25 Mart 2017 Cumartesi

ÜÇLÜNÜN SONUNCUSU: SAFRANHAN



25.03.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi

Ankara’nın 58 müzesi var. İlçeleriyle beraber 74. “Biliyorum” diyen 4-5 tanesini bilir, haydi 10 olsun. Bir kısmı resmi kurumlar, bir kısmı üniversiteler içindedir, o kurumun ya da üniversitenin sakinleri bile gidip gezmemiştir.

Bilinç olmayınca
Gitmezler çünkü çocukları, gençleri götürüp gezdirmeyince tarih, belge, arşiv, koleksiyon bilinci oluşmuyor, gözünün önünde telef edilen tarihi eserlerine yıkıntı, kağıt fabrikalarına gönderilen belgelerine çöp gözüyle bakıyorlar memleketin. Tarihten kendisine kalana da kendi tarihine de sahip çıkamıyor, toprağına yabancılaşıyor nesiller. Toprağını, kültürünü tanımayan, sahip de çıkamaz tabii.

Haziran’da açılışının yılı dolacak. Ankara Kalesi’nin ana girişinin tam karşısında Çengelhan, yanında Çukurhan vardı, onların arkasına Safranhan Müzesi açıldı. Çengelhan’daki eserler oraya taşındı, genişliği sayesinde yeni eserler, koleksiyonlar eklendi. Üçlü tamamlandı, o parselde gerçeğine yakın çok başarılı bir tadilat ve düzenlemeyle eski Ankara yeniden yaşamaya başladı.

İkinci cezaevi
Zafran Hanı’ deniyor, ‘Zaferan Hanı’ deniyor, ‘Zağferan Hanı’ deniyorsa da son hali Safranhan dilimizde. Şer’iye sicilleri yani mahkeme defterlerinde, Ankara’ya yerleşik, aslen Kayserili Hacı İbrahim oğlu Hacı Mehmed tarafından 1511 yılında yaptırıldığı, duvarlarına bitişik 20 dükkân ile vakfedildiği kayıtlı.

Odaları beşik tonozlu, 42 odası var. Ankara tiftiğinden hem kendi hem dünya saraylarına giren sof kumaşının ticareti gerileyince, boşalıyor odaları. Osmanlı’nın son zamanları Cumhuriyet’in ilk yıllarında cezaevi olarak kullanılıyor. Ankara’nın ilk cezaevi, Kale içinde Zindankapı’da Akkale Hapishanesi. İkincisi Safranhan, üçüncü en eskisi Ulucanlar. Mimari değeri de olan bir eseri cezaevi, depo olarak kullanırken neyse birileri de tersine çevirip kültür merkezine dönüştürebiliyor.

2012 yılında Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı satın aldı, 2016 yılına kadar aslına sadık kalınarak tadilatı, düzenlemesi sürdü, avlunun üzeri cam ile kapatılarak koruma altına alındı ve geçtiğimiz Haziran açıldı.

Kültür merkezi oluşuyor
Hanların büyüklüğü hareketli, canlı ticaretin göstergesidir, son kurtarabildiklerimizden biri Safranhan. Yanlarında 1471’de yapılan Mahmut Paşa Bedesteni ile Mehmet Paşa Hanı (Kurşunlu Han), yani ikisinden oluşan şimdiki Anadolu Medeniyetleri Müzesi var. Aralarındaki boşluğu dolduran Erimtan Müzesi ve çevresini saran sanat atölyeleri, galerilerle başkente yakışır bir kültür merkezi oluşuyor.

Çok küçük bir alan içinde gezmeye doyulamayacak 3 müze ve sanat erbabı... Eh biz de bu merkeze yakışır bir Kale ve meydanı istiyoruz, yerel yönetimlerimiz dikkate değer görürse eğer.

Hiç yorum yok: