12.08.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi
Sevindik,
Polatlı’nın tarihi yerlerini görmek isteyen dostlarımızın talebi üzerine. 1921’de
Sakarya Meydan Savaşı’nın yapıldığı cephelerden 2 bin 700 yıl geriye, Frig
Krallığı’nın başkenti Gordion’a (Yassıhöyük) gezdirecektik. Gururla
göstereceğimiz yerler, anlatacağımız hikayeler vardı. Misafirlerimizi bilemeyiz
ama dönüş yolunda biz, sinirden kızıl ay parçası gibi ışıyorduk pancar
tarlaları arasından süzülürken.
Önceki
Pazar günüydü. Herkesin gezmeye çıktığı tatil günü. Sakarya Meydan Savaşı’nın
idare merkezi Alagöz Karagahı ile savaşın revir, nakliye ve depolama bölgesi
Malıköy’e başlayacaktık. Araları çok yakın.
Gün bitmiş gibi
Sapağa
doğru yavaşladık, giriş kapalı. Büyükşehir Belediyesi’nin yıllardır dilimizde
tüy bitiren yolu, tam da turizm mevsiminde, hem de tatil günü yapacağı tutmuş. Girişi
toptan kapatmış. Yani Alagöz köyü, Malıköy, 5 organize sanayi bölgesinin bu
taraftan tek girişi, tamamen kapatılmış.
Alagöz Karargahı |
Alagöz
için kilometrelerce gidip aynen geri dönmeniz gerekiyor, Malıöy ve organize
sanayi bölgeleri için 5-6 kilometre ileride bir giriş var. “Bir şerit açık
bırakılsaydı sonra diğeri kapatılsaydı” gibi romantik düşünceler geçerken aklımızdan,
pek çok ziyaretçinin yapacağı gibi kilometrelerce gidip dönmedik, Alagöz ve
Malıköy’ü atlayıp Polatlı’ya devam ettik. Misafirleri, gezdiremedik böylece.
Dur Yolcu Mehmetçik Anıtı |
Kapalıtepe’yle Betontepe
Polatlı’nın
Eskişehir yönüne 5 kilometre dışındaki Kartaltepe’ye yöneldik. Geldik, 2008
yılından beri bitirilemeyen ‘Dur Yolcu
Mehmetçik Anıtı’nın girişi de kapalı. Anıt ve Panorama Müzesi dahil, çalışmalar
hala bitirilememiş. Adam 6 ayda gökdelen dikiyor, bir avuç anıtın etrafını
beceremedik 9 yıldır. Kartaltepe’yi de atladık.
Duatepe’ye
yöneldik. Ekim 2016’da yeni adını koymuştuk ‘Betontepe’ diye, adına yakışır çalışmaların devam ettiği uzaktan
seçiliyordu. İtinayla özgünlüğünden hiç eser bırakmayacak biçimde
betonlaştırılıyordu. Bilin bakalım ne gördük daha tepeye bile çıkamadan? ‘Tadilat Dolayısıyla Kapalı’ tabelası.
Osmanlı’nın 250 yıllık gerileyişinin durdurulduğu, yeni devletin harcının
atıldığı tepe de turizm mevsimi ve tatil gününde kapalıydı. Mıy mıy bir
çalışma, çalışan birkaç işçi...
Duatepe'nin Betontepe'ye dönüşümü devam ediyor |
Misafirler
de işkillendi; bir şey görmemek için neden bu kadar yol gelmiştik? Kapısına
kadar gelip göremedikleri yerin hikayeleriyle dikkatlerini dağıtmaya çalıştık.
“İşte orada bunlar olmuş.. orada!..”
“Oh aman açıkmış!”
Ya
sabır ya selamet, son bir ümit Gordion’a yöneldik. Bir önceki gelişimizde Midas
Tümülüsü kapalıydı, bu kez de kapalıysa eğer muhteşem turistik gezimizi mum
dikerek tamamlayacaktık. Son tepeyi aşana, müzenin önüne park edene kadar diken
üstünde geldik. Oh aman açıkmış, yangından kaçar gibi arabadan tahliye oldu
millet. Doya doya gezdiler, hem tümülüsü hem müzeyi.
Gordion havadan.. En büyüğü Midas Tümülüsü |
Geçen
yıl müzenin yanına, Gordion’un çok ama çok ihtiyacı olan eli yüzü düzgün,
tarihi dokuya uygun bir çay bahçesi yapılmıştı. Bir şeyler atıştırıp, bir çay
kahveyle dinlenelim dedik. Bina tamam da meğer o kadarla kalmış, o da kapalıydı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, turizm mevsiminde, bir adam oturtamamış çay
demleyip, kahve tost yapacak. Müze girişinde hediyelik eşya satan hanımefendi
yetişti imdadımıza; hazır kahve yaptı, evine götüreceği köy ekmeğinden ikram
etti.
Gordion Midas'ın Tümülüsü |
İçimizde patlar bu turizm
Hoşbeş
ettik, büyük sarayın bulunduğu höyük kısmına geçtik. Yeni ve ilgi çekici
alanlar açılmış höyükte, Gordion’un muhteşem kızıl güneşiyle günü orada tamamladık.
Sürüler toplanıyor, başındaki bekçi kangalları, havlarken alay ediyordu sanki
bizimle. Bünyedeki kızgınlığı, pancar tarlalarını sulayan fıskiyeler bile
soğutamadı. Işıyarak Ankara’ya döndük, artık misafirler ne düşündüyse.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder