04.07.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi
Kızılcahamam’ın
‘Leylek Palas’ı, Eylül 2009’dan bu
yana 8 yıldır hizmet veriyor. 26’ydı, 32’ye çıktı yuva sayısı. Devletin
gözeteceği işi, işadamı Ömer İlhan üstlenmişti durumdan görev çıkartarak. Korunmalı
diye elektrik direklerine yuva yapan leyleklerin yuvalarının sık sık bozulduğunu
ve kuşların elektrik akımına kapıldıklarını görmüş, cebinden 14 metre boyunda
26 çelik direk yaptırmış, tesisin çevresine dikmişti. Orta kalite bir ev parası
ediyordu 32 yuva. Bir gayrimenkul zenginliği, bir de böyle zenginlikler var
işte.
Ömer İlhan'ın tesisine kurduğu leylek yuvaları |
Heyecanla beklediğimiz
Eski
İstanbul yolundan gider gelirken Kızılcahamam’da dikilir, bu yıl da gelmişler
mi diye dikkat kesilirdik otobüsün penceresinde. Şekerleme yapıyorsak tedirgin
uyurduk kaçırmayalım diye. Bu yolun tek eğlencesiydi çocuklar için.
Gelmişlerse
içimiz bir rahatlardı bu kez de gördüğümüzden. Neden görememek gibi bir kaygı
taşırdık acaba? Kızılcahamam, o leylekler demekti, olmasalar, terk etseler,
Kızılcahamam’da olmayacaktı artık, geçip, belki de uyuyarak, gidecektik hızla
içinden. Oysa heyecanla varmayı beklediğimiz tek yerdi yol boyunca.
Kızılcahamam, öyle yer etmişti zihinlerimize.
Bütün ilçeyi etkiliyor
Yenmez
içilmez, tafrasından geçilmez, lak lak lak dinlenmez bir kuştur ama
zararsızdır, gözalıcıdır, hele bir çocuk için görünümüyle çok ilgi çekicidir
çok yakınında görebildiği için. Yerde görmek daha etkileyicidir ama havada
görelim diye dönerdi fıldır fıldır başımız, o yıl çok gezelim diye. Bir değişik
iletişimi var leyleklerle insanların, çabuk kan kaynaşan türünden bir ilişki.
Bu
yeni yuvalardan sonra 25 civarındaki leylek sayısı 70’e çıkmış. Yani Ömer
İlhan, o yuvaları yaparken Kızılcahamam’ı koruyor. Hem kuşlar hem bizim için...
Zihnimizde yerine oturtuyor şehrini. Bir ev parasına koca bir ilçenin
algılanışını etkiliyor, güzel düşünceler, simgeler oluşturuyor zihinlerimizde.
Bu da bizim muamele!
Gelelim
Jülyen Sütunu, Belkıs Minaresi diye bildiğimiz Ankara Valiliği yanında dikilen
bin 650 yaşındaki direğe. Bu sütunun tarih boyunca yapılan çizimlerinde,
çekilen fotoğraflarında, daimi ev sahibi yerindedir; tepesindeki yuvasıyla leylekler.
Kızılcahamam’da
yuva yapıldığı sırada biz Ankara’nın içinde, Jülyen Sütunu’nun ev sahiplerini
kovuyorduk. 5-6 yıldır tellerle kapatıldı, çiviler dikildi konmasınlar diye.
Jülyen Sütunu ve kovulan leylekleri |
Dedesinin
dedesinin dedesinden de öte bu taş sütunun sakini, o taşı canlandıran leylekleri
kovduk. Zihnimizde yarım artık Jülyen Sütunu. O meydanda oyalanacak bir bahane
kalmadı yani. Kızılcahamam onunla varolurken bu meydan onlarsız boşalıyor.
Konuyla ilgili leylek gibi gürültülü lak lak yapmak istiyor insan!
2 yorum:
ANGARALI DEYİMİ İLE BELKIS MİNARESİNDEKİ LEYLEKLERİ KOVAN VALİLİK VEYA HER KİM İSE HAMAMÖNÜ YAĞMALANIRKEN BİNLERCE LİRAYI SÖZDE RESTORACILARA AKTARAN VALİLİK BURALARDA MAĞDUR EDİLEN RIZKI SÖNDÜRÜLEN ESNAFI VE HALKI HİÇ DÜŞÜNMEDİ AYNİ LEYLEK YUVASI NA DİKENLİ TEL KOYDUKLARI GİBİ HALKTAN ALINAN VERGİLERLE VE GELİRLERLE RESTORE EDİLEN HAMAMÖNÜNDE YÜZLER İNSAN MAGDUR EDİLDİ TARİHİNİ ANLATACAK YERLİSİ BIRAKILMADI KIZILCAHAMAMDAKİ LEYLEK YUVALARI BU HADSİZLERE İBRET OLMALI TEŞEKKÜRLER SAYIN İNANDIM.
Esnaf-leylek benzetmesi güzel olmuş Haluk beyciğim!..
Yorum Gönder