19.10.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi
Tık tık kapı…
Milliyet Ankara Gazetesi’nin misafiri, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel geldi.
Uzun zamandır yüzyüze değerlendiremedik, Ankara konuşmaya misafirimiz oldu. O
kadar birikmiş derdi varki başkentin, yapıldıkça daha büyükleri ortaya çıkıyor ya da eksiklerin büyüklüğü üstümüze
üstünüze geliyor. Yapılan göze batmıyor, eksiğin ayrıntıları, tek tek çözülmeyi
bekliyordu. Konuşmaktan çaylar soğuyor, yarısını konuştuysak yine yarısı kalıyordu.
Vali dertli biz dertli, Ankaralı, bizden dertli.
Ankarasız Ankaralılar
Vali Yüksel’in en
büyük derdi, Ankaralı’nın Ankara’ya ilgisizliği. 2 yıl önce teselli niyetine “Belki
tepkilerine karşılık alamamak köreltmiştir aidiyet duygularını” demiştim. “O
yüzden Ankaralılar, Ankarasız kalmıştır.” Teselliye çay demle, Allahtan
moralini bozmadı Vali Yüksel! Turizmi, Ankara Kalesi’ni, Bilişim Vadisi’ni, Ankara
Kalkınma Ajansı’nı ve onun aracılığıyla uygulanmaya başlayan seracılıktan
hayvancılığa, pekçok projeyi, üniversitelerin sanayicilerle buluşmasını,
Ankara’nın gündemine soktu. Çok büyük bir iş, sadece ilk çiviyi çakarak
başlayabilir. ‘Başlamak’tır aslolan, ilk çividen sonrası, yarım bırakanın
günahıdır.
Turizmden tarıma,
Bilişim Vadisi’nden ulaşım ve trafik sorunlarına, seracılıktan, hayvancılıktan,
tabiat ve kültür birikimine hatta miting alanları ve yeni stadyumun yerine
kadar çok şey konuştuk. Gazetemizin haberlerinde, detaylarını okuyacaksınız.
Bendeniz, turizm ve ‘karanlık’ kentin gece yaşaması konusunda birkaç noktanın
altını, kalınca çizmekle yetineceğim.
Neyi bekliyorsunuz?
‘Turizmcileri
Turizme İkna Etmek’ başlıklı yazım, Valimizin
çok ilgisini çekmiş. 2 yıldır turizmi sayıklarken turizmcilerden beklediği ilgiyi görememekten
şikayetçi. “Kapım sonuna kadar açık, her türlü proje ve önerilerini bekliyorum”
diyor. Ben de turizmcilere, Vali Yüksel’in kapısını, ısrarla çalmalarını salık
vermiştim. Önceki Antalya Valiliği’nden, sağlam bir turizm tecrübesi var.
Burun kıvıranı uyarayım;
33 bin yatak sayısıyla yeni konaklama tesisleri geliyor. Başlamış, inşaatları
devam eden tesisler bunlar. 50 binleri bulacak yatak sayımız. “Niye yapılıyor
bu yatırımlar?” diye merak etmiyor musunuz? Doğrudan uçuş noktalarıyla 1 buçuk
yılda Esenboğa’nın yolcu sayısı, yüzde 11 arttı. Hızlı tren seferleriyle günlük
yolcu sayısı, binden 17 binlere çıktı. Harekete geçmek, Alaaddin Yüksel’in
kapısını aşındırmak için, hala neyi bekliyor turizmciler acaba?
Karanlık başkent
Yetersiz aydınlatma
dolayısıyla “Türkiye’nin en karanlık şehirlerinden biri” diyor Ankara için
valimiz. “Başkent, güneş battıktan sonra da batmamış gibi yaşamalıdır” diyor.
Yüksek direk boyları gibi basit ayrıntılar nedeniyle yanlış aydınlatma, ruhumuzu
karartıyor. Özelleştirilen elektrik şirketi, Emniyet Müdürlüğü'ne soruyor; “Şu
bölge fazla tüketiyor, belirli saatlerde söndürsek asayiş açısından sorun olur
mu?” diye. Asli işini şaşırmış şirketlerle yaşar mı bu şehir?
Dünya kenti
Bir de bu karanlığa erken
biten toplu ulaşım araçlarını ekleyin. ‘Gri renkli kent’ derler adama. Daha da kurtulamaz
lakabından, yaşamaz bu şehir. Bir şehir yöneticisi, kaç saat yaşatabiliyorsa kentin
rengi o kadar parlak, müşterisi o kadar çok olur. Saatleri ve hayalleri
daraltılmış, yaşamadığı saatler yaşadıklarını aşan bir kentte, tabii ki heyecansızlık
oluyor.
Fotoğraflar: Şevket Yaman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder