14.11.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi
Bizim
memlekette askeri bölgeler, olduğu şehrin en yeşil yeridir. Uzaktan, yüksekten
bakın şehre, yerini belli eder zümrüt adacığıyla. Böyle güzel bir çevre bilinci
vardır askerimizde; kurak bozkır şehirlerin hiç yoksa askeri alanları vardır
yeşil bir adacık ya da kuşak olarak.
Yemyeşil Harp Okulu |
Yeşile düşman kesildik
600
yıl önce “Ormanlarımdan bir dal kesenin
başını keserim” diyen Fatih’in, şehri önce meydanına diktiği çınarlarla
kuran ataların torunları değiliz sanki. Ya da sanki 1400 yıl önce "Elinizde bir ağaç filizi varsa, kıyamet
kopmaya başlasa eğer onu dikecek kadar zamanınız varsa mutlaka dikin” diyen
bizim peygamberimiz Hazreti Muhammed değildir. Bu millet ne oldu da yeşiliyle
bu kadar düşman kesildi?
Yeni
devlet Türkiye Cumhuriyeti, kurulurken geniş geniş yeşil kuşaklar tasarlamıştı başkenti
Ankara’ya. İnsan evladını doğadan koparmayacak, nefes aldıracak, şehrin içine
sindirilen batıdan doğuya, güneyden kuzeye yeşil kuşaklar. Bu kuşakların
dokusunu bozmayan tesislerde, dinlenirken sosyalleşmeyi öğrendi başkentliler.
Çoğunun üzerini bugün yapılarla kapatıp yok ettik, otoban yollarla dilimlere
ayırdık. Bununla övünenlerimiz oldu.
Ya kışla ya mezarlık
Askeri
bölgelerin şehir dışına taşınması 2012 yılında zamanın Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından dillendirilmiş, bölgelerin ‘kentsel
dönüşüm’ sürecine dahil edileceğini söylemişti Bakan. Tartışma aldı yürüdü “Askeri bölgeler ranta açılacak” diye. Öyle
çıkarılamadılar ama 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra şehrin içinde kalan
bazı bölgeler, hızla boşaltıldı.
Darbe girişiminden yaklaşık 20
gün sonra TRT’deki bir söyleşisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “..bu arazilerde
çok güzel yeşil alanlar oluşturmak suretiyle biliyorsunuz yeşil alan deyince
iki yer akla gelir; ya kışla ya mezarlık. Böyle bir adım atılırsa halkın
tamamen emrine, kamunun hizmetinde olacak şekilde böyle bir planlama yapılmak
suretiyle ekonomiye kazandırma noktasında bazı adımlar atılabilir..” demişti.
Sanki denmemiş gibi
O
sözlerden 2 ay sonra, yani bundan tam bir yıl önce Kasım başıydı, Ankara Şehir
Araştırmaları Merkezi ŞAR, ilk
icraatı olarak ‘Taşınacak Olan Askeri
Birlik Bölgelerinin Alternatif Alan Kullanımlarının Değerlendirilmesi
Çalıştayı’ düzenledi. Bu etkinliğiyle varlığından ve adından haberdar
oluyorduk Merkez’in. Ne kadar ilgilerini çekti, önemli bulduysalar artık...
Büyükşehir Belediyemiz teslim alır almaz otoban gibi yol açtı Zırhlı Birlikler arazisine |
Çalıştay
ardından düzenlenen basın toplantısında Merkez’in Başkanı da olan müstafi
Belediye Başkanımız Melih Gökçek, askeri alanların kesinlikle ağırlıklı olarak
yeşil alan olmasının temel fikri olduğunu söyledikten sonra şöyle devam
etmişti:
“..Öyle alanlar var ki üzerinde en ufak bir
ağaç bile yok, tamamen kıraç vaziyette olan araziler var. Elbette bunların da
değişik şekilde değerlendirilmesi, hükümetin uygun göreceği tarzda, bizim
yapacağımız teklifler tarzında değerlendirilmesi mümkün olacak ama ağacı ortaya
çıkmış, yeşil alan olarak ortaya çıkmış olan alanların kesinlikle ve kesinlikle
Ankara’nın yeni yeşil dokuları olması gerektiği kanaatindeyim..”
İnsan için kurulur şehir
“Ahan da gitti gidiyor askerin binbir emekle
koruduğu yeşil alanlar” diye yorumlamıştık duyar duymaz. ŞAR isimli merkez
için de iyi bir başlangıç olmamıştı çalıştayından çıkan sonuç buysa.
Bir
yıl sonra 9 Kasım’da Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki’nin
ifadeleri serinletti içimizi. Özhaseki, ".. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın talimatı var, hepsi yeşil alan olacak. O
konuda kimsede ters bir düşünce yok.." dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder