, gençlerimizi. Oyun oynayacak yaştaki çocukların, haylazlık yapacak gençlerin, hafta içi hafta sonu demeden dershanelerde gözünün feri soluyor. Nerede eğitim birliği?
- 4+4+4 eğitim sistemine geçildi, çırak yetişmiyor şu anda ülkede. Artık usta da yetişmeyecek demek bu. Meslek okulu ya da düz ortaöğretim okul müfredatı, nasıl olur da çırak yetişecek biçimde uyarlanmamış olabilir, meslek okulları neden güncellenmez ve itibarsızlaştırılır bir ülkede, akla sığacak şey değil. 11-12 yıldır hiçbir derde derman olamayan Bakanlık bünyesindeki Mesleki Eğitim Kurulu, asli işini yapmayıp da neyle iştigal etmiş? Çaresizlikten, kendi okullarını kuruyor sanayici, tüccar, esnaf.
- Eğitim sistemimizin sağlamasını, en iyi uluslararası sınavlarda yapıyoruz. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne (OECD) bağlı ülkeler arasında yapılan ölçümde, en gerilerdeyiz.

Talep en üst seviyede
18 milyon 43 bin öğrenci, 920 bin öğretmeniyle dün ders başı yaptı. Okullaşma seviyemiz yüzde 97’lere ulaştı, Bakanlığa ayrılan pay, yaklaşık 10 kat arttırıldı. “2035 yılından itibaren yaşlılar ülkesi olmaya başlayacağız” diyen aynı devlet, sistemini artık oturtup, çocukların çocukluğundan, gençlerin gençliğinden çalmadan, güncel müfredatla okulların içeriğini de doldurup, fren olana acımadan, Yeni Türkiye’nin Yeni Eğitim Sistemi’ne hızla geçmeli. Milletin gelişmiş ülke sınıfına atlama talebi, her alanda en üst seviyede nitekim.

Öğrencilere ve öğretmenlerimize iyi bir eğitim yılı dileğiyle haydi bakalım hepimize iyi dersler.

Hiç yorum yok: