18 Temmuz 2018 Çarşamba

AYARSIZ SAATLER ŞEHRİ


17.07.2018 Milliyet - Ankara Gazetesi

Muhtelif kavşak ve meydanlara konan saat kulelerimize bakıyor musunuz? Bakıyor da zamanı öğreniyor musunuz? Biz öğrenemiyoruz ayarlı olmadıkları için. 52 saat kulesi, ayarlamak için ekip lazım, ayarlanması bile kendileri gibi masraf yani.

4 yıl önce Ankara’ya 22 milyon (trilyon) lira civarında maliyeti olan saatler bunlar. İkisi, bir başka masraf konusu ‘şehir kapıları’yla toplamda bu fiyata geldiler bize. Anıtsal değil, çok olduğu için simgesel önemi kalmıyor, her cep telefonunun ilk işlevi olan çalışmayan şeye 22 trilyona yakın para ödedik nitekim. Saatten çok her kavşak ve meydanda, gözümüze batan birer kazık anıtı biçiminde görünmeye başladılar. 52 anıtsal kazık!..
Genelkurmay-Meclis kavşağındaki kol saati
Kazık gibi!
Hatta Genelkurmay Başkanlığı Meclis arasındaki kavşağa konan Patek Philippe marka kol saatinin, o dönem gündemi çalkalayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası bir ima olduğu dedikodusu yayılmıştı. Zamanı göstermek kadar böyle mesaj kaygılı bir işlev de yüklenmişti saatlerimiz.

Dikildikten kısa bir süre sonra doğru zamanı gösteremeyen bu saatler, gün be gün göze batar, içimizi yakar hale geldi bakımsız, ayarsız görüntüleriyle. Daha yılı dolmadan kaçmıştı ayarları. Saati göstermeyecekse ne işe yarardı bir direk ve üzerindeki çıkıntı? Direği kazık, ucundaki çıkıntı da para tomarıydı sanki, her gün görünce algıda böyle bir etkisi oluşmaya başlıyordu.

O zamanki Belediye Başkanımız, "Yerli ve yabancı turist, seğmenli saat kuleleri ve kapılarda fotoğraf çektirmek için Ankara'ya gelecek. Bu bir ufuktur. 10 saat daha yaptık mı Ankara, dünyada saatleri ile tanınacak. Turizmden anlayan, anlamayan herkes konuşuyor" demişti. Hatta sonra bir tane de turizmini patlatmak amacıyla Erzincan’a hediye edilmişti.

Ayarlama enstitüsü şart
Ne turist ne dünyada anılma, ayarsız, bozuk saatler şehri kaldı elimizde. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 57 yıl önce yazdığı ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün gerçek olma ihtimali kimin aklından geçerdi? Kaçarımız yok, ya saatleri kaldıracak ya da enstitüyü kuracağız. Başka türlü ne her cepte ayarlamaya gerek olmayan saatler varken her köşeye saçılan bu saat kulelerini ne de 22 trilyonu açıklayamayacağız.
Vallahi her geçen gün bu direklerin tepesindeki tomarla kazıklaşması, daha da dokunuyor insana. Dünyanın ilgisizliği de saatlerin çalışmıyor olmasına bağlı olabilir. Turist sayısında yaşanan ciddi düşüşe, acil önlem almalıyız. Saatleri Ayarlama Enstitüsü, başkent için kaçınılmaz yani!

Hiç yorum yok: