06.08.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Türk sanayisi, bir
doygunluk noktasına geldi. Artık yabancı firmaların taşeronu olmak, dışarıdan
alıp, parçaları birleştirmek ya da taklit ürünler üretmek kesmiyor Türk
sanayisini. Sınıf atlamak, kabiliyetine yakışır işler yapmak istiyor. Kendini
geliştirmeyen ülkelerin düştüğü ‘orta
gelir tuzağı’na düşmek istemiyor. Kendi teknolojisini geliştirmeyen, sanayisine, ticaretine yeni açılımlarla yön
vermeyen ülkeler düşüyor bu tuzağa. Kısıtlı teknolojisi, ufuksuz iş yaşamıyla
olduğu yerden ilerleyemediği gibi, gerisin geriye tepetakla yuvarlanabiliyor.
İşte biz, bu ipin üzerinde yürüyoruz şimdi; destek olmazsa karşıya
geçemeyeceğiz. O yüzden “Elimiz, ayağımız tutarken talip olduğumuz şu işlere
girişelim” diyor sanayiciler. Hepsi demese de diyenlere kulak verelim, onlar
iddialarının arkasında duracak beceriye de kavuştular çünkü.
Önce ARUS
Yerli araba konusu
açılmıştı ama raylı ulaşım sistemlerinde daha hızlı davrandı sanayicilerimiz.
82 firma, 29 destekleyici kurumla bir araya geldi, hızla 'Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi ARUS’u oluşturdular. 1
yıl önce metronun yüzde 51’ine taliptiler, bu yıl yüzde 100’üne talipler. O
kadar hızlı ve planlı bir hazırlık yaptılar ki şimdi yüksek hızlı trene de
talipler.
Uçağın yüzde 40’ına
6-8 Mart 2013
tarihleri arasında “Savunma ve Havacılıkta Endüstriyel İşbirliği Günleri” yapıldı Ankara’da.
Boeing, Airbus gibi dev sivil havacılık şirketleri, büyük ilgi gösterdi bu
etkinliğe. 4 binin üzerinde ikili iş görüşmesi yapıldı. İş yapamayacağı adamla
görüşmez böyle firmalar, Türkiye’deki
savunma ve sivil havacılık sektöründe üretim kabiliyetini ölçtüler. Görüşmelerin çoğu
olumlu geçti. Türk Hava Yolları 2014-2021 yılları arasında teslim edilmek üzere
137 Airbus, 115 Boeing uçağı satın aldı.
Maliyeti 31 milyar 200 milyon dolar yani 57 milyar (katrilyon)Türk lirası.
Sanayicilerimiz, havacılık alanında da iddia sahibi, bu ihalelerin de yüzde
40’ına talip oldular. “İlk anda bu kadarını yapacak kudretimiz var” diyorlar.
Savunma sanayi uyguluyor
Savunma Sanayi
Müsteşarlığı, kamu kurumları arasında bu konuyu en iyi değerlendiren kurum
oldu. ATAK helikopteri, genel maksat helikopteri ve F 35 uçağının toplam proje
bedeli 22,7 milyar dolar yani 41 milyar (katrilyon) Türk Lirası ve bu projenin yüzde
57’si yerli sanayici işin içine katılarak yapıldı. 23 milyar liralık kısmı
yani. Olabiliyormuş değil mi?
Dünyanın güvendiği
sanayicilerimize, kendi ülkemizin kurumları ve yöneticileri niye güvenmiyor
acaba? Güveniyorsa özellikle yabancı ihalelerdeki yerli katkı oranlarını niye
dikkate almıyorlar. Niye bizzat Başbakanlığın yerli üreticiyi destekleyen genelgelerinin
gereğini yerine getirmiyorlar?
Çürük direksiyonla nereye?
Ankara, geçtiğimiz ay açıklanan Türkiye’nin İlk 500 Firması arasına 7’si
kamu olmak üzere 34 firmayla girdi. Organize sanayi bölgelerinde,
teknokentlerinde, üniversitelerinde yay
gibi gerilmiş bir sanayi altyapısı hazır bekliyor. Dokunsanız zıpkın
gidecek, hedefine saplanacak. Ancak bu arabanın frenine kim basıyorsa kırmızı,
sarı, yeşil, bütün ışıklarda bekliyor sanayimiz. Beklemekten teknolojiler
değişecek, başkaları ihaleleri alacak, bizim tuttuğumuz direksiyon da çürüyüp
elimizde kalacak. “Gidelim” deseniz nereye gidilir bu çürük direksiyonla? Yönümüz belliyken gidelim artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder