24 Eylül 2016 Cumartesi

Sayın Vali..



23.09.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi


Başkentin yeni Valisi Ercan Topaca Pazartesi günü görevine başladı. Önceki Valimiz Mehmet Kılıçlar, bazı gazetecileri çağırıp konuşuyormuş ama biz, bırakın ‘Merhaba’yı, “Mee..” bile diyemeden görevi devretti. Birkaç gün farkla tam 2 yıl önce “Hoş geldiniz” demişiz kendisine, uzaktan gördüğümüz fotoğraflarından hatırlayacağız simasını.

Yüksel’in suçu
Tabii önceki Vali Alaaddin Yüksel’in suçu hepsi, bizi de vatandaşı da kötü alıştırmıştı; sürekli bir projeyle ortaya çıkıyor, biz gazetecileri de mutlaka içine katıyor, Ankara basınından sorunları bizzat takip ediyor, bazen tebdili kıyafet de ederek bir neslin ilk defa vali gördüğü sokaklara, ilçelere, köylere gidiyordu. Bitmez tükenmez protokolü Ankara’nın, onlara da yetişiyordu bir yandan.

Mesela yeri gelmişken; Ankara valileri, ya protokollerden azat edilsin ya da ayrı bir protokol valisi atansın. Bu kentin de işleri var, hem de çok, protokol eğlemekten iş mi yapabilir insan?

“Verdiğin işleri yapıyoruz”
Bir gün Yüksel döneminde, bir şey sormak için o zamanki yılların tecrübesi Ankara Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Hıdır Eraslan’ı aramıştık, “Ağabey nasılsın” dedik tabii açınca. “Nasıl olalım, verdiğin işleri yapıyoruz” diye kopartmıştı bizi. İlettiğimiz sorunların takip edildiğini, böyle de öğreniyorduk yani!

Ki şunu rahatlıkla söylüyoruz; haydi hepsi demeyelim ama başkentin üst düzey yöneticileri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu başkanları, yani işi Ankara’yla olanlar, bizzat değil basın ve halkla ilişkiler birimleri tarafından, sadece kendileriyle ilgili kısımları takip ediyor. Kentin ortak sorunlarından, projelerinden ya da ortak olabilecekleri işlerden haberleri olmuyor böylece.

Kendini takip ediyorlar
Mesela Büyükşehir Belediyesi’nin bir başkan yardımcısıyla 4 yıl sonra tanışmışlığımız var. Vali Yüksel tanıştırmış, kendisi ilgiyle suratımıza bakmıştı Midas portre heykelciğini ilk kez görmüş gibi. Bir sivil toplum örgütü başkanı, yıllarca aynı konuyu takip ettiğimiz halde bizimle tanıştığına çok memnun olmuş, soyu tükenmiş Dikmen Alıcı görmüş şaşkınlığıyla şahsımıza belertmişti gözlerini.

Köklü bir Kale esnafı, 5-6 yıldır yazdığımızı sorun diye bize anlatıyor, bir toplantı da tanıştığımız sanayici, siyasetçi ya da bürokrat, ifadede sınırları aştığımız konuda bize ders veriyordu.

Bu kentte, istisnalar dışında, kurumların da yöneticilerin de sadece kendini takip ettiğini zamanla daha iyi öğrendik. Alaaddin Yüksel’in, başta başkentin en bakir sektörü turizm alanında olmak üzere harekete geçirdiği pek çok projenin yanı sıra, bu kurum ve kişileri bir araya getirme çabası önemliydi. İte kaka, “Ortak akıl lazım başkente, ortak akıl” diye diye gri saçlarını beyazlattı yılların tecrübesi devlet adamı. Uzun zamandır görmediği valiyi, ne turizmciler ne yerel yöneticiler ne de sivil toplum örgütleri değerlendirebildi.

İcracılık ve icracı zamanı
Bizim “Mee..” bile diyemediğimiz Vali Mehmet Kılıçlar ile şehir, fabrika ayarlarına dönmüş gibi oldu sanki; her gün yeni bir projeyle başa iş açmayan vali, istemese de ataletin uyuşukluğundan ayılamayanlar için tercih nedenidir mutlaka. 2 yıldır pek sesi soluğu çıkmadı çünkü başkentin çoğu kurum ve yöneticilerinin.

Oysa Türkiye, çok yıllar olmuştu başka bir yola gireli. Gelişmiş ülkelerin makamındaydı gözü, o seviyeye çıkmak istiyordu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ivme kazansa da yeterli değil hala. Tabandan gelen derin talep ve baskının farkında olmayanlara, bu ülkenin de onun başkentinin de tahammülü yok artık. Resmi, özel fark etmeksizin, her alanda icracılık ve icracılar isteniyor.

Zor olanı istiyor
Gidin vatandaşa, çiftçiye, hayvancıya, esnafa, sanayiciye, başkentiyle bağları kopmuş ilçelerine, bir noktaya gelip kilitlendiklerini göreceksiniz. Bir kısmı çok basit hamlelerle açılabilecek bu kilitlerde tüketildiğini göreceksiniz enerjinin. Halbuki aksine zor olanı istiyor millet, “Gelişmiş ülke olmalıyız” diyor.

Daha önce bu hatayı yapmış, Ankara Valileri’nin ev ödevini “Bismillah” demeden koymuştuk önüne. İlk günden kalp çarpıntısı yapar, hesap edemedik o zaman. Öncelikle yeni Valimiz Ercan Topaca’ya “Hoşgeldiniz” diyor, yeni görevinde başarılar diliyoruz.

Sayın Vali.. Başkentin kilitleri belli, 50 yıldır bekleyeni de var, 15 yıldır bekleyeni de. Okuyucuyu canından bezdirdik tekrarlaya tekrarlaya. Ancak şunu da gördük; yeter ki icra ve ortak aklı harekete geçirecek niyet olsun, Ankara’nın uyuşuklar kadar bunu becerecek icracı beyinleri de var.

Hiç yorum yok: