16 Haziran 2012 Cumartesi

TIRTIK TIRTIK YENİLEN MİRAS: AOÇ

15.06.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi

Bırakın Türkiye’yi, bana, dünyada örneğini gösterin. 53 bin dönüm arazisini, bir kalemde halka bağışlamış bir babayiğit olsun o. Yüzlerce milyar dolarlarla oynasın, onlarca milyar dolar yani eski parayla onlarca katrilyon serveti olsun, dünyanın ilk 100 zengini içine girsin, 53 bin dönüm araziyi, sadece yararına kullanılmak üzere halka bağışlamış olsun. 5 buçuk hektar neredeyse. Bir imza ve iki basit koşulla “Bu arazi örnek bir tarım işletmesi olacak, halkın, dinlenmesi için kullanılacak” desin.

O babayiğit
Üstelik çoğu çorak ve bataklık bu araziyi, yeşillendirecek, üzerine mesire yerleri düzenleyecek, ileri tarım araştırmaları ve üretimi yapacak hale getirecek, öyle bağışlayacak bu 53 bin dönümü.

1937 yılında bir kişi yaptı bu babayiğitliği; Mustafa Kemal Atatürk. ‘Atatürk Orman Çiftliği’ni (AOÇ) halkına bağışladı, göz kulak olması için de devletine ‘emanet’ etti.

Acil hayvanat ihtiyacımız
Atatürk Orman Çiftliği, içindeki Hayvanat Bahçesi’nin kullanım hakkını, yaklaşık 1 yıl önce Büyükşehir Belediyesi’ne devretti. Seçim dönemi ‘Ankara’nın Çılgın Projeleri’ arasında ‘dev bir hayvanat bahçesi’ olarak geçmişti. 1 milyon 700 bin metrekarelik alanı kapsayacaktı. O günlerde “Bu kadar büyük bir hayvanat bahçesi gerekli mi Ankara’ya?” en çok  sorulan sorulardan biriydi bana. Hep beraber, insan istihdamına ihtiyaç varken hayvan istihdamındaki ısrarı anlamaya çalışıyorduk. Kentin bir sürü altyapı eksikleri ve iyileştirme çalışmaları dizilmiş, sırada beklerken.

3 gün önce Büyükşehir Belediye Meclisi, yine bu konuyu tartıştı. Çiftlikte, 641 bin metrekarelik bölümün daha imara açılması kararı çıktı sonunda. İçinde ağaçlandırma, park alanı da olacak, hayvanat bahçesi genişleyecek, lokanta, kafe yapılabilecekti. Öyle karar verildi. Nesi kötü ya da vasiyete aykırı denebilir ama bizde ‘imara açma’, hep doğanın aleyhine  gelişir!

Yolla imar birleşince
10 ay önce 'Çiftlikle Vedalaşın' demiştim. Çiftliğin içinden 8 şeritli, 35 metre genişliğinde ‘Yeni Çiftlik Bulvarı’ geçmesi kararlaştırılmıştı. Yol değil adeta otoban. Çoğu bitti. ‘AOÇ Kavşağı’ diye bildiğimiz, Gazi Mahallesi ve Çiftlik yolayrımına yapılan üst yol da bitti. Fotoğrafını gördüm, geçidin ortasında kalmış bir karınca çekmiş sanki. O kadar geniş. Bu koca yollar, geçitler, gidiş tek geliş tek yollara bağlanmak için yapılmasa gerek. Çiftlik içinde “imara açılan’ her metrekareyle birleştirirsek bir anlam ifade edebilir; yollar, parsel sınırını çizer, imarla içi doldurulur. Bütün yutamıyorsan dilimleyeceksin!

Gelişmiş ülkelerde, bu arazinin çok daha küçükleri var kentin tam göbeğinde. Amerika’nın en kalabalık kenti Nivyork’taki Sentrıl Park (Central Park), İngiltere’nin başkenti Londra’daki Hayt Park (Hyde Park) gibi. Bu parklar, o şehirlerin turizm merkezidir aynı zamanda. Sadece yeşil alan olarak. Ankara’nın bazı ileri gelenleri içinse ‘ayağa dolanan pranga’dır Çiftlik arazisi. Dünya, ‘Yeşil Dünya’ diye inlerken.

Emanete hıyaneti
65 yılı aşkın bir süredir tırtıklanıyor Çiftlik vasiyeti ve emaneti. Amacı dışında, kaymaklı rant bölgesi olarak bakılıyor araziye. 53 bin dönümden 22 binlere düştü tırtıklanmaktan. Görüşleri ‘milli irade’den sayılmayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve içinde yaşayan bir Ankaralı olarak ‘mirasyediler’e, bir de şöyle söylemek istiyorum: “Emanete hıyanet olmaz. Ya emanetçinin ruhu değilse Allah Baba çarpar!”

‘Milli irade’den sayılmıyoruz çünkü onca Çiftlik uyarılarına, tek bir açıklama yapma gereği bile duymamıştır kamu yetkilisi. İstediğin kadar konuş. Miras, didiklemekten kendini alamayacak, senin iradenle de uğraşamayacak kadar tatlı çünkü.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

AOÇ Üzerine Taşlama

Atatürk’ün armağanı çiftlikte,
Talan varsa uyaralım görevdir.
Tahsis adlı bu yağmacı teknikte,
Yalan varsa uyaralım görevdir.

Adı belli, tarım orman çiftliği,
Neden olsun onun bunun ziftliği.
Çıkarcının pazardadır ipliği,
Bulan varsa uyaralım görevdir.

Ağaç dikmek, gül üretmek dururken,
Rant için lüks tesis yaptırmak neden?
Atatürk’ün mirasını gizliden,
Çalan varsa uyaralım görevdir.

Doğayı sevmeyen sever kårını,
Bugünü düşünür bilmez yarını.
Böylesini uyarmanın sırrını,
Bilen varsa uyaralım görevdir.

AOÇ bakın parça parça gidiyor,
Devlet, emaneti ikram ediyor.
Nevzat size gelin, durmayın diyor,
Gelen varsa uyaralım görevdir.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat