22.03.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Turizm, işletmeyi
becerirseniz, dünyanın pek çok ülkesinde ciddi bir gelir kapısı. Geçici, kısa
vadeli, kafanıza göre işlerle yürümez. Böyle yürütmeye kalkarsanız
cebinizdekinden de olursunuz. Ortak adımlar, uzun vadeli strateji ve planlarla
yürüyen bir iştir. “Müzeyi yaptım turist gelsin.. oteli yaptım, turist
gelsin”le olmaz. Bir kenti ya da turistik yöreyi değerlendirebilmek için taa turistin evinden başlatıp, yine evine
dönüşüne kadar aradaki ihtiyaç zincirinin halkalarını tamamlamış olmak gerekir.
Bir halkayı yapıp, ikisini boşlayarak olmaz. Olmayan halka, turist için
turizmin bittiği yerdir. Ankara’nın, o kadar çok halkası eksik ki daha turizme
başlama niyetinde bile kararı belli değil gibi.
Berlin’de acemilik destanı
MITT Moskova Seyahat
ve Turizm Fuarı, 20-23 Mart tarihleri arasında, 20’inci kez kapılarını
ziyaretçilere açtı. Ankara 15 yıl aradan sonra geçen yıl yeniden fuarlara
katılmaya başlamıştı. Ankara Valiliği öncülüğünde, Ankara Kalkınma Ajansı, İl
Kültür Turizm Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, Ankara Ticaret Odası ve turizmcilerle
bu fuara da katılacak. İnşallah 5-9 Mart 2013 ITB Berlin Turizm Fuarı’ndaki acemilik
destanı, Moskova’da yazılmayacak.
Berlin’deki
acemiliği görünce “Yolun başındayız” demeye korkuyor insan. İstanbul ve
İzmir’in kocaman yerler tuttuğu fuarda Ankara, 9 metrekarelik, arasan
bulamayacağın bir yer ayarlayabilmişti kendine. Bu 9 metrekare için 78
kişi gitti Ankara’dan. 78 kişinin sadece fuar giriş ücreti, 22 bin avro (50 bin
liradan fazla) tutmuştu. Ve Ankara değil, Kızılcahamam tanıtılmıştı bu
tezgahta. Biz de Ankara, turizm fuarlarına katılıyor diye seviniyoruz. Acemilik
olabilir ama Ankara’nın önde gelen kurumları, dilimi ısırarak söyleyeyim; böyle
bir yasak savmayı kendine yakıştırmamalı.
Tanıtılamayan Ankara
26 Şubat’ta Ankara
Valisi Alaaddin Yüksel, kamu kurum ve kuruluşları dahil, bir ‘Turizmciler
Toplantısı’ yapmıştı. İl Emniyet Müdürü ve İl Jandarma Komutanı bile katıldı bu
toplantıya. Konunun ciddiyeti, herkesin konuya dahil edilmeye çalışılmasından
anlaşılmalıydı ama kısa vadeli, herkesin işine geldiği tarafından tuttuğu bir
toplantı oldu. Bir yasak ta burada savıldı sanki. “Ortak” diyebileceğimiz bir
stratejik hedef ve planlama niyetinin kenarından geçmedi öneriler. Turizmciler,
tek ses olamıyor, uzun vadeli stratejiler için gür bir ses veremiyor, zaten
Valilik dışında niyeti olmayan kamu kurumları da durduk yerde başına iş almamak
için bu sessizliğin suyuna gidiyordu. 20 Aralık’ta yapılan ‘2’inci Kültür
Turizmi ve Fuarı Kültür Yolları ve İnanç Turizmi’ diye adı uzun etkisi olmayan toplantıya,
Türkiye’den 20’ye yakın şehir katılmış ancak bir Ankara yoktu neredeyse tanıtımda.
Ankara, Ankara’da bile tanıtılamıyordu. Benim beklentimse çok farklıydı.
‘Hüsran fuarları’na dönüşmeden
‘Ortak ses’ten
beklediğim, öncelikler sıralaması yapmış olması ve bu sıralamanın hepsinin aynı
anda değil, madde madde uygulanmasında ısrarcı olmasıydı. Yatırımlarda,
önceliğin verileceği bir başlığı belirleyip (örneğin sağlık turizmi), onun
desteklenmesini isteyebilirlerdi. Yani öncelikle neyin turizmini yapacağına
karar vermeliydi Ankara’nın turizmcileri ve yerel yöneticileri. Hangi ilçe,
hangi bölgeyse önce orayı ayağa kaldırma girişimlerinin konuşuluyor olması
gerekirdi. Cümlesi tamamlanmayan toplantılar, turizmcinin kendisini bile ikna
edemiyor turizme.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder