28 Aralık 2010 Salı

ANKARA’NIN KASVETLİ HAFTASI

28.12.2010 Milliyet-Ankara Gazetesi

Tatsız başladı hafta. Ankara’dan taşınacak kurumlar ve bankalarla ilgili ‘Torba Yasa Taslağı’nın, Meclis Genel Kurulu’na geleceği haftaya tatsız bir gelişme daha eklendi; 1932’den beri her yıl yapılan ‘Ata’ya Saygı Alayı’nın yürüyüşü, bu yıl iptal edildi. 77 yıldır hiç aksamadan yürümüştü Seymenler. Atatürk’ün, Ankara’ya gelişinin 91. yılını kutladığımız bu 27 Aralık’ta, Ata’ya Saygı Alayı’nın 78. yürüyüşü olacaktı. Ankara Valiliği, trafik yoğunluğu nedeniyle sadece bu yıla ilişkin, Seymenler’den izin istedi.

Ankara Valisi Aladdin Yüksel, göreve başlamasıyla kısa sürede herkesin ilgi ve övgüyle adını andığı bir vali oldu. O yüzden bu tatsız kararın altındaki imzayı, kaba bir eleştiriyle geçiştirmek yanlış olur. Başta bu yürüyüşün ev sahibi kabul edilen Ankara Kulübü olmak üzere, tek tek görüşülmüş, ilgili dernek ve kişiler ikna edilmiş. Buruk bir kabul tabii; bir gelenek, kesintiye uğruyor. Bir sürecin uzantısı bunlar, nedeni var.

Üç sayılık atışlar
Yaklaşık 3 haftadır, Milliyet Ankara Gazetesi olarak, davul çalıyoruz ensenizde; Cumhuriyet’in kasaları, bankaları, başkentten İstanbul’a taşınıyor diye. Gördük ki bu kurumların, Kuğulu Park kadar bile etkisi yokmuş Ankaralılar üzerinde. Üç dernek ya da oda bir araya gelip, ortak bir ses veremediler. Kuğulu Park için çıkartılan gürültü, hergün televizyon ve gazeteleri meşgul etmişti. Bu durumda tahminim şudur: Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank başta olmak üzere, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) gibi kurumların taşınmasını içeren ‘Torba Yasa’,  Meclis’ten kolay geçer. 3 sayılık basket, ‘torba’ya düşer!

Başka 3 sayılık atışlar olur, onlar da sayıya döner bundan sonra. Ankara’nın, aklı parçalanmış; ortak dava ya da çıkarlarını, ayıramaz, savunamaz olmuş. Ankara’nın sakinleri, kafasına vur, lokmasını al sakinleri olmuş. Günü geldiğinde birlik olabilme, ortak bir sesle karşı koyma becerisini yitirmiş. Kafası gibi, sahipleri de bölünmüş.

27 Aralık 1919, Milli Mücadele’nin seyri ve Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşması açısından bir dönüm noktasıdır. Mustafa Kemal ve arkadaşlarını, birlik olmuş bir Ankara karşıladı  Dikmen sırtlarında. O beraberlik, devletin merkezini ve başkent sıfatını kazandırdı Ankara’ya. Şimdi bölünmüş, şaşkın Ankara’nın, kaybedişini izliyoruz.

Basiretsiz Ankara
Bugün, birçok ilgisiz Ankaralı’nın, haberi bile olmadan yapılır ‘Ata’ya Saygı Alayı’nın yürüyüşü. İşte bu yürüyüşün, bir kereye mahsus ta olsa iptal edilmesi, bölünmüşlük, sahip çıkamama hissini çağrıştırıyor bana. Her ne kadar vali Aladdin Yüksel, devlet adamlığı ve nezaketiyle bu bölünmeyi ertelemek istese de olan olmuştur. Birlik olsa Ankaralılar, kısa zamanda sahiplendiği valisi, böyle bir karar alır mıydı?

27 Aralık 2010 Pazartesi gününe, buruk bir kutlamayla başlayan Ankara, kasalarına ve köklü kurumlarına el sallayarak bitirecek galiba haftayı. Sıkıcı, kasvetli bir hafta olacak. Bu kasvetli haftanın acısı hissedildiğinde, Ankara için çok geç olacak. O zaman da gözler, çaresizce boşuna Dikmen sırtlarını tarayacak.

Hiç yorum yok: