24.01.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Akşamüzeri Gölbaşı… Sabahki yağmurdan eser yok,
birkaç pamuk yumağı bulut kalmış gökyüzünde. Ankara’nın meşhur gün batışı kızılının ucu görünüyor yavaş yavaş. Haymana
yolu tarafından girdik, Mogan Gölü’nün Konya yoluna doğru ucundayız. Altın
sarısı bir saz ormanı, kırçıllı bir battaniye gibi gölün bu kısmını örtmüş. Türlü
kuş cıvıltısı geliyor altından. 10’arlı, 20’şerli, bazen 50-60’ı bir arada,
kalabalık sığırcık sürüleri, akşam toplantısına geliyor.
Öff
ki öff!
Profesör Doktor Adnan Ataç’la Ankara’nın doğal
zenginliği üzerine söyleşi yapmıştık, o manzarayı mutlaka görmem gerektiğini
söyleyerek bu saatte gölün bu kısmına getirdi beni. Kendisi aynı zamanda bir
doğa fotoğrafçısı ve Ankara’nın kelebekleriyle ilgili kitabı var. Kuşlarıyla
ilgili olanı da yolda. 4 çeker arabasıyla bölgenin en yüksek tepesine çıktık,
izlemeye başladık. Sığırcıklar toplanmaya devam ederken her yanı inceleme
fırsatımız oldu. Öfff!.. Öff ki öff!..
Göl havzası içinde derme çatma barakalar, konteynır
evler, istiflenmiş teller, moloz yığınları… Mogan Gölü’nü, Dünya Kuşları Koruma
Kurumu’nun bilimsel ölçülerine göre Türkiye’deki 184 ‘Önemli Kuş Alanı’ndan ‘A’
sınıfı bir sulak alan diye biliyorduk ama… ‘A’ sınıfına böyle bakıyorsak ‘B’sini
Allah korusun!
Yeni
hançer 11 villa
Milliyet Ankara Gazetesi’nin Perşembe sayısı
hazırlanırken önünde durduğumuz yer, aynı anda gazetenin manşeti oluyor; “Kuşların Yaşam Alanı Yapılaşıyor!”
Başkent Ankara Meclisi Başkanı Nevzat Ceylan, “Son zamanlarda Mogan Gölü etrafında, kıyı çizgisine çok yakın yerlerde
betonlaşmaların başladığına şahit olmaktayız. Özellikle gölün güney uçlarında,
en çok kuş nüfusunun ve yuvalarının olduğu bölgede göle hançer gibi uzanan 11
villa yükselmeye başlamış” diyor. Tam oradayız işte, taze taze yaşıyoruz
manşeti.
Uzun yıllar kaba inşaat olarak beklemiş villalara,
kaldığı yerden devam edilmeye başlanmış. Hızla yürüdüğü söyleniyor inşaatın.
İşin içinde bozmak varsa bizden hızlısı bulunmaz alemde. Korunacaksa da bizden
yavaşı…
Sevgi
Çiçeği de kuşlardan farksız
Az önce de dünyada sadece Gölbaşı’nda yetişen Sevgi
Çiçeği’nin has arazisinden geçtik. Üzerinde bir çiftlik var. Yanında kalan az
buçuk arazideki atlar, dünyanın en özgün bitkilerinden birini otluyor. Ondan
önce de taş ocaklarının göle akan molozlarına çare istiyorduk. “Ankara’nın Haliç’i olmasın” demiştik.
İnşaat, 227 kuş türünün yuvası Mogan Gölü’ne de ev
sahiplerine de çekilmiş yeni bir hançer olarak uzuyor içeri doğru. Çok
tehditkar! Bizim de yüreğimize dokunuyor ucu.
Eksik
cümbüş
Güneş, bir topak pamuk buluttan sıyrıldı, bizimki
gibi kızgınlığın kızıllığı mı acaba, bütün kızıllığını yayarak uykuya
hazırlanıyor.
‘A’
sınıfı korunamayan Mogan Gölü’nde, cümbüş zamanı; sığırcıkların akşam dansı
başladı. Yüzlerce sığırcık, tek bir vücut gibi, havada her yana savrularak
tekrarlıyor aynı hareketleri. Birden toprağa çöküyor, birden havalanıyorlar.
Binlerceymiş ama birkaç gündür azalmış sayıları. Adnan hoca, “3 gün önce buradaydılar, bir şeyden
korkmuşlardır” diyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder