14 Ocak 2014 Salı

KEÇİÖREN’DE BİRŞEY OLUYOR


14.01.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi



Seçim bürolarının taşlı saldırılarla camları kırılıyor, bazılarına molotof kokteylleri atılıyor, geriye uyarı amaçlı uzun namlulu silah mermileri bırakılıyor. Yaklaşık 850 bin nüfusuyla Türkiye’nin en büyük ilçesinde saldırılar devam ediyor, sorumlular bulunamıyor, normalmiş gibi kimseden ses seda çıkmıyor. Yeni nesil bilmez; 12 Eylül 1980 askeri darbesinden önce terörle yatıp kalktığımız yıllarda olurdu böyle müdahaleler. Başa mı dönüyoruz?



7 müdahale

Son 2 haftada 7 müdahale oldu. Bunlardan 5’i BBP Keçiören Belediye Başkan adayı Turgut Altınok’un bürolarına, biri MHP adayı Mehmet Ali Tanrıverdi'nin, biri de CHP Keçiören Yakacık Temsilciliği'ne yapıldı. Memleketin havası sislenmişken hiç hayırlı gelişmelere işaret etmiyor bu müdahaleler. Şu ana kadar cana bir zarar gelmedi ama bu bürolara bırakılan mermiler, karanfil çiçeğinden yapılmıyor.



Partiler, yöneticiler sessiz

Saldırılar sonrasında siyasilerden ya da partilerden de bir açıklama gelmedi. Milliyet Ankara Gazetesi sorunca “Demokrasiye vurulan darbedir” türünden yanıtlar aldık ancak partiler bir araya gelip, konunun vehametine işaret edecek ortak bir açıklama yapmadı. Sıradan bir durum olarak  karşılanıyor galiba, devam ettiği halde kentin yöneticilerinden de ses çıkmadığına göre.



Bir yerin güvenliği, karışık zamanlarda, zor günlerde belli olur. İyi günde zaten herkese iyidir. Baştan aşağı tüm yöneticilerin sorumluluğundadır böyle gelişmeler. Ucu kaçınca toparlaması zor olur çünkü. Ya da eğer şiddet, siyasi seçimleri belirleyecekse öyle ülkelere de seçimlere de ‘demokratik’ denmiyor. Demokratik olmayan seçime, yöneticiler tarafından da seyirci kalınmış demektir.



Ders almadık mı?

Keçiören’de oturmuyorum. Keçiörenliler’in tercihiyle de bir alıp veremediğim yok. Bununla beraber Türkiye’nin başkenti Ankara’da, devletin merkezinde yaşıyorum. Sadece makam arabaları geçerken bile yerimizden kıpırdayamazken birileri mermiler bırakarak geziyorsa başkentte, ürkerim. Zaten ürkütmek için yapılan müdahaleler de amacına ulaşmış olur.



Neredeyse 70 yıldır bütün çirkinliğini yaşadığımız kaba siyasi ayrımcılıktan ve kaba kuvvet yönlendirmelerinden ders almadık mı?


Keçiören’de bir şey oluyor ve bir sessizlik içinde olmaya devam ediyor. Ne diyeyim; “İyi ki Keçiören’de oturmuyorum” mu?

Hiç yorum yok: