Ankara, yeni bir sıçramanın eşiğinde. Kısmi bir sıçrama değil bu; kültürel, ekonomik toplumsal, topyekün bir sıçrama. Kabına sığmıyor artık Ankara, düğme attı atacak darlıktan. Ankaralılar ve gençleri uyarmak isterim; dikkatli izleyin yeni gelişmeleri.
Ankaraseverleri uyarmak isterim çünkü sevdikleri kente bir katkıları olacaksa zamanı geliyor. Gençleri uyarmak isterim çünkü hem zamanlarını değerlendirmek hem de belki okul harçlıklarına katkıda bulunacak etkinlik ve çalışmalara katılmak isteyebilirler. Hatta istesinler derhal; öngöremedikleri gelecekleri için öngörülebilir bir yaşamın kapısını açabilirler kendilerine.
Kendi ateşinde yanacak
Müneccimlik mi yapıyorum? Hayır. Ankara’nın yapması gereken ve yapılacak projelerini izliyorum. Uzun zaman sonra ilk defa, Ankara için, resmi ve özel ağızlardan benzer sesler çıktığını duyuyorum. İnanmakta zorlanıyorum ama vallahi duyuyorum. Bu gidişata çomak sokmaya kalkanın, bu hamlenin rüzgarıyla savrulup, kaybolacağına inanıyorum. Öncelik turizmde olmak üzere, bir atılım ve projeler fırtınası geliyor.
Tarihi kalıntı ve semtlerin bulunduğu bölgeler, yeniden düzenlenip, onarılmaya başlandı. Kurumlar, aralarında çekişmeyi bırakırlarsa eski Ankara’yı, daha hızlı kazanabileceğiz. Geç kalmak gibi bir lüksü kalmadı Ankara’nın. Çekişmeyi bırakmayan, kendi ateşinde yandığıyla kalacak.
Faaliyet var
Dev fuar alanları, kültür merkezleri ve spor tesisleri tasarlanıyor. Ankara’dan kaçırılan ekonomik ve kültürel etkinlikler, geri kazanılmaya çalışılıyor. Burnumuzun dibindeki zengin müzelere, kütüphanelere, hak ettiği ilgi için dikkat çekiliyor.
Hepsini kitapçılarda bulamasanız da Ankara’yla ilgili yayınlar, artış gösteriyor. Büyük arşivler için merkezler kuruluyor. Geç te olsa anımsanan Ankara’nın ekonomik ve kültürel değerleri, canlandırılmaya çalışılıyor. Ankara gazete, dergi ve internet siteleri artıyor, hergün yeni bir projeyi müjdeliyor.
Yeri dar gelen Ankara, kıpırdanıyor. Tarım ve hayvancılık ayağı zayıflasa da dünyaya açık tüccarlarıyla aynada, yeniden kendisine bakıyor. Hatalarını onarmaya, gidişata yeniden uyum sağlamaya çalışıyor. Bu gidişatı, esnafın da iyi izlemesi gerekiyor. Eski yöntemin iyi yanlarını saklayıp, gelişmelere uyum sağlaması gerekiyor. Bu aralar Ankara haberlerine, alıcı gözle bakmalarını öneriyorum. Tek tek değil, çarşı esnafı olarak katılmalı, kararlar almalılar.
Sıçrama öncesi
Ankaralılar ve özellikle üniversite gençliği, bir fırsat doğuyor, atlamayın. Kendinize yakın hissettiğiniz bir kurumu, derneği ya da etkinliği izleyin, kapısından, tereddüt etmeden girin. Gelişmelere ister gönüllü ister karşılıklı el verin. Kişisel çabalarınızla bir köşede kaybolmayın. Dernekler, ticaret ve sanayi odaları, resmi kurumlar ve üniversitelerde, gelişmelere yakın durun. Hem Ankara’yı, Ankara’dan taşımak için avuçlarını sıvazlayanların önünü kesin hem de bu atılımın izleyicisi değil elemanı olun. Önünüzü açın…
Sıçramaya hazırlanan Ankara’nın bacaklarında bir lif olun. Ne kadar farkında olursanız o kadar yükseğe sıçrayacak çünkü başkent. Tarih, kabuğunu kıramayan başkentlerin, çürüyerek o ülkeyi nereye sürüklediğini anlatan satırlarla yazılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder