06.01.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi
Ne
kadar ama ne kadar gecikti metrolarımız. 28 Aralık 1997’de açılan ana hattan
sonra Sincan-Çayyolu 17 yıl gecikti, nihayet 5 Ocak 2017’de açılan Keçiören hattı
19 yıl. 38 buçuktu, Keçiören’le 67 buçuk kilometreye çıktı başkentin metro
hatları. 400 kilometrelik Londra Metrosu, yaklaşık 150 yıl önce açılmıştı.
Yılda
15 milyon yolcu taşıyan Sincan-Kayaş arasındaki Başkentray Projesi’nin inşaatı
devam ediyor. 21 Mart 2016’da sözleşmesi imzalanan hatta 14 ay süre biçilmişti,
bu yılın Haziran-Temmuz’u gibi açılmasını bekliyoruz. Yolcu kapasitesini,
yıllık 60 milyona çıkaracak. Çubuk-Havaalanı’ndan 27 kilometrelik ve Atatürk
Kültür Merkezi’nden Kızılay’a 3 buçuk kilometrelik yeni hatların da sözünü vermişti
Başbakan Binali Yıldırım.
Merkezi aştı talepler
Ama
şehir, sürekli yayılan bir yağ lekesi gibi plansız ve düzensiz genişlemeye
devam ediyor ve bu projelerin, başlamayanları bile çoktan ihtiyacın gerisinde
kaldı. Hatta başkentin içinde kopuk kopuk raylı ulaşım hatlarını
birleştirememişken şimdi çevre ilçelerden merkeze raylı ulaşım talepleri
gelmeye başladı.
Örneğin
Ayaş-Beypazarı-Nallıhan güzergahında... Örneğin yakında ciddi bir yatırım ve
sanayi merkezi haline dönüşecek olan Kazan’da karayolu, yükü taşıyamayacak.
Akyurt’u, belki bir tramvayla havaalanı metro hattına bağlamak gerekecek.
Elmadağ-Ankara arasında, Temelli-Malıköy sanayi bölgesi ile Sincan ve Çayyolu
arasında ciddi bir ihtiyaç doğacak. Çünkü yol yaptıkça trafik sorunu çözülemedi,
ileride hiç çözülemez hale gelecek bu bölgelerde planlanan yatırımlar ve nüfus
yoğunluğu arttıkça.
Var mı var metrosu
Türkiye’nin
başkenti olduğu kadar yolların kesiştiği bir kavşak kenti olan Ankara, tam bir ray
fakiri. Yüksek Hızlı Tren hatları ve yeni raylı ulaşım hatları birleştikçe biz
dışarıya dışarı bize açılıyor ama içeride, bir semtten bir semte, Konya’ya ya
da Eskişehir’e gitmek kadar zaman harcıyoruz.
Aktarmalarda
kaybedilen zamanla kalmıyor, 200 bin civarında üniversite ve 300 bin
civarındaki orta öğretim öğrencisinin cüzdanına da dokunuyor konu. Örneğin Sincan-Çayyolu
hatları açıldıktan sonra ODTÜ, Hacettepe, Bilkent gibi üniversitelerde okuyan
öğrenciler, hem zamandan hem paradan kaybeder oldu. E olmamış demek ki; raylı
ulaşım, kente uyarlanamamış. Olsa metro varken Batıkent-Eskişehir yolu arasına
otobüs seferi koymak zorunda kalınmazdı. Bizim metro, ‘Var mı var metrosu’ oldu bir nevi.
Merak ediyoruz
Bu
arada 1997’den bu yana başkent nüfusu 1 milyon 500 bin kişi arttı. Şehir
plancıları, mimarlar, biz gazeteciler, Keçiörenliler’den çok merak ediyoruz
açılan metro hattının trafikte yaratacağı etkiyi. Acil bir ihtiyaçtı, zamanla artan
nüfus, kent genelinde bir ayrıntıya dönüştürdü Keçiören hattını. Her ilçe
merkezinin birbirine raylı ulaşım hatlarıyla bağlanma ihtiyacı, artık Keçiören
kadar önemli hale geldi.
Belediye
yapamadı, 19 yıl geciktik, hükümet el attı başkentin raylı ulaşım sistemlerine.
Sözleri, bizzat Başbakan’ın kendisi veriyor. Türkiye’nin başkentidir, belki de
çoktan devletin el atması gerekirdi başkentin hem şehirleşme hem ulaşım ihtiyaçlarına.
Başkent, yüksek teknolojili sanayileşmenin merkezi olması düşünülen şehirdir
aynı zamanda.
İstanbul’a dönüşecek
Başkent
Ankara’nın Ulaşım Ana Planı yok, 2007’de hazırlanan ‘2023 Ankara Nazım İmar Planı’ da bizzat planı onaylayan Belediye
Meclisi tarafından deliniyor o günden beri. Keçiören Metrosu’nu küçümsemiyoruz;
başkentin bu çok hızlı ve plansız gelişmesi nasıl Keçiören’i ayrıntıya
dönüştürdüyse kontrolsüz gelişme ve plansızlık da çok yakında İstanbul’a
dönüştürecek, ondan korkuyoruz.
Bu
kaygılarla metro hattının, Keçiörenliler’e ve Ankara’ya hayırlı olmasını,
devamının gecikmeden gelmesini diliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder