15.06.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi
Bırakın Türkiye’yi,
bana, dünyada örneğini gösterin. 53 bin dönüm arazisini, bir kalemde halka
bağışlamış bir babayiğit olsun o. Yüzlerce milyar dolarlarla oynasın, onlarca
milyar dolar yani eski parayla onlarca katrilyon serveti olsun, dünyanın ilk
100 zengini içine girsin, 53 bin dönüm araziyi, sadece yararına kullanılmak
üzere halka bağışlamış olsun. 5 buçuk hektar neredeyse. Bir imza ve iki basit
koşulla “Bu arazi örnek bir tarım işletmesi olacak, halkın, dinlenmesi için
kullanılacak” desin.
O babayiğit
Üstelik çoğu çorak
ve bataklık bu araziyi, yeşillendirecek, üzerine mesire yerleri düzenleyecek,
ileri tarım araştırmaları ve üretimi yapacak hale getirecek, öyle bağışlayacak
bu 53 bin dönümü.
1937 yılında bir
kişi yaptı bu babayiğitliği; Mustafa Kemal Atatürk. ‘Atatürk Orman Çiftliği’ni (AOÇ)
halkına bağışladı, göz kulak olması için de devletine ‘emanet’ etti.
Acil hayvanat ihtiyacımız
Atatürk Orman
Çiftliği, içindeki Hayvanat Bahçesi’nin kullanım hakkını, yaklaşık 1 yıl önce
Büyükşehir Belediyesi’ne devretti. Seçim dönemi ‘Ankara’nın Çılgın Projeleri’
arasında ‘dev bir hayvanat bahçesi’ olarak geçmişti. 1 milyon 700 bin
metrekarelik alanı kapsayacaktı. O günlerde “Bu kadar büyük bir hayvanat
bahçesi gerekli mi Ankara’ya?” en çok sorulan
sorulardan biriydi bana. Hep beraber, insan istihdamına ihtiyaç varken hayvan istihdamındaki
ısrarı anlamaya çalışıyorduk. Kentin bir sürü altyapı eksikleri ve iyileştirme
çalışmaları dizilmiş, sırada beklerken.
3 gün önce
Büyükşehir Belediye Meclisi, yine bu konuyu tartıştı. Çiftlikte, 641 bin
metrekarelik bölümün daha imara açılması kararı çıktı sonunda. İçinde
ağaçlandırma, park alanı da olacak, hayvanat bahçesi genişleyecek, lokanta,
kafe yapılabilecekti. Öyle karar verildi. Nesi kötü ya da vasiyete aykırı
denebilir ama bizde ‘imara açma’, hep doğanın aleyhine gelişir!
Yolla imar birleşince
10 ay önce 'Çiftlikle Vedalaşın' demiştim. Çiftliğin içinden 8 şeritli, 35 metre
genişliğinde ‘Yeni Çiftlik Bulvarı’ geçmesi kararlaştırılmıştı. Yol değil adeta
otoban. Çoğu bitti. ‘AOÇ Kavşağı’ diye bildiğimiz, Gazi Mahallesi ve Çiftlik
yolayrımına yapılan üst yol da bitti. Fotoğrafını gördüm, geçidin ortasında
kalmış bir karınca çekmiş sanki. O kadar geniş. Bu koca yollar, geçitler, gidiş
tek geliş tek yollara bağlanmak için yapılmasa gerek. Çiftlik içinde “imara
açılan’ her metrekareyle birleştirirsek bir anlam ifade edebilir; yollar,
parsel sınırını çizer, imarla içi doldurulur. Bütün yutamıyorsan
dilimleyeceksin!
Gelişmiş ülkelerde,
bu arazinin çok daha küçükleri var kentin tam göbeğinde. Amerika’nın en
kalabalık kenti Nivyork’taki Sentrıl Park (Central Park), İngiltere’nin
başkenti Londra’daki Hayt Park (Hyde Park) gibi. Bu parklar, o şehirlerin
turizm merkezidir aynı zamanda. Sadece yeşil alan olarak. Ankara’nın bazı ileri
gelenleri içinse ‘ayağa dolanan pranga’dır Çiftlik arazisi. Dünya, ‘Yeşil
Dünya’ diye inlerken.
Emanete hıyaneti
65 yılı aşkın bir
süredir tırtıklanıyor Çiftlik vasiyeti ve emaneti. Amacı dışında, kaymaklı rant
bölgesi olarak bakılıyor araziye. 53 bin dönümden 22 binlere düştü
tırtıklanmaktan. Görüşleri ‘milli
irade’den sayılmayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve içinde yaşayan bir
Ankaralı olarak ‘mirasyediler’e, bir de şöyle söylemek istiyorum: “Emanete hıyanet
olmaz. Ya emanetçinin ruhu değilse Allah Baba çarpar!”
1 yorum:
AOÇ Üzerine Taşlama
Atatürk’ün armağanı çiftlikte,
Talan varsa uyaralım görevdir.
Tahsis adlı bu yağmacı teknikte,
Yalan varsa uyaralım görevdir.
Adı belli, tarım orman çiftliği,
Neden olsun onun bunun ziftliği.
Çıkarcının pazardadır ipliği,
Bulan varsa uyaralım görevdir.
Ağaç dikmek, gül üretmek dururken,
Rant için lüks tesis yaptırmak neden?
Atatürk’ün mirasını gizliden,
Çalan varsa uyaralım görevdir.
Doğayı sevmeyen sever kårını,
Bugünü düşünür bilmez yarını.
Böylesini uyarmanın sırrını,
Bilen varsa uyaralım görevdir.
AOÇ bakın parça parça gidiyor,
Devlet, emaneti ikram ediyor.
Nevzat size gelin, durmayın diyor,
Gelen varsa uyaralım görevdir.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Yorum Gönder