5 Temmuz 2017 Çarşamba

HOŞGELDİNİZ LEYLEKLER!



04.07.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi

Kızılcahamam’ın ‘Leylek Palas’ı, Eylül 2009’dan bu yana 8 yıldır hizmet veriyor. 26’ydı, 32’ye çıktı yuva sayısı. Devletin gözeteceği işi, işadamı Ömer İlhan üstlenmişti durumdan görev çıkartarak. Korunmalı diye elektrik direklerine yuva yapan leyleklerin yuvalarının sık sık bozulduğunu ve kuşların elektrik akımına kapıldıklarını görmüş, cebinden 14 metre boyunda 26 çelik direk yaptırmış, tesisin çevresine dikmişti. Orta kalite bir ev parası ediyordu 32 yuva. Bir gayrimenkul zenginliği, bir de böyle zenginlikler var işte.
Ömer İlhan'ın tesisine kurduğu leylek yuvaları

Heyecanla beklediğimiz
Eski İstanbul yolundan gider gelirken Kızılcahamam’da dikilir, bu yıl da gelmişler mi diye dikkat kesilirdik otobüsün penceresinde. Şekerleme yapıyorsak tedirgin uyurduk kaçırmayalım diye. Bu yolun tek eğlencesiydi çocuklar için.

Gelmişlerse içimiz bir rahatlardı bu kez de gördüğümüzden. Neden görememek gibi bir kaygı taşırdık acaba? Kızılcahamam, o leylekler demekti, olmasalar, terk etseler, Kızılcahamam’da olmayacaktı artık, geçip, belki de uyuyarak, gidecektik hızla içinden. Oysa heyecanla varmayı beklediğimiz tek yerdi yol boyunca. Kızılcahamam, öyle yer etmişti zihinlerimize.
Bütün ilçeyi etkiliyor
Yenmez içilmez, tafrasından geçilmez, lak lak lak dinlenmez bir kuştur ama zararsızdır, gözalıcıdır, hele bir çocuk için görünümüyle çok ilgi çekicidir çok yakınında görebildiği için. Yerde görmek daha etkileyicidir ama havada görelim diye dönerdi fıldır fıldır başımız, o yıl çok gezelim diye. Bir değişik iletişimi var leyleklerle insanların, çabuk kan kaynaşan türünden bir ilişki.

Bu yeni yuvalardan sonra 25 civarındaki leylek sayısı 70’e çıkmış. Yani Ömer İlhan, o yuvaları yaparken Kızılcahamam’ı koruyor. Hem kuşlar hem bizim için... Zihnimizde yerine oturtuyor şehrini. Bir ev parasına koca bir ilçenin algılanışını etkiliyor, güzel düşünceler, simgeler oluşturuyor zihinlerimizde.

Bu da bizim muamele!
Gelelim Jülyen Sütunu, Belkıs Minaresi diye bildiğimiz Ankara Valiliği yanında dikilen bin 650 yaşındaki direğe. Bu sütunun tarih boyunca yapılan çizimlerinde, çekilen fotoğraflarında, daimi ev sahibi yerindedir; tepesindeki yuvasıyla leylekler.

Kızılcahamam’da yuva yapıldığı sırada biz Ankara’nın içinde, Jülyen Sütunu’nun ev sahiplerini kovuyorduk. 5-6 yıldır tellerle kapatıldı, çiviler dikildi konmasınlar diye.
Jülyen Sütunu ve kovulan leylekleri

Dedesinin dedesinin dedesinden de öte bu taş sütunun sakini, o taşı canlandıran leylekleri kovduk. Zihnimizde yarım artık Jülyen Sütunu. O meydanda oyalanacak bir bahane kalmadı yani. Kızılcahamam onunla varolurken bu meydan onlarsız boşalıyor. Konuyla ilgili leylek gibi gürültülü lak lak yapmak istiyor insan!

İyi olan örnektir. Hoşgeldiniz Kızılcahamam’ın leylekleri, hakikaten zengin adammışsınız Ömer İlhan.

2 yorum:

Abidinpaşa dedi ki...

ANGARALI DEYİMİ İLE BELKIS MİNARESİNDEKİ LEYLEKLERİ KOVAN VALİLİK VEYA HER KİM İSE HAMAMÖNÜ YAĞMALANIRKEN BİNLERCE LİRAYI SÖZDE RESTORACILARA AKTARAN VALİLİK BURALARDA MAĞDUR EDİLEN RIZKI SÖNDÜRÜLEN ESNAFI VE HALKI HİÇ DÜŞÜNMEDİ AYNİ LEYLEK YUVASI NA DİKENLİ TEL KOYDUKLARI GİBİ HALKTAN ALINAN VERGİLERLE VE GELİRLERLE RESTORE EDİLEN HAMAMÖNÜNDE YÜZLER İNSAN MAGDUR EDİLDİ TARİHİNİ ANLATACAK YERLİSİ BIRAKILMADI KIZILCAHAMAMDAKİ LEYLEK YUVALARI BU HADSİZLERE İBRET OLMALI TEŞEKKÜRLER SAYIN İNANDIM.

ali inandim dedi ki...

Esnaf-leylek benzetmesi güzel olmuş Haluk beyciğim!..