16.10.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi
Başkent oluşunun
89’uncu yılını, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki gelişmeler gölgeledi. Ankara,
gözlerden ırak inşa edilen bir Başbakanlık binasının efsanesiyle çalkalanıyor, Çiftlik,
içinden dışından otoban gibi yollarla dilimleniyor, hukukçuların, şehir plancıların,
mimarların itirazları arasında Çiftliğin varisi halk, mirasını, boş bakışlarla
teslim ediyordu. Sahibi olduğu araziyi, karşılıksız olarak kendi eliyle
veriyordu. Parasıyla aldığı bir dönüm tarlanın, 1 metrekaresini bu bonkörlükle
verebilir miydi acaba?
Mumla bulunmaz yasa
Tarih, 8 Temmuz
2006. 26222 sayılı Resmi Gazete, 5524 sayılı yasayı yayımlıyor. Adı, ‘Atatürk
Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’.
60 yıldır 53 bin dönümden 30 bin dönümü kaybeden Atatürk Orman Çiftliği, bu
yasayla yeni bir kayıp dönemini açıyordu. Özetle; yasadaki adıyla Tarım Ve Köyişleri Bakanlığı,
şimdiki adıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın uygun görüşüyle Ankara
Büyükşehir Belediyesi’ne, Çiftlik üzerinde büyük imar planları yapma yetkisi
veriliyordu. Bir belediyenin, mumla arasa bulamayacağı şeydi; değeri çok yüksek
bir arazi ve üzerinde plan yapma yetkisi!
Sonra geçen yıl, bu
arazi içindeki bir bitki müzesi ve bitkibilim araştırma merkezi olan Gazi
Yerleşkesi, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından, 1’inci
dereceden ‘3’üncü Derece Doğal ve Tarihi
Sit Alanı’ değerine düşürüldü.
Bugün içine giren otoban kılıklı yollar ve Başbakanlık binasından anlıyoruz ki
Çiftlik gidici! Hukuksuzluk, yasayla meşrulaştırılıyordu. Büyükşehir
Belediyesi, hiç zaman kaybetmeden yasanın gereğini yapıyor, siz daha “yoğurt”
diyemeden bir şeyler olup, bitiyordu. Halka vasiyet edilen mirasa, yasayla
karşılıksız el konuyordu.
Beton asfalt cumhuriyeti
Beton yığını bir
asfalt cumhuriyetine dönen İstanbul’un, ensesindeyiz; içindeki parkları bile
betonlaşan dünyanın en güzel şehri ardından biz de betonlaşıyor, asfaltlaşıyor,
İstanbullaşıyoruz. Şuncağız mirasa sahip çıkamıyor, çocuklarımızın soluyacağı
havayı, bozkırda süreceği sefayı, çok görüyoruz. Miras, devletin kurucusunun
bıraktığı miras, varisi de biziz. Ahde vefasızlık içindeyiz.
Çiğnenen vasiyet
Atatürk Orman
Çiftliği, şu haliyle belki de soluduğumuz hava, yediğimiz ekmek, içtiğimiz
sütten çok adalet, hukuk işidir bundan
sonra. Vicdanı yaralayan bir hukuk sorunudur artık. Hukukla bağlı bir vasiyet, emanet
edildiği devlet tarafından yasayla savunmasız bırakılmıştır. Emanet eden,
devletin kurucusudur, 60 yıldır çiğnenen vasiyeti, ortadan kalkmak üzeredir.
Çocuklarımızın geleceği
Devlet büyüğüne
sağlayamadığınız adaleti, çocuğunuza garanti edebilir misiniz? 60 yıllık
geçmişimiz, aynı zamanda edenin bulduğu bir siyaset ve hukuk çöplüğüdür. Bilin
ki ne yapıyorsanız çocuğunuza yapıyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder