10.01.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Ne merdivenmiş be
arkadaş! İşi gücü bıraktık merdivenlerle dalaşıyoruz. Yaklaşık 18 yıllık mazisi
var ama 4 yıldır bizzat dalaşıyorum. İsim takmaya doyamadık, hiç üstüne de
alınmıyor. ‘Yürümeyen yürüyen merdiven’di,
“Yenisi yapılıyor” dediler,
yürümediği gibi bu sefer de ‘bekleten
merdiven’ oldu. Bitmedi de bitmedi yapılması. Yaklaşık 1 aydır da ‘Yürütülemeyen merdiven’ olduğuna kanaat
getirdim. Az kaldı ‘İllallah merdiveni’
demeye!
Sabır çıtası yüksek
Ankaralı’nın, sınavı bitmiyor, bir de merdivenlerle varmış. 18 yıl oldu neredeyse. Yerin dibindeki metro istasyonlarına, dimdik merdivenlerinden ine çıka sabır çıtamız yükseldi. Yetersiz otobüs seferlerinden kaldırımlarına kadar çıtayı yükseltiyoruz habire. İnsaf, Ankara’ya sık uğramıyor.
Ankaralı’nın, sınavı bitmiyor, bir de merdivenlerle varmış. 18 yıl oldu neredeyse. Yerin dibindeki metro istasyonlarına, dimdik merdivenlerinden ine çıka sabır çıtamız yükseldi. Yetersiz otobüs seferlerinden kaldırımlarına kadar çıtayı yükseltiyoruz habire. İnsaf, Ankara’ya sık uğramıyor.
Metro duraklarındaki
merdivenler, yürüyen merdivene çevriliyor diye sevinmiştik. 3’üncü ay oldu,
birçok yerde inşaatı bitmedi, bitenlerin dağınıklığı toplanmadı, ucu açık
elektrik kabloları tepemizden sarkmaya devam ediyor, bitenler de yürümeye
başlayamadı. Daha çocuk ya, önce yürümeyi öğrenmesini bekliyoruz.
Merdiven eylemde
Bu arada çalışan
merdivenlere de bir hal oldu. Küstüler herhalde, iş yavaşlatma eylemine başladılar,
sık sık dururken görüyorum bir hafta 10 gündür. Hem durma hem iş yavaşlatma
eylemleri bir yandan, ha çalıştı ha çalışacak diye dişini sıkanlar bir yandan, tepeden
sarkan elektrik kablolarını da ekleyince hava gergin velhasıl. Metro istasyonu
değil, korku tüneli mübarek!
Meczuplar arası fark
İnsan, 4 yıl aynı
şeyleri tekrarlayınca şüpheye düşüyor; “Merdiven
İdaresi’nden meczup muamelesi mi görüyorum acaba?” diye. Sanki burası
başkent değil, sanki 5 milyon kişi burada yaşamıyor, sanki milyonlarca kişi bu
metroyu kullanmıyor da taşa oturmuş, aynı şeyi sayıklayan bir meczup
mırıldanıyor.
Refik Halid Karay’ın
bizzat yaşadığı olaydaki gibi; İkinci Meclis’in inşaat taşlarında oturup, boş
araziye bakarak hergün “Evler evler
evler.. saraylar saraylar saraylar!” diye ünleyen meczubu hatırladım. Refik
Halid de bakınıyor nerede bu evler, saraylar.
O, meczup değilmiş,
gerçekten geleceği görebiliyormuş. Biz, sorduğumuz halde, sabah bindiğimiz
merdivenin, akşam yürüyeceğini kestiremiyoruz. Teknolojiyle barışamadığımız
gibi ileri görüş de sıfır!
Kafaları güncellemeli
21’inci Yüzyıl’a girdik, 2014 yılına geldik. Bir başkent, hala metrosunun merdivenini yürütmekle eğleşiyorsa eğer sorun sadece duyarsızlıkla değil beceriyle de ilgili olabilir. Ne bileyim; belki merdiven son teknolojidir ama yürütecek olanın teknolojisi geri kalmıştır. Hepsini güncellemek lazım, değil mi efendim!
21’inci Yüzyıl’a girdik, 2014 yılına geldik. Bir başkent, hala metrosunun merdivenini yürütmekle eğleşiyorsa eğer sorun sadece duyarsızlıkla değil beceriyle de ilgili olabilir. Ne bileyim; belki merdiven son teknolojidir ama yürütecek olanın teknolojisi geri kalmıştır. Hepsini güncellemek lazım, değil mi efendim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder